aslında bir paradokstur. misal; siz bir zaman makinası yapıyorsunuz ve geçmişe gidiyorsunuz. geçmişe gittiğinizde zaman makinasından inerken bir arıyı eziyorsunuz ve o ezdiğiniz arı; normalde arıya karşı allerjisi olan bir insanı sokacak ve adamı öldürecekti. fakat siz bu arıyı ezince bu olay gerçekleşmiyor ve adam ölmüyor. daha sonra bu ölmesi gereken ama ölmeyen adam siz yolda karşıdan karşıya geçerken size çarpıyor ve sizi öldürüyor...
böylece siz gelecekte zaman makinasını hiç icad etmiş olmuyorsunuz ve geçmişe de dönemiyorsunuz. böylece o arıyı ezemiyorsunuz ve adam da sizi öldüremiyor...
e siz ölmeyince, gelecekte zaman makinasını yapabiliyorsunuz. sonra geçmişe gidiyor ve bir arıyı eziyorsunuz. oysa o ezdiğiniz arı bir adamı sokacak ve öldürecekti ama adam ölmüyor. sonra bu adam bir kaza sonucu sizi öldürüyor. bu durumda siz zaman makinasını hiç icad edemiyorsunuz. e o zaman o arıyı ezemiyorsunuz...
paralel evrenler kuramı ile aydınlatılmış paradokstur. zira bu paradoksun senaryosu evrenin "nedensellik" ilkesini ihlal etmektedir; bir evrende zaman tek yönde ilerler, bunda geriye gidemezsiniz, bu kuralın dışına da çıkamazsınız. ancak farklı bir boyuta geçtiğinizde zamanda geriye gidebilmeniz kuramsal olarak söz konusudur.arılı-sokmalı paradoksu şöyle açıklayalım:
bulunduğumuz evren "a" evreni olsun. güzel; adam geçmişe ışınlandı, arıyı ezdi, adamı kurtardı, kendisi öldü, zaman makinasını yapamadı vs...bu olaylar silsilesi gerçekleşir ancak artık adam "a" evreninde değildir. "a" evrenindeki olaylara paralel olayların geliştiği bir "b" evrenindedir. ve bu iki evrendeki meseleler birbirlerinden bağımsızdır ve yine nedenseldir, ikisinde de olaylar tek yönde ilerler. yani zaman çizelgesinde baktığımızda 2 farklı evrende olaylar şöyle özetlenir:
"a": adamın biri doğdu, gelişti zaman makinası yaptı, birara geçmişe gitti, biraz zaman geçti belki geri döndü belki dönmedi,zaman geçti gitti.
"b": adam biri birgün tak diye geldi, arı-adam-kaza silsilesiyle kendi geçmişini öldürdü, ama kendisi yaşamaya devam etti gitti, belki "a" ya geri döndü, belkide "b" de yeni yaşamına devam etti.
burdan çıkan önemli sonuç şu: kendinizi ne kadar yırtsanızda geçmişte bi halt yediyseniz ne kadar pişman olursanız olun, düzeltme imkanınız yoktur.zamanda her hareketiniz, yeni ve paralel bir olay akışı yaratır.bilemem anlatabildim mi ?
birbirine paralel iki çizgi düşünün, üst taraftaki 19.22*, alt taraftaki 19.21. a noktasına doğru seyretmekte olan bu zamanlardan bir tanesi kırılıp diğerinin rayına oturursa zaman kırılması olmuş olur. bu konu hakkında merakınız fazla ise nikola tesla'yı araştırmanızı öneririm.
geçmişte yaptığınız* veya gelecekte* yapacağınız herhangi bir zamanlama hatasıyla bir çok hayatı tehlikeye atabilirsiniz. zincirleme ölümlere neden olabilir veya yüzlerce hayatı kurtarabilirsiniz. tabi ki şu an zamanda yolculuk mümkün olmadığından endişe etmeye gerek yok. don't panic!
fringe isimli diziye konu olan olay şu şekilde gelişmektedir: "william bell" adlı karakter bir evrenden diğerine bir şekilde geçiş sağlamıştır daha sonra da ana karakter olan fbi ajanı da ikinci evrene ışınlanır, aslında bu iki evren birbirine paraleldir yani benzer şekilde zamanı yaşamaktadırlar ancak yapılan eylemler değişiktir mesela ikinci evrene ışınlanan fbi ajanımız, aslında ikiz kulelerin yıkılmadığı bir new york'a adım atmıştır.
doğrusal bir zaman çizgisinde geriye gitmenin olasılığı yoktur, olabilitesi olabilecek olan olasılık * iki paralel evrenin varlığıdır ancak bu da şuan için mümkün değildir, her fizik teorisi gibi, hayali bir öneridir.