3.Einstein izafiyet teorisini ortaya attığından bu yana, fizikçiler dünya üzerinde dört boyut bulunduğunu kabül ediyorlar.(bu dördünçü boyutta zamandır.)
4.Zaman, değişmeyen değişimler bütünüdür!
5.Zaman, uzay gibi eğrilebilir-katlanabilir-genişleyebilir, daraltılabilir bir yapıdır.
6.''Zaman Makinesi '' romanında bile H.G. Wells, zamanın dördüncü boyut olduğunu ve nasıl balonlarla iki boyutlu yer düzleminden kurtulup bir üçüncüsünde gezebiliyorsak, zaman makinesiyle de dördüncü boyut olan zamanda dolaşılabileceğini söyleyerek zamanın ve yolculuğun esaslarını anlatır.
7.Zaman kimilerine göre kendi üstüne doğru bir sarmal çizerek geleceğe ve geçmişe uzanan sonsuz bir sarmal yapıdadır.
8.Geçmiş - gelecek ve şimdi olmak üzere üç zaman dalgası vardır.
9.Dördüncü boyut içinde yer alan zaman dalgaları bulundurur.
iki dairenin boş olduğu on altı dairelik apartmanın kapısına 30 ila 40 tane gazete bırakıyorlar. sağolsunlar gazeteler ayakkabıların altında pek güzel duruyor, etraf kirlenmiyor. cam da silebilirsiniz. müthiş...
okurumudur, gizli görevlisimidir, neydügü belirsiz, tuhaf biyikli, seyrek sacli adamin birisinin gazabina ugrattirir. adam gazetenin misyoneriymis gibi zoraki yillik üye yapmaya calisir. Sanirim komisyon alacak. Ayrica karsi görüste oldugun kitaplari överek, gazetenin bunlari belirli bir bütce karsiliginda (sözde cok ucuz) verdigini söyleyerek eline bir brosür tutturur.
"abi ben deistim, gazete okurum, zaten üye oldugum sabit bir gazete var." dersin, hala üstelemeye devam eder. "olsun, bunu da al, bu gazetede yok yok. ben okuyorum hergün allah´in izniyle." der.
Ise gec kalmaya ceyrek kalmistir, zaten kriz nedeniyle cikis verecek eleman arayan patron kapida asayisi kontrol eder.
"Allah kabul etsin abi, ise gec kaliyorum, ver sen bir brosür, ben arkadaslarima felan tavsiye edeyim." denilir, adam; "dur daha bitmedi, evine kadar getiriyorlar gazeteyi, bak bidi bidi...".
Adam yarim saat dinle dinle gina getirir. Dayanamayip ise kosmaya baslarsin, "heyyy! brosürü unuttun, kafir!" diye de bi ses isitirsin. Ise gelindiginde ise; "beyfendi baya bi geciktiniz. Umarim belli bir sebebiniz vardir" der patron.
Gelde sebebi elalemin gevuruna anlat. Allah´in koyu katologi bir patrona diyemezsin ki; "Sevgili sefim. Ülkemizde traj rekoru kiran (bunuda o adam dedi) zaman gazetesi isimli bir basin var. Imansiz adami imana getirecek yazilar yaziyormus. Isterseniz bir de siz okuyun, belki dininizi degistirmenize yardimci olur, kitap felan veriyorlarmis. Almazsaniz eli bos göndermiyorlar, size kafir deme cürretinde bile bulunuyorlar. Bütün bu bilgileri az önce birisi sayesinde ögrendim ve sagolsun arkamdan bir de kendime kafir dedirttim, elim bos gelmedim."
Zamanmis. Külahimin zamani. Zaman kaybettiren bir zaman. Bosa zaman.
Bu gazeteden nefret ettiren sebeplerden birisi olmustur bu olay. *
Zaman her şeyin çaresiymiş. Bunun yalan olduğu herkes tarafından söylense de bence tamamen yanlış!
Çünkü; zaman, insanın farkına varamadığı bir kavramdır. Bu yüzdendir zamanın herşeye çare olduğunu yalanlamamız. Aslına baktığımızda şu ana kadar geldiğimiz noktada zamanın büyük bir payı vardır. Bizi olgunlaştıranın, bazı şeylerin sonuçlarını almamızı sağlayanın zaman olduğunu iyice bir baksak görebiliriz. insanoğlu, hep zamandan yakınır ve bundan da asla kendini alamaz. Her şeyden onu sorumlu tutar! Halbuki zamanın bir suçu yoktur. * Sadece sana yardımcı olabilmektir amacı, senin canını yakmak ya da canını sıkmak değildir asla.
Doğru karar verebilmen için bazı şeyleri görüp yaşamanı ve bunlardan ders almanı ister senden. Hepsi bu. * Masum bir yetişkindir zaman. Ondan öğreneceğin çok şey vardır. Güçlüklerle nasıl başa çıkman gerektiğni söyler sen farkında olmadan kulağına, bir hataya düşüp o hatayı bir daha yapmamanı öğretir sana. Mesela bir şeyin değerini ona sahipken hissettirmez.*
işte böyle bir mahluktur zaman...
Geçmişte bizi mutlu eden zamana hatırlanası şeyler; bizi mutsuz eden zamana ise zamansızlık denirmiş anlayamamışız.
işte zaman böyle akıp gidiyor!Biz;onu suçlamaya önyargılı şahıslar bi bu kadar daha onu anlamamakta ısrarcı olacağız öteden beri geldiği üzre...
boş dairenin balkonuna bile atılan gazetedir. bu gazeteler toplanıp sobalarda tutuşturucu olarak pek güzel kullanılır efenim. israfı siz düşünemediniz ama biz değerlendirdik. satılan değil , saçılan gazete. *
zaman bazen çok hızlı, bazense geçmek bilmeyen bir kavramın ifadesidir. örneğin hapisdeki kişi için çok uzun olan günler. öss hedefli bir öğrenci için aynı uzunlukta olmayabilir. dünya kendi etrafında bir tur attı diye bir gün, güneş etrafında bir tur attı diye bir yıl geçti diyoruz ama bu gün ve yıllar iki manada da insandan insana farklı geçiyor. zaman işte durmuyor.
spor yazarlarına cemaatlerinin üyesi olan sporcuları ve antrenörleri hakkında iyi şeyler yazmalarını öğütleyen gazete.
vakt-i zamanında hakan şükür-ersun yanal gerginliğinde ana gazetede ve spor eklerindeki spor yazarlarına telkinde bulunmakta, "hakan şükür lehine şeyler yazarsanız memnun oluruz, ersun yanal'ı eleştirirseniz memnun oluruz" şeklinde. aynı durum ertuğrul sağlam için de geçerli. ertuğrul'un zaman desteğine zaten ihtiyacı yok, zira hiçbir zaman cemaate yakın olma kimliğini ön plana çıkarmadı.
darwin mevzusuna önce müdahil olmayıp aradan 3 gün geçtikten sonra küçük bir şekilde kendisinden beklendiği gibi haber yapan gazetecik.
"tübitak'ta darwin provokasyonu"
demokrasinin yılmaz neferi zaman, senden başka bir şey beklemiyorduk zaten de neden bekledin be anam?
hep böyledir bunlar, akp'ye protestolar hep provokasyondur, akp'ye eleştiriler provokasyondur. cağnım ülkem provokasyondan geçilmiyor ulan. her halt provokasyon. örneğin"gatakulli" demek ise demokratik bir beyan.
kendilerinin söylediği her şey demokratik tepki, kendi fikirleri dışında olan her şey provokasyon.
bu aralar avanak avni mahlasını çok seviyorum, yine onun gibi seslenmek istersem, sizin demokrasi anlayışınızın ta hımıl gıı bızzz mıfff!
görünüşte antiemperyalistken gerçekte amerikan uşaklığı yapan gazete.
ez zeydi haberi ile erkan bebek hilary annesini bekliyor haberinin aynı anda yer alabildiği garip gazete.
şimdi baktımda anasayfa tümüyle ergenekon- asker şöyle yaptı böyle yaptı ile dolu.
eskiden kızardım şimdi çok gülüyorum.
uydurulmuş bir kavramdır. uydurulmuş olduğunu anlamak için durumu beraberce inceleyelim.
|-----------|
| | | ---> v
|-----------|
bu şekilde v hızı ile giden bir aracın içinde olduğumuzu varsayalım. o ortadaki dik çizgi de bir ışık kaynağı olsun. ışık kaynağının hemen orda bir gözlemci var. ben de aracın dışındayım, araç önümden geçerken öyle bakıyorum mal mal.
şimdi dostlar, önce kabul edilmesi gereken şey şu. ışık tam olarak, fiziksel bir varlık değildir. ışık hem madde, hem dalgadır. aynı zamanda, ne madde ne de dalgadır. ışık basıncı ışığın madde olduğunu, maxwell ve schrödinger denklemleri ise dalga olduğunu ispat eder. neyse, ışık garip bir "şey" olduğundan dolayı, her gözlemciye ışık, ışık hızı (c) ile hareket ediyor olarak gözükür.
mesela şöyle düşünelim. ben duruyorum, önümden ışık geçiyor ve ben bunu c hızıyla geçiyor olarak görüyorum. ancak, başka biri 100km ile giden bir araçta ışıkla aynı yönde seyahat ediyor. ışık ona (c-100)km hızla hareket ediyor gibi gözükmüyor, aksine ona da c hızı ile hareket ediyor olarak görünüyor.
işte bu noktada klasik fizik çöküyor. nerenden uyduruyorsun bunları gece gece demeyiniz. bu olayın doğruluğu birçok deneyle, ama özellikle atom saatleri ile ispatlanmıştır.
şimdi aracımıza geri dönelim. aracın yüksekliği h olsun. aracın içindeki kişi bu ışığı gözlemliyor. bu kişiye göre, ışığın kaynaktan çıkıp geri dönerken aldığı yol 2h. bana göre ise (ben dışarıdan bakıyorum), bu yol şöyle bir üçgen;
|
|
|2h
|
|--------
2hv/c
benim gördüğüm ışık hareketi, bu üçgenin hipotenüsü yani çizemediğim kenarı. bu kenarın uzunluğu 2h'dan
uzun. hem bana göre, hem aracın içindekine göre ışık hızı c idi. ulan ne oluyor o zaman, manyadık mı biz?
zaman = gidilen yol / hız
şimdi gidilen yol farklı; ama hız aynı. dolayısı ile iki gözlemci için geçen zaman farklı. bu tamamen doğrudur. yüksek hızlarda, uzun süren uçuşlar sonucu atom saatleri ile fark edilebilir bu etki.
özetle; hızlı hareket eden bir kişiye göre zaman daha yavaş akar. yavaş akma katsayısı da;
kök ( 1 - v^2 / c^2)' dir. hareket eden kişiye göre, bu miktar kat daha yavaş akıyor zaman.
o halde, zaman sadece bir kılıftır. zaman, ışık kime göre saniyede ne kadar yol gidiyor bilelim hesabıdır.
