aynı zamanda ülkemiz hukuk sisteminde, mallesef çoğu zaman suçluları koruyan bir kuraldır. işin garibi devlet alacakları zaman aşımına uğramazken, insanların öldürüldüğü olaylar zaman aşımına uğramaktadır. *
zamanaşımı, idarenin ve bireylerin uzuuun bir süre, şikayet, soruşturma, dava tehdidi altında yaşamaması için, istikrar için icat edilmiş bir şey. sanırım başka nedenleri de vardı ama bu saatte, hele bu kafayla varsa da söyleyemem.
gel gelelim bizde bu kelime farklı bir anlam taşıyor sanırım. annelerin, suçu sabit olan, hiçbir şekilde yırtması mümkün olmayan ama "devlete(!) sırtını vermiş adamlar" tarafından öldürülen çocukları aklına geldiğinde boğazına düğümlenen bir şey zamanalımı bu ülkede.
gözü kara, isyankar, benim gibi, senin gibi olmayan bir adamı seven genç bir kızın toprağa gömülmüş bir sevdasının firari katili zamanaşımı bu ülkede.
zamanaşımı türk hukuk sisteminin birinci sınıf kalitedeki liberosu. tabi. sweeperdan geliyor. cavırlar liberoya bu adı takmış, süpürücü anlamında.
idarenin istikrarı, bireylerin tehdit altında yaşamaması için icat edilen zamanaşımını biz değişen hakimlerle, ertelenen celselerle suçluları salıvermek için kullanıyoruz. özetle amına koyim zamanaşımının bize bi şey olmasın.
edit: ahahaassiktir lan 00:00'ı bekleyen yazarlardan olmuşum.
Ceza kanunlarında dava zaman aşımı ve ceza zamanaşımı olmak üzere iki türlü zamanaşımı kabul edilmiştir.
Kanunlarda belirlenmiş olan süre geçtikten sonra, kamu davası açılamaz; açılmış olsa dahi dava zamanaşımı gerçekleşmişse artık o davaya devam edilemez.Zira burada, dava zamanaşımının gerçekleşmiş olması engel neden oluşturmaktadır.
Buna karşılık kesinleşmiş bir karar, kanunda belirlenmiş olan süre geçtikten sonra yerine getirilemez (infaz edilemez). Burada yerine getirmeye (infaza) engel neden ise, ceza zamanaşımının gerçekleşmiş olmasıdır.
Ceza hukuku anlamında zamanaşımından bahsediyorum. Dava ve ceza zamanaşımı.
Zamanaşımı kurumu, aslında gerekçelerinden önce bizzat varlığıyla ciddi tartışmalara neden olagelmiş. 39 sene önce işlenen bir cinayet söz konusu ise, kimileri failin hala cezalandırılması gerektiğini kimileri ise artık devletin bu cebir tekelini kullanmaktan vazgeçmesi gerektiğini söyler. Bunu da çeşitli gerekçelerle temellendirir. Failin psikolojisinin değişmesi, vicdan, sosyal fayda gibi... iyice sıkmayayım.
Bu tartışmalar süredursun herhalde herkesin hemfikir olduğu tek konu vardır;
Somut olayı kasten zamanaşımına sokmak.
Maalesef böyle bir şey var. Bunu yargı erki yapmasa da, idari teşkilat belki de yazışmalarla, raporlarla, yanıtlarla yapar.
Bence, bir hukuk devletinin en önemli ayırdımlarından biridir, bir davanın zamanaşımı nedeniyle düşmemesi. Bence, hakkaten çok önemlidir.