Einstein'a göre zaman dördüncü boyuttur, birisi ile randevu alırken enlem ve boylam bilgilerini kararlaştırırsınız sonra ise zamanı belirlersiniz, eğer aynı enlem ve boylam da orada olmazsanız birbirinizi göremeyeceğiniz gibi buluşacağınız zamanın da aynı olması gerekiyor. Bu yüzden zaman 4. boyuttur diyebiliriz.
Kozirev'e göre ise zaman bir sarmal enerjidir. Atomaltı parçacıkların yaşam süresini belirlemede kullanılır. Bir parçacığın enerjisi ne kadar yüksek ise ters orantılı olarak zamanı az oluyor. Örneğin enerjisi yüksek bir tanecik kısa zamanda bozunurken , enerjisi az olan bir parçacık uzun zamanlar boyunca yaşayabilir.
kendilerini biz bir milyon olduk diye tatmin edebilirler ama ne yazıkkı bu haberin ne kadar dürüstce veya adil bir şekilde yapıldığını oturup düşünmek gerekmektedir.
biraz önce bir akrabamın fotoğrafı çarptı gözüme 1977 de çekilmiş.altında birkaç isim ,parantez içinde rahmetli yazıyor.yorumların biri şöyleydi:
zaman çok çabuk geçiyor be kardeşim.
evet çok çabuk geçen ,hiç kıymeti bilinmeyen birşey galiba bu zaman.ve sürekli ölmekte o öldükçe bizi de öldürmekte ,intikam alırcasına.hem en büyük düşman hem en iyi dost.acılarımızın onun içinde kaybolduğu söylenir ,her kötü anıyı unutturduğu.
oysa ki bu sadece aptallar için söylenmiş bir yalandır.zaman geçer ve yalnızlığımız daha da artar çekilmez olur öldürücü ,yıpratıcı.biz sadece yine kendimizi avuturuz.
-çığlıklar yitip giderken karanlıkta
ne bekleyebilirim zamandan
geçip gitmesinden başka
çaresizlikle dağlanır gözlerim
"sen bilmezken, sen bilir de anlamazken"...
okuduğum ve birbirinden farklı düşüncede olan yazarların toplandığı, ancak genel ideoloji olarak muhafazakar kesimi temsil eden gazete. aynı kalitedeki bir gazete farklı bir grup tarafından çıkarılsaydı daha az saldırıya uğrardı herhalde.
cemaatin olduğu hepimizin malumu, ancak bu gazetede aykırı görüşler de dile getiriliyor. okumadan sallamak kolaydır ama hakkaniyetlilik önemli.
son söz: benim için zaman gazetesi, radikal, taraf ile birlikte türkiyenin en iyi gazetesidir. en azından magazin, bulmaca, çıplak kadın ve asılsız haberden ziyade; haber nitelik ve özelliği taşıyan şeyler içermektedir.
siyasi görüşleri beni hiç mi hiç ilgilendirmez ama dini hassasiyetler açısından evlere sokulmaması gereken gazete. iki tane zıpçıktı çıkıyor insanların aklını alıyor.
ayetleri, hadisleri ya da hükümleri tedavülden kaldırmak kimin haddine ki? milletin bunlara yakıştırdığı şeriat hükmünde halleri ne olur?
dogruları yazan gazete.sırf bu yüzden kemalistler okumazlar çünki okudukalarında foyaları ortaya çıkar okumazlar ki kendilerini kandırabilsinler.bu yüzden bunlardan sık sık duyarız kaynak zamansa okunmaz diye.
basım sayısı, dağıtım sayısı ve satış sayısı konusunda ciddi olarak kafasının karışık olduğunu hissettiren gazete.* kafa karışıklığı reklamları ile gazetenin genel duruşu noktasında da kendisini hissettiriyor. öyle ki ya reklamlarında ya da gazetenin duruşunda bir sorun var. bir türlü örtüşmüyor. bu örtüşmezlik, doğal olarak reklam her ne kadar güzel olursa olsun ciddi bir algı karmaşasına neden oluyor.
reklamında kullandığı isimler konusunda "birşey olmaz yea" rahatlığı mı var bilemiyorum ama o kadar ileri demokrasi varsa zilli boya ya da killi boya reklamlarında da aynı figürlerin kullanılması önünde herhangi bir engel yok gibi görünüyor. ver eline fırçayı baba bush'un, boyasın duvarı boydan boya.
cemaatin gazetesi. nedir bu cemaat ? biraz altlardan bakalım. gerçekten çok temiz insanlardır mensupları. menfaatleri için bir araya gelen insanlar her oluşumda vardır. istisnalar hariç olmak üzere, geneli namazlı abdestli insanlardır, lakin;
e güzel kardeşim benim! hizmet diyorsun vs diyorsun. bu gazetenin, adının tersten okunuşunun dışında islamla alakası yok ki! ben niye elif şafak etyem mahcupyan gibi isimlere hatta türkönelere neden para vereyim. ya olay para değil tamam. parası pulu değil mesele. ben bu adamların nesini evime sokayım. bir tek cümle yazdıkları satırı evime almak istemiyorum . siz demopkrat olabilirsiniz, siz gavur birliğini destekleyebilirsiniz, ama ben sizin kadar demokrat değilm. bir gavurun yazarlık yaptığı gazeteyi islami gazete diye almam. ama bana siyasi gazete satmak istiyoruz diye geliyorsan onu da almam kardeşim. tarafsız değil. yıllardır bir tane hükümeti eleştiren tek satır yazı yazmamış bir gazeteyi, bir siyasi gazete olarak da kabul edemem. evime koyamam. biliyorum bıraktınız kapının önüne, biliyorum çekiniyorsunuz gelip benden para istemeye. biliyorum her biriniz en az dört kişiyi abone etme zaruriyeti karşısında, gazeteye abone yapacak adam arıyorsunuz. ama cami de mescidde gördüğün, sizi sırf allah rızası için sevenadamları neden zorla abone yapmak istiyorsunuz ? bak sonra millein dilindesiniz. bu şekilde değil bir milyon beş milyon satsan ne olur. okumuyorum, almıyorum. her gün kapının önünden alıyorsun o kadar gazeteyi. hem abone yapıyorsun beni, benim haberim olmadan, ve bana söyleyemeden, hem her gün gidip evine alıyorsun o gazeteyi. yazık değil mi bu kadar matbaaya, masrafa ? israf değil mi ? israf haram değil mi ? sırf biz bir milyon sattık diyebilmek için o kadar gazete kağıdı israf edilir mi ?
bir gazete ismidir.
diğer bir yandan ise zaman hem bir dost hemde düşmandır onu nasıl kullanığımıza bağlıdır bana göre zaman görecelidir kırılmaya uğrayabilir ancak durdurulamaz sadece değişik bir boyutta farklılık gösterebilir.
edebiyat dünyasının tanınmış isimlerinden beşir ayvazoğlu, ahmet turan alkan, nazan bekiroğlu, selim ileri ve hilmi yavuz'un yazılarının yer aldığı günlük gazete.