geçen gün kahvede başıma gelmiş hadise sıcak bir çay içmek istedim dayının biri bir başladı konuşmaya aman aman servetini nasıl yaptığını anlattı valla nerdeyse.bu basit bir örnek daha vahim durumlarda var.pis bir tuvalette hacetinizi gidermek zorunda kaldığınızda,sevgilinizin kankasının yanınızda oturup kaldığında,alacağınız herhangi bir mal için aile efradından birinin sizin adınıza satıcı ile pazarlık ettiği esnada vs.
çok özlediğiniz, uzun zamandır görmediğiniz kişiye sarıldığınız an. koskocaman bir kucaklaşma olur. bırakın çabucak geçmemesini; hiç bitmemesini istersiniz. sanki kollarınız onu azad edince tekrar gidecekmiş gibi..
bu his bir de vedalaşma anında olur ki o da çok dramatiktir. sanki bir daha görüşmeyecekmişsiniz gibi sıkı sıkı sarılırsınız. ve çok büyük bir ihtimalle bir daha görüşmezsiniz de..
edit: başlığı açan dahil ilk 17 entry de mevzu anlaşılmamış mı ne ya amq. adam hem zamanın geçmesinin istenmediği anlar diye başlık açmış hem de bok kokusundan bahsetmiş. mazoşist misin birader demezler mi adama?