kan mı çekiyor nesil mi bilmem ama hoşgelmiş yazardır. geldiği gibi benden yazdığım bir makalenin tamamını rica edip, sabaha karşı bir sayfalık makaleyi yazacağım diye gözlerimi yoran yazardır. hayır şikayetçi değilim aksine takibindeyim. yazdıklarını okuyor, yazacaklarını merakla bekliyorum.
her ne kadar ateizm taraftarı olmasam da, dinlere saldıranlara gülmekle yetinsemde şu entrysiyle neden bu yolu seçtiğini göstermiş söyleyecek söz bırakmamış insandır. (#3597574)
Hiç kuşkusuz, 2 temmuz 1993 Sivas Katliamı şehitlerini anacağımız büyük gün olan 3 temmuz 2008 canlar kor içinde izmir zirvesi için elinden gelen özveriyi gösterip, zirve mekanına ulaşım konusunda bilgiler veren, ne kadar katılım olursa o denli bilinç artar mantığıyla hareket ettiğini gösteren ve o günkü onurlu buluşma adına şimdiden kendine apayrı bir gönül payı bulan güzel insan...
genel olarak "din bir afyondur" felsefesini benimsemiş, takip ettiğim yazarlardan birisi. ayrıca kendimi etiketleme ihtiyacı duysaydım sağcı-solcu değil de müslüman olarak addedilmeyi yeğlerdim. günümüz siyasetinin yozlaştırdığı sağ-sol kavramlarıyla nitelendirilmenin ve nitelemenin çok rahatsız edeceğini sanmaktayım ve olabildiğince bu gibi etiketlerden uzak durduğumu belirtmek isterim.
dinini mantığıyla ve sorgulayarak seçmiş biriyim, atalarımdan kalan dini değil de kuran'da anlatılan peygamberin hayatıyla süslenen dini inancımla yaşamaya çalışıyorum. din doğmadır, beğenmeyen inanmaz! diyebilecek kadar sığ birisi de değilim. din doğma değildir, sadece bazı durumlarda inanç akıldan önce gelir. aklımın yetemediği hususlarda inancımın belirlediği kurallara göre oynarım. benim için asıl maksat inanmaktır bir dinde, sevgiye inanmaktır. eğer ki dogma dedikleri buysa varsın olsun, başımın üstünde yeri var.
insan olmanın gereğidir, öznelde insanı ve insani değerleri düşünmek. bir sosyalistte, hümanistte en imrendiğim noktadır bu. dini, mezhebi, soyu, sopu, ırkı, cinsi, milliyeti ne olursa olsun. önce insana yakışır bir şekilde insanca davranırım. bana öğretilen budur, bu benim dini inancımın gereğidir. olaya kişiler üzerinden değil fikirsel açıdan eleştirimi getirmeye çalışırım. kişilerden ziyade düşünceler önemlidir benim için.
tasavvufa kısmen karşıyım, tasavvufi bir yapım yok. insanlara verilen değer tasavvuftan ziyade dinimden gelen bir güzellik olduğunu düşünürüm. dinin kişiye özel bir inançtan çok toplumsal bir olgu olarak ele alınmasını daha doğru bulmaktayım.
ee, arkadaşın nickaltı ben kendimden niye bahsettim? kendimle ilgili bazı çıkarımlarına katılmadığımdan ve eleştirmek istediğimden niye olacak başka. şöyle ki hacı'nın -gözlemlediğim kadarıyla- şöyle bir tartışma mekanizması var:
öncelikle kendi fikrini söylerken araya öyle sihirli kelimeler yerleştirir ki din merkezli bir insanı müthiş biçimde kışkırtır. kabadayıların içine girip "var mı ulan bana yan bakan?" demek gibi. fikirlerini tartışabilecek, karşısında geçebilecek birilerini arar. tabi dini ve milli duyguları üst seviyede bir milletiz. hobaa! hep birlikte abanalım, tabi çoğu mesnetsiz iddialarla karşısına çıktığından savrulur gider. dişine göre bir rakip çıkarır ve üstüne üstüne gitmeye başlar. işte olay bundan sonra başlıyor. arkadaşı eleştirdiğim nokta buradan itibaren yani.
peki sonra ne yapıyor? karşısına aldığı kişinin sınırlarını belirliyor. bu adam ancak ve ancak bu kadardır, bu sınırları geçemez! deyip saldırmaya başlıyor. fikirsel olarak tabi. çoğu tartışmada böyle bir yönteme başvurmasıdır eleştirdiğim nokta. ama ya öyle değilse? veya ben mi çok pimpirikliysem... olur mu olur..
olsun, var olsun canı sağolsun. neler gördü bu gözler, neler. maksadımız aynı ise yollar farklı olsun be hacı derim ve yazımı burada bitirmeden önce birkaç ipucu daha vereceğim.
ilk nacizane tavsiyem zinani'yi takip etmesidir. böylece hangisine hacı hangisine bacı diyeceğini iyi bilirsin. nickaltında zinani imzalı entry yoksa erkeksindir ve kısmen abazasındır. bu bir sözlük gerçeği. o yüzden durmak yok hacıya devam!
ikinci tavsiyem de herkesi her zaman kaale almamasıdır.
sosyalizm propagandası yapan yazar. yazmakla olmaz ama maalesef. sizi de mahirler gibi ibolar gibi kırsala bekleriz. yoksa beklersen yazarak iki dakika içinde bende beyonce ile sevişip gelebilirim.***
kendisinin benzetilmek isteyeceği son kişilerdendir napoleon. çünkü napoleon bonaparte gücün eşsiz büyüsüne kapılıp en başta kendi halkını sömüren, tüm iktidarı eline alıp dünya'yı ele geçirme hayallarine kapılarak almanya'dan mısır'a savrulan, zayıf karakterli bir kişilikten, bir diktatörden fazlası değildir. asla o'nun gibi bir jakoben olmaya niyeti yoktur, eğer illa bir benzetme yapılacaksa ezilen ve sömürülen emekçilerin kölesi olmalıdır bu, onların kayıtsız, şartsız hizmetindedir çünkü.
çok taşak bir mevzu ya, gene de hadi meraklı bünyelerin merakını giderelim
(dikkatli olun insanın başına bela getiren diğer mevzuda bişey yapamam). zall'ın idamına karşı çıkışım farklı yorumlanmış. kafaların basmadığı bunun nedeninin masum olan herkesin idamının karşısında olduğumdan ve bunun en ufak bir simülasyonuna dahi karşı olduğumdandır, kendimi uludağ'a ait hissetmemden filan değil. ha seviyorum burayı, format dahilinde daha uzunca bir süre sözlükteki tüm sağcı yazar arkadaşlarla arkadaş ayağına yatmaya feci halde niyetliyim o ayrı.
-arkadaş ayağı ne ayağıydı fettoş?
+terbiyesiz!
-tamam ben yanıtlayayım, göt ayağı. peki, zaman kötü, kolla ...?
sosyalizmin ne olduğundan bi haber toplumda, fikirlerini beyan eden yazardır. yaşasın kapitalizm diye nara atan, ezilen, sömürülen insanları sikine takmayan, belki babasıda ağır bir işte çalışan ve ezilen, hakkı yenen insanların bile kapitalizmi savunduğu insanlarla karşı karşıya gelen yazar arkadaşımızdır.