ilki kadar etkileyici olmasa da yine klasik bir zar yaşamını anlatan kitap. lary reinhart'ın babasını aramaya kalkışması, zarlarla kurduğu ilişki ve yine şans tanrısının yönlendirdiği yaşamlar silsilesi. özellikle de eserin sonuna doğru okur olarak luke'un çok farklı bir şekilde karşıma çıkacağını ya da yazarın bizleri afallama durumuna sokacağını beklerken hevesim kursağımda kaldı açıkçası.
evet, düşünmüyor muyum zar kullanmayı? neden olmasın ama önce insan ırkından istifa etmek lazım. elbette sahte imza ile.
--spoiler--
insanoğlu sanki kendi içinde bir yerlerde bir şekilde mutsuzluk mekanizması kurmuştur.çok az insan bu mekanizmadan kaçabilmiş gibi görünüyor,ya da hiç böyle bir mekanizma kurmadıklarından ya da onu yok etmek,bastırmak ya da göz ardı etmek için bir şeyler yaptıklarından..Ancak mekanizmayı bulmak kolay değildir.hastalık,yaptığımız her şeye nüfuz ettiğinden yaptığımız her şeyin doğasında bulunuyor olmalı;kendimizle,yaşamlarımızla ilgili her düşünce şeklimizde,karar verip vermeme tarzımızda,yaşama bakış açımızda,yaşayış şeklimide,kendimizi iyileştirmeye çalışma yöntemlerimizde...hayatımızı normal sürdürme yolumuzda kökten yanlış olan bir şey vardır ve bir bakıma onun ne olduğunu bulmak isteriz.*
--spoiler--
kataplarda cinselliğin ön plana çıkmasının sebebinin; gerçektende psikoterapist olan yazarın, cinsellikle kafayı bozmuş freud ile kafayı bozmasından kaynaklandığını düşünmekteyim.