kişinin gönlünde dura dura çürüyen ve bunun sonucunda da hayata karşı bir nefreti doğurabilen şey. onun için asla zaman akıp giderken kıyısında beklememek ve keşke denen illetin kalbi köreltip kullanılmaz hale getirmesine izin vermemek lazım.
yaslı adam mezarlıkta 50 yıllık karısının başında hüngür hüngür ağlıyormuş. ve durmadan bağırıyormuş. "ben onu çok sevdim". çocukları susturmaya çalışıyorlarmış, " babacım kendine gel. seni de kaybetmeyelim. anladık biz de sevdik ama ölenle ölünmez. kendine gel." adam dinlemiyormuş. " ben onu çok sevdim. " gitgide çığlıklar yükseliyormuş. papaz efendi gelmiş" aziz kardeşim tanrı karınızı yanına aldı. ağlamanın çaresi yok. üzülmenin gereği yok. hepimizin gideceği yer orası." amca daha yüksek sesle bağırmış" ben onu çok sevdim. ama 50 yılda bunu ona 1 kez söyledim."
söylendiği an bir hatun için değerini yitirmiştir.hatun kısmısı bir anda her şeyi siler muhabbeti keser.söylememek daha iyidir.biz söyledikte noldu lan?
sadece sevgi değil, hoşlanma veya beraber zaman geçirme gibi isteklerin de dillendirilmesi gerektiğine inanıyorum. neden bu kadar kaçıyoruz bunları söylemekten? bilhassa bu lafım erkeklere.