Haberin son cümlesine bakıyoruz: "ilker Başbuğ'un, beyin kanaması geçiren Ergenekon tutuklusu Emekli Orgeneral Şener Eruygur'un GATA ya da başka bir askerî hastanede tedavi görmesinin de ihtimal dışı olmadığını söylediği aktarıldı."
peki başlıkta ne yazıyor dersiniz: "eruygur'un askeri hastanede tedavi olması ihtimal dışı"
ne yazılacak kelime kalıyor, ne de söylenecek söz!
küçük bir dersle yazımı sonlandırıyorum:
ihtimal dışı = ihtimal dışı ("mümkün değil" manasında söylenebilir)
ihtimal dışı değil = ihtimal içi ("ihtimaller dahilinde", "mümkündür" manasında söylenebilir)
.(nokta)
edit: ilgili hata, bu entry girildikten 30 dakika sonra gazete birimlerince düzeltilmiştir; bu durumda bize de teşekkür etmek düşer.
"en azından hürriyet gibi göt bacak gösterip boş şeyler yazmıyor; düşünce yazısı okuruz bari" diyerek alınan gazetelerden. zaman okuyanları bu yönleri itibariyle eleştirmezdim, hürriyet okuyan ilerici olmadığı gibi zaman okuyan da gerici değildir derdim. fakat bugünün gazetesinde gördüğüm bir haber ağız dolusu küfretmeme sebep oldu. 30. sayfanın başında, inanmayan açsın baksın. türkiye gibi bir ülkede çıkan gazete, imla hatalarına, dikkatsizliğe bakın, küçücük bir yer:
sakatlığı bulunan aydın'ın yerine forma giyen mehmet güven, şansını iyi değerlendiremedi. bu sezon sadece ligde en son oynanan kocaelispor maçının son 5 dakikasında oynayan mehmet güven, çok fazla top kaybeden ve rakiplerine gereksiz fauller yaptı. michael, ikinci yarıda yerini volkan yaman'a bıraktı.
--spoiler--
şimdi sayalım. öncelikle, bir kişiden bahsederken iki kere üst üste isim kullanılması kelime tekrarı gibi gözükeceğinden hoş olmaz. "mehmet güven sıçtı. sıçan kişi mehmet güven'di" yerine "mehmet güven sıçtı. sıçan kişi oydu" gibi bir ifade kullanılması daha doğru olur; gazetenin buna dikkat etmesi lazım, ne yapıyor editörleriniz?
ikincisi, "çok fazla top kaybeden ve rakiplerine gereksiz fauller yaptı". dikkatsizlikten olduğu belli, fakat 5 satır yazıda böyle göze batan bir hata nasıl gözden kaçırılabiliyor anlamış değilim.
üçüncüsü, michael ikinci yarıda yerini volkan yaman'a bıraktı. taşak geçer bir edayla "maykıl" falan mı diyor bunlar mehmet'e? yoksa michael skibbe ikinci yarı oyuna volkan yaman'ı mı aldı diyeceklerdi? ikisini ayırt edecek kadar akıllı değiller sanki.
çok kurnaz bir gazetedir. ordunun tepesine vurur vurur vurur. tam ortam gerilir, bu kez şöyle der: "noluyor yaw bu asker düşmanlığıda neyin nesi !" hatta golf oynayan paşayı bile savunur, ondan sonra ortada mal gibi kalan taraftır, yeni şafaktır. bu aslında korkaklıktır, saman altında su yürütmedir.
sıradışı ve alışkın olmadığımız bir reklam politikasına sahip gazete, yıllardır yalnızca bizi okuyun demek yerine her ne okuyorsanız okuyun birde bizi okuyun diyorlar. birbirine çok yakınmış gibi gözüken ancak birbirinden çok uzak bu iki cümle arasında müthiş farklar mevcuttur ve bu asla gözlerden kaçmaması gereken bir detaydır.
akışına hayret ettiğimiz ve çoğu zaman bir film şeridi gözlerimizin önünde geçip gidiyormuşçasına izlediklerimiz zaman...
durdurmayı dilediğimiz ama durduramadığımız kum saati...
evet zaman durmaz belki, ama bazı anlarda sanki durmuş gibi hissederiz ve o anların sonunda zamanın nasıl akıp gittiğine şaşırırız...
belki aşık olduğumuz anlardır bu anlar, belki çok sevdiğimiz dostlarımızla görüştüğünüz anlar, belki uzun zamandır görmediğimiz aile bireylerini gördüğümüz tüm özlediklerimizle geçirdiğimiz anlar...
mümkün olsaydı durdurabilmesi o en çok mutlu olduğum ana gidip çocukluğumda, o anı durdurmayı ve sürekli o mutluluğu yaşamayı dilerdim ...
o anın ne olduğunu sormayın sırrı bende kalsın...
masum olmayı, çocuk olmayı, bulutlu ve güneşli bir sonbahar gününde uçurtma uçurmayı özledim belki ondandır bu dileğim...
yeni reklamlarında ergenekoncu ile yaftalamayı eleştirmediğini gördüğüm gazete. çünkü kendisi her fırsatta herkesi ergenekoncu yapıyor. dikkat edin beyler dava bitmedi demek geliyor insanın içinden bu adamlara. ergenekon yaftalamasını eleştirse bile bu yaftalama ile ancak kendilerini eleştirmeliler.
yeni devletimizin entelijansını barındıran gazete. Liberalizmi sadece serbest piyasada görüp, vakit gibi enettelktüeliteden yoksun silahşör görünümündeki yayının yerine; sola göz kırparak tahlilcilikle modern ve rahat çevrenin beyaz müslümanların gazetesi.