geçen sene fenerbahçe-eskişehirspor maçı için anadolu ekspres ile istanbul'a gittik. malum, sabahın 8'inde haydarpaşa'ya geliyor bu tren. maç akşam 8'de. ne yapalım, ne yapalım diye düşünürken marmara üniversitesi'nde okuyan bir arkadaşı aramak aklımıza geldi. aradık, uyandırdık kendisini. bizi yurduna çağırdı, altunizade erkek yurdu'na yani. binmemiz gereken otobüsü, inmemiz gereken durağı söyledi. bayırdan aşağı yardırmamızı iletti. dediklerini yapıp yurda vardık. güvenlik görevlisi içeri giremeyeceğimizi söyleyip hemen girişte bulunan bekleme salonuna bizi soktu. 20-25 sandalye ve 2-3 masadan oluşan bu bekleme salonunda tam 6 adet zaman gazetesi vardı...
ha, unutmadan, altunizade erkek yurdu bir DEVLET yurduydu.
15 yıldır abonesi olduğum gazete. Okumazsam eksiklik duyuyorum.
ve bugün sabah itibari ile hazımsız öğretim görevlisinin bana hakaretler yağdırmasına sebep oldu.
dün sabah apartmandan çıkarken yine girişe bırakılan gazete. her apartman girişine tek tek bırakıyorlardı bir tane. okumak iste ya da isteme kapına dayıyolar gazeteyi resmen ve reklamlarını da çok iyi yapıyorlar. cemaat evlerinden sonra bizlerinde kapılarına dayanmış gazetedir.
bu gazeteyle beraber saman tv* türkiye'nin gelmiş geçmiş en itici en kaypak yayın organları.
vakit, akit adı her ay değişen gazete bile bunlardan daha samimi.
ben ne kadarsam zaman o kadar. zaman ne kadarsa ben de o kadarım. henüz yaşanmamış olan zaman ya umuttur ya korkudur. geçmiş zaman ise ya pişmanlıktır ya huzur. yani şu an sen her neysen ve ilerde ne olmak için çalışıyorsan, zaman ona göre bir tanım yaratır.
zaman en zor tanımlanacak olandır ve herşeyin kapsayanıdır. hiçbir zaman boş küme değildir ama.
cumhuriyet, sözcü ve türevlerini okuyup orgazm olan, aşka-cezbe-vecde gelen bünyelerin hep aynı tip laflarla saldırdığı gazete. eleştiriler, saldırılar fabrikadan çıkmış sanki; hepsi tek tip. neymiş efendim kapı öne bırakılıyormuş. hollandada gazetelerin yüzde 97'si, japonyada yüzde 94,2'si, isviçrede yüzde 90'ı, korede yüzde 84,5'i, finlandiyada yüzde 88'i, , isveçte yüzde 75'i, abd'de yüzde 75'i "kapı önüne" bırakılıyor. sizin "kapı önüne bırakmak" dediğiniz şeye gazetecilik ilmi "abonelik sistemi" diyor. ve dünyanın gelişmiş ülkelerinde bu sistem uygulanıyor. abonelik sistemi şaibeliyse vay haline japonya'nın, amerika'nın... adamlar neredeyse tüm gazeteleri abonelik yoluyla satıyorlar. ama çağı bir adım geriden takip etme hevesindeki kemalistler, dünyanın kabullendiği bu sistemi bir türlü kabullenemiyor. zaman gazetesi'nin tiraj başarısını bir türlü sindiremeyen, çamura yatan, çamur atan kemalistler; emin olun sorun zaman'da yahut abonelik sisteminde değil sorun sizde.
zaman gazetesi tarafsız değil ancak objektif habercilik yapıyor. yani gazeteciliğe birileri gibi ** ihanet etmiyor. mefhumları tam anlamıyla bilmeyen, mefhumlar içinde boğulmuş organizmalar bundan mütevellit zaman'ı doğru algılayıp yorumlayamazlar. kıstasları gazetecilik ölçütleri değil ideolojik saplantıları olan kemalist nevrotikler kıçlarından uydurdukları kıstaslar yoluyla zaman'ı değersizleştirmeye çalışsalar da evrensel ölçütler zaman'ı hakettiği konuma çıkarmaktadır.
ne bobilerdeki esprikler, gülmeceler ne de varlıkları başlı başına mizah olan mizah dergilerinin iğneleyici kapakları -gerçek bir gazete okuru, objektif bir iletişimci için- değer taşır. malum siyasi partinin arka bahçesi olmuş gazetecilik cemiyetleri, akletmeyip küfreden başkana sahip olan basın konseyleri, gazete değil propaganda metni okuma arzusundaki cenahlar zaman gazetesi'nin türk basın tarihindeki önemini elbette kavrayamaz.
ancak en az 850 bin türk vatandaşı bu gazetenin değerini anlamış durumda. zahiri gerçekleri hakikatmiş gibi sunma, hakikati zahiriymiş gibi gösterme telaşındakilere selam olsun...
elif şafak gibi bir yazarı habertürk'e kaptırarak hata yapmış gazetedir. bana kalırsa siyasetle ilgili olan yorum sayfaları biraz daha okumaya özendirici şekilde tasarlansa o kapısının altına bıraktığı insanlar da okur.
bunun haricinde spor sayfası çok yetersiz. 3. sayfa haberi yok, magazin yok. böyle gazete mi olur?
içeriğinde nadiren okunabilecek birkaç satırın bulunduğu gerçeğini inkar edemeyiz. işlerine gelmeyen haberleri yapmayan, genelde beğendikleri haberleri bir hafta boyunca tekrar tekrar yayınlayan ve bu şekilde hitabettikleri toplumun algılarını türkiye ve dünya gerçeklerine kapatan yayın grubunun çıkardığı günlük düzenli yayındır.
ülkemizde gazeteler iki türlü kullanılır önce okunur sonra bir sürü yerde kullanılır cam silmeden piknikte sofra bezi olarak kullanılmaya kadar.
zaman gazetesinin diğer tüm gazetelerden farkı ise hiç okunmadan direk bu işler için kullanılması. helal olsun ülkemize zamanı değerlendirmeyi biliyor.