sadece dizayn dalında bir ödül alıp sonrasında "ödüllü gazete" diye millete sanki içeriğinde de bir şey varmış gibi zannettiren, halbuki kendisinin ve içeriğinin beş para edemeyeceği bir gazetedir.
bu arada kendi zihniyetini ve haberini pazarlamaktan yanısıra pek çok insana hedeflemesini savunması itibariyle sokakta kimi yerlerde* bedava satılmaktadır**verilmektedir.
ortak akıl toplantıları adı altında, tüm okuyanlarına ve başta abonelerine hazır düşünce sistemi ve sonuçları ihraç etmeye başlamış gazete. tüm cemaat elemanları artık daha çok konuda ortak bir görüşe sahip olabilecek, yaşasın!
tasarım konusunda türkiye'nin en iyisi olduğunu bir çok kez kanıtlamış gazetedir. içeriğine bakmadan sadece tasarımını ele alırsak yani ideolojik tarafsızlıkla bakarsak eminim herkes bunun hakkını verecektir. e-gazete bölümünden bakılabilir, yorum sayfası, illustrasyonlar, karikatürler, sayfa mizanpajı, vs. gerçekten şık ve gözü yormuyor. tasarım konusunda çok iyi dedik. gelelim içeriğe.
efendim içerik konusunda beğenirsiniz beğenmezsiniz ancak yorumla haberi olabildiğince ayırmaya çalıştığını görebilirsiniz, sıfır yorumsuz haber sunmak belki ütopya ancak gerçekten olabildiğince objektif haber sunuyorlar, haberin içinde çarpıtma yok en azından, mini etekli kızı diri diri yaktılar gibi tamamen yanlış bilgiye dayanan ve edinilen bilgiyi sorgulamayan bir gazete değildir.** haberlerde öncelikle tiraj kaygısı yok, örneğin hangi gazeteyi açarsanız açın beşiktaş, galatasaray ya da fenerbahçe haberlerinin ağırlıkta olduğunu göreceksiniz, zaman gazetesinde diyarbakırspor fenerbahçe'den çok yer alabiliyor, ya da başka bir takım, dolayısıyla spor sayfasından yorum sayfasına kadar adil olmaya çalışıyor, az çok spor medyasını bilen insan bunun ne anlama geldiğini anlayacaktır. fenerbahçe haberi yerine manşetten rizespor galibiyetini duyurmak kolay iş değildir.
gelelim yorum sayfasına, efendim yorum sayfası haberden arınmıştır, 3 sayfa yalnızca yoruma ayrılır, her sayfada bir yazar bulunmaz kısaca, yorumlar bir aradadır, bu okuyucu için kolaylık sağlar, aynı zamanda bütün yazarları topluca ele almamızı kolaylaştırır, yorum sayfasındaki yazarların biri vakitte yazabilecekken diğeri cumhuriyet'te yazabilecek kadar zıt görüşte olabiliyor, böyle başka bir gazete var mı bilmiyorum, hatta okuyucular bile çok baskı yapıyor bu adam hala nasıl yazıyor zaman'da şeklinde ama yayın yönetmeni ekrem dumanlı her fırsatta özgürlükçü olduklarını ve her görüşe yer verildiğini söylüyor. bir hafta recep tayyip erdoğan ile yurtdışı seyahatine çıkarken öbür hafta deniz baykal ile tam sayfa röportaj yapıyorlar, sağ merkezli oldukları aşikar ama kör kütük değiller.
çizerleri cem kızıltuğ, osman turhan ve dağıstan çetinkaya oldukça başarılı, zamna gazetesinin internet sitesinden bir kaç çizgiye bakarak anlayabilirsiniz, ince zeka isteyen çizgileri ağırlıkta, okuyucular genellikle çizgileri anlayamamaktan şikayetçi ama türban takmış domuz çizgisi gibi rencide edici çizgiler yok, o açıdan da diğer gazetelere benzemiyor.
fethullah gülen'e ne derece yakın olduğunu bilmeyen yok, yurtlarda,vs. çok sayıda alındığını da herkes biliyor ama bedava dağıtılıyor demek en hafif tabirle saflıktır arkadaşlar, bedava dağıtılacak olsa ikinci sıraya düşmez o gazete, kaldı ki hiçbir kuruluş uzun süre bedava gazete dağıtamaz, bu işler bu kadar kolay değil.
zaman gazetesi yurt dışı haberlerine de büyük önem veriyor, londra'dan kerim balcı, washington'dan ali h. aslan, moskova'dan mirza çetinkaya ve ortadoğu üzerine yazılarıyla fikret ertan gerçekten doyurucu araştırmalar yapıyor ve yorumlar sunuyorlar.
fethullahçı deyip kestirip atıp atmamak da sizin bileceğiniz iş. bana göre türkiye'nin ihtiyacı olan bir gazete, spor sayfasından, kültür-sanat sayfasına kadar. web sitesini inceyeerek bile bedava gazete dağıtıyorlar, tersinden okuyunca namaz oluyor, üstten bakınca oruç,vs. gibi basit yorumlara sığmadığını göreceksiniz, gazetenin aynısını pdf formatınca sunuyor, ekleriyle birlikte, bu arada web sitesini yenilemiş, bu akşam gördüm.
(bkz: hayırlı olsun)
her varoluşun doğumu ve yokoluşu arasında içinden geçtiği durum.hiçbir şey yoktan var, vardan yok edilemediğine göre aslında olmayan şey.dolayısyla dünyanın hareketlerine göre insanlar tarafından uydurulmuş ama toplumsal yaşamda çok işlevsel bir araç haline gelmiş şey.Aman amaç olmasın da...*
mükemmel bir gazete. çok fırtınalı bir düşünce ürünüdür her sayfası. "oha be yavrum" diyor, "size bu yollar helal be" diyor, "yürüyün aslanlar" diyor ve gidiyorum.
her derde deva oldugu soylenen, en kıymetlı olan ancak degerı bılınmeyen, savurganca harcanan, gerı dondurulmek ıstenen ancak gerı donusu olmayan kavramdır.
fetullah gülen cemaatine mensup kişilerin evine hergün giren gazetenin ismi. Cemaat evlerinde ise yemek sırasında masa örtüsü olarak kullanılır. ayrıca tersten okunuşu namaz olan kelime.
Bu an hangi zamana ait? sevdanin yurekleri mesken tuttugu an diye kalacak aklimda. Yuregimde korlasan bir askin sicakligi ve gevseyen goz kapaklarimla irkilerek uyaniyorum milyar yillardan. Sigarami yakarak ustume coken geceyi kokluyorum.. Kulce gibi dusuyor sensizlik icime acitarak, bolerek, keserek, kanatarak.. Karanlik bir odadayim suan, ne parmaklarim yaziyor ne de gozlerim okuyor. Yummusum tum evreni icime, sadece kokluyorum geceyi.. Zifir hicran yasadiklarim, hafizamin bir kosesine derin kesiklerle kazidigim anlari kisa metraj film yapiyorum goz bebeklerimde. Salkim sacak bir cift onumde, muhurlenmis gozler, birbirine dokunmaya kiyamaz parmaklar, iclerde umur-sanan korkular.
Bu an hangi zamana ait? umurumda da degil zaten.. Gecen sure kimileri icin goz acip kapamak kadar kisayken kimileri icinde bir omur kadar uzundur belki. Ruhta ne guc kalmistir ne irade. Beklemek sonunda kazanilacak bir zafer varsa kolaydir. Belirsizligin ortasinda kalip ruhta sakli tum yalnizliklar icin tek bir umut isigi beklemektir en zoru. Bu kadar yalnizligin saklandigi ruhta ne guc kalmistir ne irade. En buyuk hata da hayati askiya almaktir aslinda. Giden gitmistir ve geri doner mi bilinmezdir. Giden, zaten bir sekilde hayata devam etmek icin atmistir adimlarini uzaklasirken. Geride kalanin gidenden terkedilen olmak disinda bir farki var midir? Gitmek mi yoksa kalabilmek midir marifet sayilan? Bilmiyorum, bilmek de istemiyorum aslinda..
Bu an hangi zamana ait? Gecmiste miyim yoksa gelecekte mi?
Bilmiyorum, bilmek de istemiyorum aslinda..
Soylu bir ırmaktı zaman
Eriten durmadan
Bir şiir bir müzik alıp götüren dağlara
Semazenler dönüp duran
Bir başak bir rüya yorumlara bırakılan
Denizler ülkesi peri masalı rüyalar kenti
Yalçın dağları okşayan senin nefesin
Mavi denizi
Rüzgarın sesini ve seni
Zaman aralıkları bir kuyu başı
Çoban kızları akşamın alacası
Alır götürür bir yıldız kaymasına
Sonra gök sofrası
Rüyalar kentinin muhteşem akşamları
Aydınlığında sabahın
Temaşasında yağmurların
O ince o narin yaz yağmurlarının
Sonrasında aşka tutunan
Sırma saçlı zeytin gözlü kızların
Umutlarına sevdalanan atların
Harlanmış yüreğine tutuldum
Mavi denizi
Rüzgarın sesini
Bir de seni unutmadım
Soylu bir ırmaktı zaman
Kumsalın çocuklarını öğüten
Tutsağıydı bütün mevsimler
Tüm insanlar
Bir yalnızlıktı yaşanılacak olan
Sanrılı bir rüya görseydim eğer
Kaybetmezdi sultanlar
Kaybetmezdi komutanlar ordularını
Okyanuslar tayfalara yenilmezdi
Oysa bir rüzgar gibiydi zaman
Alıp götüren
Mavi denizi
Rüzgarın sesini
Bir de seni
Soylu bir ırmaktı zaman
Uygarlıkları alıp götüren
Bir değirmendi öğüten
Bütün çağları
Ey Ademin çocukları
Ey Nuhun çocukları
Şimdi duldaların
Yedi koldan akan ırmakların
Cennet bahçelerin
Rüzgardan atların nerde
Nerde o gürbüz oğulların
Turfanda bağların
Annelerin babaların
Bir ayçiçeği çocukların nerde
Şimdi mavi denizi
Rüzgarın sesini
Bir de seni
Kaybolan kır çiçeklerimi
Sonsuza bırakmalıyım
Dinlenmiyor bin bir gece masalları
Ne rüzgarın sesi
Ne de tarihin şarkıları
Oysa Alaaddinin sihirli lambasına
Hatıra defterine Gogolun
Hikayelerine Çehovun
Aldırmıyor hiç kimse
Meryemin kıssalarına
Deniz seferlerine savaşçıların
Tufanına Nuhun
Oysa ben
Hala mavi denizi
Rüzgarın sesini
Bir de seni unutmadım.
televizyonlarda "bilmem ne tarafından en iyi tasarım ödülü alan gazete" diye reklamları dönen sayfalar bütünü.
ulan gazete dediğin şey içerik için midir, tasarım için midir?
kaç kişi "aha tasarımı iyiymiş, dur bi alıym da okuyayım" der?
bu şekilde gazete alandan hayır gelir mi? gelmez, gelmiyor da zaten...