zamanla her şeyin geçmesi, zihnimizde yeni yaşantı ve deneyimler arttıkça eski yaraların ve hüzünlerin bilinç dışına atılması şeklinde tanımlanabilir. Alışmak için yaşamak ve yeniden mutlu hissetmek gerek. çünkü insan Yaşamaktan kendini çekip içine kapanırsa o yara yıllar sonra bile ilk günkü gibi kanayabilir. Allah herkese yaralarını iyileştiremese de gününü iyileştirecek dostlar, arkadaşlar, ilişkiler nasib etsin. Yalnızlık çok zor..
geçmezse de en fazla hayatını silkip geçer, daha fazla ne olabilir ki. hayattaki çoğu alanı paylarına bölersek -iş, sağlık, insanlar vs vs... akla gelebilecek her şey; içimden geçer bir şekilde. sonra kendimi toplar ve devam ederim. her seferinde 1 tahta daha eksilir ama hep. hayattaki vazifem toplamak sanırım. dibe vurarak yorulmak ne kadar da realist ve rafine.
dip zamanlarınızda insanlar yanınızda olmaz; bazı insanlar için hayatın 1. maddesi olsa gerek zor günlerde kendinelik. daha iyi, çünkü kurtarıcı bekleniyorsa ne anlamsız ve boş; o masallarda olur. kim zaten insanı kendisinden daha güçlü tutup çekebilir ki? kimse.
geçmesin o yüzden, düştüğünü hatırlarsın hafızanın bir köşesinde hep.
Geçmeyen "zaman"dır. Diğer şeyler zaten değersizdir. "Zaman"ın neden geçmediğini düşünmek gerekir.
Örneğin bir yakınınız öldüğünde esasında sevinirsiniz. Ancak geçmeyen "zaman" idrak etmenizi engeller. Çünkü insanın varlığı böyledir. Her yakınınız esasında bir yüktür. Ölecektiler ve ölmeleri iyidir.
belki probleme çıkış yolu bulursunuz belki de bulamaz ardınızda bırakırsınız. vücut bile kendini yeniliyor, kan pıhtılaşıyor yara kapanıyor. geçmeyecek hiç bir acı yok. geçmeyeceğini düşündükçe yükleri üzerinizde taşıyorsunuz. yapmayın canınıza yazık.