genelde şaşkın bir o kadar da uyanık, cesur ama korkak, karamsar ama iyimser iyi yürekli tatlı cadı ve en önemlisi gerçek dost.. böyle bir sürü özelliği olan yazar..
Âşıkın çıkardığı âh'ın adı zefre'dir. Bu âhı çıkaramayan âşık, sıcak hava kalbin üst kısmındaki soğuk kısma girerek rutubete dönüştüğü için aşkını ağlayarak açığa vurur. Bu kadar da değil; ibnü'l-Arabî, kalpten ciğerlere sirayet etmesi halinde, âh sadâsıyla birlikte çıkan nefesten yanık kokusunun yayılacağını söylemektedir. Bazan aşk şiddeti dolayısıyla "tecvîf-i kalbi yarar". O zaman tencerede kaynayan suyun fıkırtısına benzer bir ses duyulur ki, bu ses vecbe, sayha ve recfe diye adlandırılmaktadır. Eğer ateş kalbi ve ciğeri yakıp pişirirse, hal sahibi ölebilir. Nitekim evliya menkıbelerinde semâ meclislerinde ruhlarını böyle teslim edenlerin isimleri zikredilmiştir. ibnü'l-Arabî yorumcusu Ahmet Avni Konuk "Bunlar aşk-ı ilâhînin şehidleridir" diyor.
tüm ayar vermelerime, gıcıklıklarıma rağmen beni seven ama bu arada az önce bi daa ayar verme deyip beni tehdit etmiş * , kafanı kırarım demiş olan can dır dosttur.. *
hani bazı insanlar vardır, zekasına, olaylara olgun ve mantıklı yaklaşımına hayran kalırsınız, işte zefre bu insanlarla en ufak alakası ve benzerliği olmayan birisidir.
halaçoğlu'nun elindeki belgelere bir tek yanıtınız var mı yoksa sözleriniz saçmalamaktan mı ibaret?
Lütfen cevap vermeye zahmet etme, çünkü bu bir soru değil.