belli iki tarih arasında ki zaman dilimini yada hali hazırda akıp giden zamanı idrak edememe durumudur. terim olarak genelikle pozitif anlamda kullanılır "zaman nasıl geçti anlayamadım vallahi" gibi. kimi bi oyun parkında kimi bir sevgiliyle sinemada kimi bir rakı sofrasındaki koyu sohbette zamanın nasıl geçtiğini anlamaz. aslında biraz daha düşününce hiçte olumlu birşey değildir bu. Hatta ürkütücüdür. zira achilles 7 yaşındayken birgün babasına sorar "baba ben ne zaman 12 yaşında olucam?" diye. babası "5 yıl sonra oğlum." dediğinde o 5 yıl 15 yıl gibi gelmiştir. fakat şimdi 12 geçmiş hatta çok uzaklarda kalmıştır.yada yıllar önce yanınıza gelip gülümseyen gözlüklü bıcırık bir kızın yıllar sonra netten sizi bulduğunda rock'n coke'da sonisphere'de headbang yapan bir metalci olup çıktığını görürsünüz. duvar etkisi yapabilir bu durum. daha da kötüsü geçen süre hakkında en ufak bir fikriniz yoktur. 10lar 20ler ömrün yarısı 35ler... işte bu anda akla bir soru takılır:"yoksa ben 100 yılda yaşasam nasıl geçtiğini anlayamayacak mıyım?"
sevdiğin birinin yanındayken veya sevdiğin biriyle herhangi bir şekilde iletişim halindeyken yaşanan durumdur.
geçen on iki saati bir saat geçmiş gibi hissedebilirsiniz ve hatta ama ama daha çok az görüştük de diyebilirsiniz.
yanınızda çok yakışıklı/güzel bir erkek/bayanla 2 saat oturursanız bu size 2 dakika gibi gelir.*
dayanılmayacak sıcak bir odada 2 dakika durursanız bu size 2 saat gibi gelir.
bu da einstein'in ortaya koyduğu izafiyet teorisidir.
vakit geçirmeye, muhabbet etmeye, gözlerine bakmaya doyamadığınız biri varsa, iki saat diye çıkıp on iki saat sonra eve dönersiniz. üstelik hala aradan iki saat geçmiş gibi hissedersiniz.