bir gazete bu kadar kötü bir reklam yapabilir mi aklım almıyor. "iyilik zamanı" diye yola çıkan bir dağıtımcı yolda çocuk görüyor. saçma sapan bir ses tonuyla çocuk "servisi kaçırdııım" diyor. çocuğu okula götürüyor. ee yani buradan iyilik yapıyoruz imajı mı verdiniz?
hadi bunu anladık. gazete vermeye gittiği adamla arasındaki o yapmacık ötesi muhabbet, hele hele aşure vermesi ne arkadaşım ya?
zaten okumuyordum, şimdi iyice antipati beslemeye başladım. reklem ters tepecek haberleri yok.
reklam gerçekten çok amatörce olmuş bir önceki reklam mükemmelken böyle kötü bir reklamı nasıl çekip yayınlamışlar merak ediyorum doğrusu. reklam yüzünden aboneliğimi iptal edecek değilim ama gazetenin itibarını zedelediği kesindir.
dizgisi ve bir kaç yazarı dışında pek bir halta yaramayan gazetedir.
ramazan ayında bankaların reklamlarını verir mesela. coca cola nın tam sayfa reklamını alır. kardeş kuruluşları gibi mesnetsizce yaptığı suçlamaları daha hesaba katmadım bile.
zeki bulduk un ifadesiyle "çok abonesi olan gazete" dir ki abone hususunu da hepimiz biliyoruz nasılsa.
son çıkan reklamı başarısızdır, zira çok daha iyi sosyal mesaj veren reklamları da vardı. ayrıca sabahları çok gördüm dağıtıma gelen araçlarını gazeteyi bırakıp gidiyorlar, adama koca motorsiklet gazete vermişler kolaydı o her eve girip özel muamele, bildiğiniz reklam yalancılığıdır, ha bunu herkes yapıyor o ayrı bir şey.
seçim öncesindeki yayınları neticesinde mhp ile iplerin tümden kopması ve mhp ile girdikleri polemikler neticesinde tirajları hızla düşmüştür. aklı başındaki bir ülkücünün bir kuruş bile vermemesi gereken bir gazetedir.
bayide çok az sattıkları halde, abonelik adı altında apartmanların girişlerine bedavaya balya ile bıraktıkları gazeteleri tirajlarına dahil ederek, çok sattıklarını iddia etmektedirler.
edit: eksileyen şakirtlere duyurulur; cemaat ülkücü hareketin nazarında gerçek yüzüyle ifşa olmuş ve kıymeti bitmiştir. siz burada yorum eksilemeye devam edin, ülkücü hareket sizi her an her yerde eksiliyor ve eksileyecek. gün gelecek, devir dönecek, devrin tüm zalimleri ve dalkavukları hesap verecek; tek tek.
apartmanların girişlerine bedavaya bırakılan ancak bırakılan o gazetelerin parasının cemaatin içinden bir kaç kişinin çatır çatır ödediği gazetedir. velhasıl kelam 1 milyon tiraj yaptığında da parası çatır çatır alınıyordu şu an 800 binlerde seyreden tirajında da çatır çatır alınıyor.
gazeteyle ilgili bir problemim yok. okumuyorum, okuyana da ilişmiyorum. ama reklamına çok pis bozuldum.
aynı ecnebi memleketlerdeki gibi gazeteyi ayağımıza kadar getiriyorlarmış. getiriyorlar, doğru ama ecnebi memleketlerdeki gibi biz istediğimizde değil, kendileri istediklerinde getiriyorlar. kapıdan kovuyorsun bacadan sokuyorlar. istemiyorum diyorsun, hediye diyorlar. okumuyorum, kağıt israfı yapmayın diyorsun, kapının önüne bırakıyorlar.
az önce internet sitesinde okuduğum yanlı haber ; ege üniversitesinde 1.200 öğrenci okul içine mescit yapılsın diye imza toplamışlar !! tamam buna lafım yok .
örnek vermek güzel de, bu bildirgeleri destekleyen ülkelerin anayasalarında ve avrupa insan hakları sözleşmesi'nin 9. maddesinden hareket ederek ''eğitim kurumlarına dini simge ile girilemez ve ibadet yapılamaz, toplum düzeni için sınırlandırılabilir'' maddesi yok mudur ? bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.
kişi ibadetini istediği gibi yapabilir ama bazı yerlerde bu; başkalaştırma, sınıflaşma ve ayrımcılık olmasın diye yasaklanmıştır.
daha da genişleteyim, ''bir çocuk kendi dinini kurar ve ibadet yöntemi olarak ''seks yapıyoruz'' der. belli bir kitle bu dine geçişini yaparsa ne olacak ? biraz akıl ve biraz daha akıl.
not: eksileyen kişi bana şurada haksızsın desin , anlamaya çalışayım.
********
9. madde'de sınırlandırılabileceği ve bunu koşullarından birininde kamu güvenliği olduğu belirtilmiştir. kimse secdeye yatarken bu güvenliğe tehdit oluşturamaz lakin halka açık olduğu takdirde saldırılara da açıktır.(terör).
yarın-öbürgün ülkeye arabistan yada iran tarzı bir yönetim gelse direkt çark edecek, dindar insanların duygularından istifade para kazanan, şarlatan yazarların yazdığı, gerçek tanrısızlığını, hergünkü nüshasında dile getiren şeytanın sözcüsü.
yaptığı haberler ile gazeteciliğin nasıl "yapılmaması" gerektiğine dair çok güzel örnekler sunan gazetedir. bu sebeple sık sık okunmalıdır. ibreti alemdir. gazetecilik değil, bunun adı başka bi şey.
artık o kadar arsız olmuşlardırki yalan haberin suyunu çıkarabiliyorlar.
zira " 38 gün Kandil'de değil, bölgede gezdik " rezaletinden sonra insanların söylemediği şeyleri söylemiş gibi gösteriyorlar.
gerçi onlarda haklı. manşete yalan diyecek asker ne de olsa iki gün sonra ergenekondan içeri alınır.
güzel tezgahı kurmuşlar devam ediyorlar abd usulü kara propagandaya.
zaman; arapça sözcük,
zaman; kefil olma, kefalet.
zaman; küçümseme hali olarak, zaman, vakit. zamane çocuğu, misal.
zaman (tdk); bir iş veya oluşun içinde geçen, geçeceği düşünülen veya geçmekte olan süre, vakit.
vakit, daha çok geçecek olan sürenin parçası bağlamında eş anlama yakın.
zaman; bir iş için ayrılmış, tahsis edilen süre.
zaman; dönem, devir, çağ.
zaman; fiillerin belirttikleri; geliyorum, gelirim, geleceğim vb
zaman; yer kabuğunun mazisi olarak.
zaman; müz. ölçü bölümü.
birde zamanı yaşamak var, elastiki, izafi. bakarsın su gibidir, bakarsın geçmez saatler.
Her gün para vermeden okuyabileceğin tek gazete... Mutlaka bir yerde karşıma çıkıyor, gidip satın almağa gerek yok, abone olmaya ve kuryeye o aboneliği yıllığa çevirmesini söylemeye gerek yok...