mantığı basittir, insanoğlu unutkandır ya da öyle olduğunu zanneder, zaman bazı şeyleri insanın zihninde diplere bir yere gömer, üstünü toz ile kaplar, o şey de orada beklemeye başlar, bunun adı unutmaktır, ama hiç ummadığınız bir anda ufacık bir çağrışımla dikkat edin ufacık diyorum o şey o gömüldüğü yerden üstündeki tüm tozu temizleyerek çıkar, sizi bir sarsar,sallar size yine zamana sığınmak kalır, yine özenle üstünü toz ile kaplayıp derinlere göndermeye çalışırsınız o şey herneyse, bu böyle devam eder gider.
alışılamayan şeylerdir. zira zaman ve çare kelimeleri birarada kullanılıyorsa alışmak da peşisıra gelir. alışılamayan şey de hazmedilemeyen şeydir. hazmedilememe sebebi de durumuna göre büyük olasılıkla egodur. siktir edin egoyu tımar etmeniz gereken yönünüzü görün. ya da bugün okuduğum paul austeri dinleyin unutulamayansa çaresizliğiniz: