zargana

entry289 galeri3 video4
    264.
  1. hastane, cinayet, afyon, aşk... tanrı kayıp çocuklarını geri almak için elinden geleni yapıyor.
    0 ...
  2. 263.
  3. Antalya/konyaaltı

    Zargana için ne söylenebilir veya hakan Günday için cevabı bizde saklı kimi hiç beğenmez zargana'yı kimide zargananın bir daha berline dönemeyeceğini bildikleri için kasvet içinde kalırlar.
    1 ...
  4. 262.
  5. Hakan Günday hayranı olmama neden olan, çoğu kişinin nedense beğenmediğini söylediği benimse muazzam olarak nitelendirdiğim kitap.

    --spoiler--

    '' Zor değil dedi kendi kendine. insanları anlamak zor değil. Hepsinin de doğum izleri gibi karakter izleri var sağlarında sollarında. Biraz dikkatli bakmak yeter. Haritalara benzerler: ölçeklerinin nerede yazdığını bulana kadar korurlar esrarlarını. Sonra bir güneş kadar bilinir hayatları, sarışınlara benzeyen hayatları. Güzel ama aptal hayatları... ''
    0 ...
  6. 261.
  7. hakan günday ın en sağlam kitaplarındandır. yine eşcinsellik ve nefret ön plandadır her hakan günday romanında olduğu gibi.
    0 ...
  8. 260.
  9. 259.
  10. bu sene ufaklarını tutabildiğim, tutması eğlenceli, uzun, ince ve yılanımsı balık türü.
    0 ...
  11. 258.
  12. üçüncü nesil silik yazar. ayrıca monte cristo kontu filminde korsanların bizim elemana verdiği isimdi. *
    0 ...
  13. 257.
  14. unutmam ; gökdelenleri derinden tasvir eden bir kitaptı, gece vakti her şey susmuşken onların ışıklarıdır geriye kalan diyordu. başını oraya dayadığında duyduğun paranın sesiyken ; yere eğilip toprağa dayandığında geriye hayatın sesi kalırdı.
    0 ...
  15. 256.
  16. kimsenin birbirine bakmadığı, yalan, ihanet, şiddet, tecavüz, ve acımasızlıkla yoğrulmuş, yalnıza hayallerin göz göze geldiği bir hayattan intikam almanın en iyi yolu yaşamaktır. anlam aramak boşunadır ve her şeyin "hiç" e dönüşmesi gerekir.
    (bkz: hakan günday-zargana)
    0 ...
  17. 255.
  18. silinmeyeydi iyiydi. üçüncü nesil yazar.
    (bkz: #1370217)
    0 ...
  19. 254.
  20. 12 yaşında evlatlık olduğunu öğrenerek evden kaçıp 4 kişinin tecavüzüne uğrayan ve kendini insan sınıfından ayıran Zargananın hikayesi. Fena kitap değil. Ama biraz topal. Yani çift zamanlı ilerleyen romanın, Zargananın evden kaçma sürecini ve geçmişini anlatan bölümleri gayet güzelken, günümüzde yaptıkları gerçeklik zemininden biraz uzak ve zorlama geldi bana.
    Yine de okuduğuma pişman mıyım ? Hayır. Kitaptan bir alıntı şöyle:

    --spoiler--
    Zargana her şeyi seyretti. Üzüntüyü gördü. Hatta kadın yanından geçerken üzüntüye dokundu. Hayran kaldı. Saydam gözyaşlarına, kırışan yüze, abartılı hareketlere, gerçeği kabullenmemek için yapılan bedensel mücadeleye hayran kaldı. Derinden üzülen bir insan, gördüğü en büyük gösteriydi. Sevinen birini seyretmekten daha zevkliydi bu, çünkü gerçekle arasında bir sorun olmadığı için insanın kendisini o denli zorlaması gerekmiyordu. Mutsuzluklar, büyük şoklar yaşayanlar, kanser olduğunu öğrenenler, çocukları ölenler çok daha iyi bir performans gösteriyorlardı gerçeğe alışabilmek için. Profosyonel aktörler gibi çevrelerindekileri de inandırmak için uğraşıyorlardı. Tabii, son olarak da, mutsuzluk mutluluktan daha çok ses çıkarıyordu. On iki yaşındaki bir çocuk için önemliydi işin kulakları ilgilendiren bölümü. Çocukların çoğu renge ve sese doğru yürürdü. Zargana da öyle yaptı. Hayatı boyunca üzüntüye doğru yürüdü. Büyüyen her gözbebeğinde, titreyen her çenede, buruşan her alında daha da hızlandı. Ne istediğini biliyordu artık. Dünyanın kabuğu olacak kadar üzüntü. Siyah ve grinin hüküm sürdüğü o eşsiz üzüntü. Gözlerinin rengine yakışacak bir dünya.
    --spoiler--

    [Hakan Günday, Zargana, syf 48/190, Doğan Kitap]
    1 ...
  21. 253.
  22. neden silik merak ettiğim duygusal, derin yazar. oysa bir kaç entrysini okuyup hayran olmuştum bile ben.
    1 ...
  23. 252.
  24. 251.
  25. ışığı görünce oltaya gelen balıktır. ışığa ilgisi olduğu kesin. kılçığı mavi renktedir, mangal yerine yağda pişirilmesi tercih edilmedilir.
    1 ...
  26. 250.
  27. sürekli bir gay ya da tecavüz magduru vurgusu oldugundan hikaye acisinda sikmistir *
    genel olarak da sadece zargana'nin kendi hayatini anlatan bir kitap olsa daha iyi olabilirdi belki.
    paralel giden yan karakterlerinin hikayesi havada kalmis gibi. ayni aceleye gelmis sonu gibi.
    ama bu sadece sahsimda uyandirdigi bir izlenim. her seye ragmen kitap diye önümüze koyulan onca siktiri boktan pacavralar arasinda kendince yine dil ve anlatim acisindan ayrica kendi türünde gayet basarili diyebilcegimdir. her zamanki gibi birkac (hatta hakan gunday'i genel olarak göz önünde bulundurursak) bircok iyi ve degisik düsünceye dikkat cekmistir.

    not : ama yillardir sadece görsel olarak arkadaslarima anlatabildigim almanlara özel hareket cekme eylemini yapilacak en iyi sekilde betimlemis olmasiyla hakan gunday bu kitapla ayri bi yere sahiptir bende. *
    --spoiler--

    cahil ile anarsist arasindaki fark tüy kadardir. o aradaki tüyün üstünde durur tüm okunan kitaplar.

    mucizlerin olmadigi bir kentin caddelerindeydiler. bati'yi gösterirdi burda bütün pusulalar. bati da mucize katili mantigi. (berlin hakkinda)

    gidenler üzüntüyü carsaf yapip üzerine yatar ve o carsafin üzerinde bin bir zevk icinde hayatla sevisir. kalanlarsa vasat hayatlarini, bir ürünün taban ve tavan fiyatlarina benzeyen taban ve tavan duygular icinde yasayarak yerlesik düzenin sokak lambalari haline gelir.

    ...insanlar sadece sevdiklerini kaybedince üzülmezler. adil olmayan her ölüme üzülürler. intihar adil degildir.

    bati hafiflemek, dogu agirlasmak icin kaldirir kadehini.

    "taze bir bok gibi kayarsin klozet tasinda."

    -kac yasindasin? diye sordu betty (...)
    -on iki bucuk. hayatta bucuklarin hicbir degerinin olmadigini daha bilmedigi icin yillarin yanina aylari da eklemeyi ihmal etmemisti.

    birbirine uyan hayalleri vardir. belki bunlar bir konusma konusu olabilirdi. ama yine de susmayi tercih ettiler. cocuklar karsilikli susarlarken sikilmazlar. genellikle yetiskinlerin sorunudur gözlerini birbirlerinden kacirmak.

    (...)iki adamin öpüstügün sandi. oysa birbirlerine hayati ikram ediyorlardi.

    bir girdabin icinde usulca dolasmak cikis yolu bulmanin en kolay yöntemidir. sakin ve sabirli olmak gerekir. itiraz ve isyani gülünc bulan girdaplar sadece kani soguk olanlara acarlar cikis kapilarini.

    zamanin olmadigi yerde gec kalmak da yoktur. on alti yasindakilerin önlerindeki hayatsa sonsuzdur.

    -sadece et yiginlari kendini asar. sadece onlar bileklerini keser ya da ilacla ölmeye calisir. kafaya ates etmek! iste yapilmasi gereken bu! sadece düsünmekten yorulanlar beyinlerini öldürmek icin sakaklarina dayarlar namlularini. düsünmekte daha da ileri gidenler susturucu takarlar silahlarinin namlularina.

    sence ne kadar güclü bir yapida olmak gerek milyarlarca insani hayatlarini degistirmeye ikna etmek icin? sadece basit bir giriskenlik anlatabilir mi peygamberlerin basarilari. sana da biraz komik gelmiyor mu peygamberlerin bugün yasasalardi talk-show sunabilecek olma olasiliklari?

    --- spoiler ---
    0 ...
  28. 249.
  29. Uzun ince bir balıktır. Neredeyse suda hareketli gördüğü herşeyi yiyerek sindirebileceğini zanneder. Halk arasında balıktan anlamayan kesimin '' Ahh yılanbalığına bak ! '' diyerek iteleyip kakaladığı bir balıktir. Uzun gagası torpil gibi vücudu vardır. Pelajik bir balık türüdür. Orta suda ve su üstünde gezinir. Genellikle sardalya hamsi yavrusu, gümüş gibi canlılarla beslenir. Bir kısım balık severler tarafından etinin yeşil olması nedeniyle dışlanmakta ise de yumurta ve unla kızartılıp yendiğinde gayet başarılıdır. Biraz kılçıklıdır sadece. Lüfer balığının en sevdiği balıklardan birisidir. Bir metreye kadar büyüğünü avladım ve gördüm. Özellikle ilkbahar aylarında tezgahları süslemeye başlar. Temmuz ortasından Kasım sonuna kadar ortalıkta dolanır iyi av verir. Avlamak için ipek, kaşık ve sair yapay yemler kullanılır. Yaprak şeklinde kesilmiş akyemle de tutulabilir. Örnek olsun gümüş ve sardalya balığı. Şamandıra ve sinek oltası ile bol miktarda avlayıp keyifli vakit geçirebilirsiniz.
    1 ...
  30. 248.
  31. mısır ununda kızartılarak domates sosla servis edileni yemede yanında yat olan eti çok sıkı ince uzun zarif bir balık türü.

    kılçığı yemyeşildir ki bu zargananın fosfor deposu olduğuna işarettir.
    0 ...
  32. 247.
  33. 1976 yılında rodos adası' nda doğan hakan günday' ın mayıs 2002' de basılmış romanıdır.

    kitaptan bazı alıntılar:

    " kaldırımda gece yarısından sonra beklemeye başlayanların en vahşisi hayattı. "
    " çocuklar karşılıklı susarlarken sıkılmazlar. genelde yetişkinlerin sorunudur gözlerini birbirinden kaçırmak."
    " matematiği kuvvetli değildi ama çıkarlarını hesaplamasını iyi bilirdi. "
    0 ...
  34. 246.
  35. Rivadaki gölde bolca bulunan , bazılarını 9 yaşındaki çocuklar bile kolay bir şekilde avlıyorlar.
    0 ...
  36. 245.
  37. dogu akdenizde sık görülen bi balık türü,sıcak sularda yasadıgından yag oranı azdır,tavası pek güzel olur,kıyıdan olta balıkcılıgı yapanlar için olta ucunda görüldügünde mutlu olunan bi balık çeşididir.
    0 ...
  38. 244.
  39. yokluğu içimi burkan yazar.

    ulan halbuki ben hazırdım, onun için seri artı oy veren melek olmaya. peh.
    1 ...
  40. 243.
  41. lezzetli bir balık.
    tavada yapılması lezzetine lezzet katar.
    fosfor deposu.
    içinde yeşil yeşil maydanoza benzeyen yeşillikler vardır.
    10 şubatta maltepe sahilinde 40 cm. boyunda yakaladığım balık.
    0 ...
  42. 242.
  43. "insanların içlerine yüz hatlarına göre karakterler yerleştiriyordu düşünmeye başladığından beri. hollywood yönetmenleri gibi ruhların yüzlere yansıdığını düşünüyordu. onun için, yüzüne asla belirleyici bir ifade takmamak için çabalıyor, ruhunun okunmasından, aklından geçenlerin anlaşılmasından korkuyordu. eğer zihnindekiler de bilinirse geriye ne kalırdı ? bu nedenle ağlamamaya, kızarmamaya, dişlerini sıkmamaya, gülmemeye, kaşlarını kaldırmamaya, ellerini fazla hareket ettirmemeye, hatta terlemesini bile kontrol etmeye alıştırmıştı kendisini."

    zargana ahanda böyle bir insan. bir hakan günday romanı karakteri. bence sadece bi roman karakteri değil. onun gibi olan insanlar mevcuttur şu dünyada. hastalıklı biraz. ama bakış açıları çok farklı. daha bitmedi hala okuyorum onu. sonunda nereye ulaşacak bu manyak meraklardayım. * *
    0 ...
  44. 241.
  45. Saros körfezinde bolca bulunan, benim bir kez bile yakalamayı beceremediğim balık çeşidi.
    0 ...
  46. 240.
© 2025 uludağ sözlük