Zeâmetler, tezkere kaydıyla merkezden berât verilmek sûretiyle tevcih edilmekteydi. Babadan mahlûl kalan zeâmet oğullarına geçebilirdi. Bu durumda büyük oğula daha fazla pay verilmekle beraber, diğer oğullar hisselerini zeâmet seviyesine yükseltmek için çaba gösterirlerdi. Kılıç denilen kısım bölünemediğinden sadece tek bir kişiye verilebiliyordu. Osmanlı Devletinin daha sonraki yıllarında bu sistemin itibar kaybettiği görülür. Aynı kişi üzerinde birkaç kılıçın toplanması, timar ve zeâmet erbabının görevli oldukları yerlerde oturmaması neticesinde, özellikle XVIII. asırdan itibaren bu sistem bozulmaya yüz tutmuştur.