sorumlulugun zaman cercevesinde tanimlanmasi. belli bir sure gectikten sonra sorumlulugu doguran hareketin etkisinin artik gectigi varsayimi uzerine kurulmus bir mantik.
yasanın belirlediği koşullarda bir zamanın geçmesi ile bir hak kazanma veya bir yükten kurtulma yoludur. Zamanaşımı, hakkı sona erdirmez, fakat dava edilebilmesini engeller.
17 Ağustos 1999'da gerçekleşen marmara depremi neticesinde kaypak müteahhitlerden ödedikleri can bedellerini adalet önünde sormak isteyen haklı Türk milletinin girişimleri sonucu yüce(!) Türk adalet sisteminden aldıkları cevaptır. O zaman ister istemez soruyor insan kendine: Veli Göçer'in ne günahı vardı? Onu niye tek günah keçisi yapıp kendisine 18 yıl verdik?'' diye ister istemez...
** dil bilgisi kuralları açısından yanlış olmasına rağmen ve tdk. sözlüğü'nde de ayrı yazılarak tanımlanmış olmasına rağmen, bir hukuk terimi olarak "zamanaşımı" uygulamada ve doktrinde bitişik yazılır. bakınız;
ceza hukukundaki zamanaşımı; yasada yazılı sürelerin geçmesiyle devletin cezalandırma hakkını düşüren, kamu davasının açılmamışsa açılmasına, açılmışsa takibine, mahkumiyet hükmü verilmişse cezanın infazına engel olan bir durumdur.
ceza dava zamanaşımının belirlenmesinde tck. md. 66 hükümleri dikkate alınır. dava zamanaşımı süresinin durmasına veya kesilmesine dair hükümler ise tck. md. 67'de düzenlenmiştir.
dava zamanaşımı eğer o suç hakkında zamanaşımı uygulanmayacağına dair bir kanun hükmü yoksa, ceza davası açılmazdan önce gerçekleştiğinde dava açılmasını engeller, kovuşturma evresinde gerçekleştiğinde ise davanın düşürülmesini gerektirir.
tck. md. 76, 77 ve 78. maddelerinde düzenlenen soykırım ve insanlığa karşı suçlar hakkında özel hüküm bulunduğundan zamanaşımı işlemez.
çocuklar hakkında dava zamanaşımı;
tck. md. 66'nın 2. fıkrasında düzenlenmiştir.
1- ceza gerektiren fiili işlediği sırada 12 yaşını doldurup da onbeş yaşını doldurmamış olan çocuklarda; büyükler hakkında o suçla ilgili olarak düzenlenmiş olan dava zamanaşımı süresinin yarısının geçmesiyle kamu davası düşer.
2- fiili işlediği sırada onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan çocuklarda; büyükler için belirlenmiş olan sürenin üçte ikisinin geçmesiyle kamu davası düşer.
ceza dava zamanaşımı kural olarak bir suçun işlenmesiyle başlar, hiçbir engelle karşılaşılmadığı taktirde suçun gerektirdiği cezaya göre değişen sürelerin dolmasıyla tamamlanarak sonuçlarını ve etkilerini doğurur.
1- soruşturma ve kovuşturma yapılmasının izin veya karar alınmasına bağlı olduğu hallerde izin veya karar alınana kadar zamanaşımı durur.
2- soruşturma ve kovuşturma yapılmasının diğer bir mercide çözülmesi gereken bir meselenin sonucuna bağlı olduğu hallerde, meselenin çözümüne kadar zamanaşımı durur.
3- kanun gereğince hakkında kacak olduğuna dair karar verilmiş olan suç faili hakkında bu karar kaldırılıncaya kadar zamanaşımı durur.
4- şüpheli, mağdur veya suçtan zarar görenden birine ilk uzlaşma teklifinde bulunulduğu tarihten, uzlaştırma girişiminin sonuçsuz kaldığı ve en geç uzlaştırmacının raporunu düzenleyerek savcılığa verdiği tarihe kadar zamanaşımı işlemez.
5- cmk. nun 253. md.nin 19. fıkrası, çocuk koruma kanunu'nun 39. md. ile yapılan değişiklikten önceki 19. md.nin 3. fıkrası uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi süresince dava zamanaşımı süresi işlemez.
MADDE 76. - (1) Bir plânın icrası suretiyle, millî, etnik, ırkî veya dinî bir grubun tamamen veya kısmen yokedilmesi maksadıyla, bu grupların üyelerine karşı aşağıdaki fiillerden birinin işlenmesi, soykırım suçunu oluşturur:
a) Kasten öldürme.
b) Kişilerin bedensel veya ruhsal bütünlüklerine ağır zarar verme.
c) Grubun, tamamen veya kısmen yokedilmesi sonucunu doğuracak koşullarda yaşamaya zorlanması.
d) Grup içinde doğumlara engel olmaya yönelik tedbirlerin alınması.
e) Gruba ait çocukların bir başka gruba zorla nakledilmesi.
(2) Soykırım suçu failine ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir. Ancak, soykırım kapsamında işlenen kasten öldürme ve kasten yaralama suçları açısından, belirlenen mağdur sayısınca gerçek içtima hükümleri uygulanır.
(3) Bu suçlardan dolayı tüzel kişiler hakkında da güvenlik tedbirine hükmolunur.
(4) Bu suçlardan dolayı zamanaşımı işlemez.
insanlığa karşı suçlar
MADDE 77. - (1) Aşağıdaki fiillerin, siyasal, felsefî, ırkî veya dinî saiklerle toplumun bir kesimine karşı bir plân doğrultusunda sistemli olarak işlenmesi, insanlığa karşı suç oluşturur:
a) Kasten öldürme.
b) Kasten yaralama.
c) işkence, eziyet veya köleleştirme.
d) Kişi hürriyetinden yoksun kılma.
e) Bilimsel deneylere tâbi kılma.
f) Cinsel saldırıda bulunma, çocukların cinsel istismarı.
g) Zorla hamile bırakma.
h) Zorla fuhşa sevketme.
(2) Birinci fıkranın (a) bendindeki fiilin işlenmesi halinde, fail hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına; diğer bentlerde tanımlanan fiillerin işlenmesi halinde ise, sekiz yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Ancak, birinci fıkranın (a) ve (b) bentleri kapsamında işlenen kasten öldürme ve kasten yaralama suçları açısından, belirlenen mağdur sayısınca gerçek içtima hükümleri uygulanır.
(3) Bu suçlardan dolayı tüzel kişiler hakkında da güvenlik tedbirine hükmolunur.
(4) Bu suçlardan dolayı zamanaşımı işlemez.
Örgüt
MADDE 78. - (1) Yukarıdaki maddelerde yazılı suçları işlemek maksadıyla örgüt kuran veya yöneten kişi, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu örgütlere üye olanlara beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Bu suçlardan dolayı tüzel kişiler hakkında da güvenlik tedbirine hükmolunur.
bana meraklanma yıpranır çünkü gizliliğim
bir suyun bir başka suya karışıp denize aktığı
gibi ve kadar açık
'yorgunum anlamaktan her şeyi'
sen istersen ayır ve ayırdet
bir yana çocukların hüznünü bir yana içliliğini
hep çocuklarla benim aramda aldandığın
benim dokunaklılığımdır
akşamın geceye sabahın gündüze geçişi gibi
kabataslak bir mahzunluk
sen yine istersen ayır ve ayırdet
akşamla geceyi sabahla gündüzü
hüznü dokunaklılığı mahzunluğu
'bense artık yorgunum anlamaktan her şeyi'
gün bizim değil bir de çünkü aydınlık
dedikleri zaman ne zamansa
içimin içime sığmayışı
aramızda geçen bunca şey
ve geçenlerin hüznünü de unutma
'yorgunum anlamaktan her şeyi'
eski dilde ve halen yürürlükte olan borçlar kanunu literatüründe mürur-u zaman olarak geçen kavram. genellikle hak düşürücü süreyle karıştırılır. eksik borç sayılan zamanaşımı, bir defidir.
kanımca hukuktan acilen kaldırılması gereken bir kavramdır. çünkü bu kavram, birçok davada gerçeklerin ortaya çıkmasını engellemek için kötüye kullanılmaktadır.
o kadar kanun kasmışlar, kanunları herkese -kağıt üzerinde herkese- uygulamaya and içmişler, sonra da kurnazın biri "la bi kavram koyak da zenginler, ensesi kalınlar falan bundan yararlansın yırtsın" demiş. adı da zamanaşımı olmuş.
yani adam yediği bokun üzerinden birkaç sene geçince ceza almasın demişler. icat edenin götüne kolum girsin.
Biz de adaletin işlememesi için devamlı olarak uygulanan hukuk kuralı. adalet sırtından vurulmuş, yerde can çekişiyordu. oluk oluk akan kan değil toplumsal vicdandı.