apartman veya ev önlerine bedava bırakılan gazete.
sevgili ülkemin güzel insanları bir insanı adil olmayan yollardan etkileyemezsiniz.
adam gibi tarafsız yazın,objektif olun. o zaman zaten siz çabalamasanızda birileri sizi farkeder.
(bkz: anla artik anla beni)
en büyük katillerden biridir. eskitir, yorar, yıpratır ve öldürür sevdiğiniz, değer verdiğiniz, tarifine kelimelerinizin yetmediği neyiniz varsa. her derde deva olduğunu söyleyeceklerdir etrafınızdakiler. inanmayın sakın! hiç bir şeye çözüm olamaz sadece üstünü kapatır, kabuğu olur yaranızın. alışmanızı kolaylaştırır. deva mı? kim alışmak istiyor ki? kim o yaranın kabuk bağlamasını istiyor? buysa eğer insanların deva dedikleri, dört gözle bekledikleri ben böyle bir deva istemiyorum. ah bir yolu olsa da zamansız bir yerlere kaçılabilse, uzak durulabilse... en azından yavaşlatılabilse. lakin en azından şimdilik tek yapılabilen boyun eğmek ve sizden aldıklarının arkasından bakakalmak.
bağımsız ve nitelikli yorum sayfasıyla rakiplerinden sıyrılır, mükemmel tasarımı tam da * estetik tasasında olanlar içindir - tam 20 tane dünya çapında tasarım ödülü vardır.- bünyesinde türkiye'nin en başarılı siyasi çizerlerinden dağıstan çetinkaya'yı barındırır, yazar kadrosundaki pivot santrafor a.turan alkan ve hemen yanındaki yırtıcı forvet nedim hazar mükemmel bir ikili oluşturmaktadır...
ve en önemlisi büyük sermayelerin gazetesi olmayan tek büyük gazetedir; yani gazetecilik yapan tek büyük gazetedir, toplumu menfaatleri doğrultusunda manüple eden değil de toplumun değerlerine sahip çıkabilme derdinde olan tek büyük gazetedir, ''cambazların'' değil gazetecilerin yönettiği tek büyük gazetedir.
yanlı olmadığını kimsenin iddaa edemeyeceği gazetedir. yok bünyesinde demokrat adamlar da bulunduruyormuş, yok trajı bir milyona koşuyormuş... hikâye. demokrat yazarları hoşgörülerinden değil, çok yönlülüklerinden dolayı değil sadece reklam olarak kullanmaktadırlar. "işte biz öyle bir gazeteyiz ki..." tabii, tabii.
televizyonlarla ilgili sayfada hep en başta stv olur bu gazetede. "yanlılıktan değil canım. türkiye'de bir tek o televizyon önemlidir. gerisi fasafiso. itrazı olan?"
birileri ülkelerinde maddi durumu iyi olan yabancı çocuklara bir iki türkçe kelime öğretir, çocukları eğitir(!), türkiye'ye getirir. her birinin cebine para koyar. yarıştırır. gazetede günlerce konuşulur bu haber. önemli bir iştir çünkü kenyalı çocuklara istiklal marşı okutmak. hem sıkıyorsa gelir elde etmek için zengin yabancı çocukları değil, allah için karnı aç yabancı çocukları eğit. nerde...
fetullah gülen, ılımlı islam modelinde amerika'nın maşası gibi kullanılır, bu nedenle adına sempozyumlar düzenlettirilir ingiltere'de. o da manşetlik haberdir. fetullah gülen dini liderleridir çünkü.
her sayfada din ile ilgili kavramlar vardır,"allah, cennet vb. kelimeler abartısız yüzlerce kez kullanılır.
bütün bu eleştirilerden sonra bu yazıyı yazanın gazeteye karşı kin beslediğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. bu gazete de bir görüş belirtir, hem de büyük bir kitlenin görüşünü. o yüzden demokrasimiz adına yaşatılmalıdır bu gazete, ama "en tarafsız gazete, bu gazete" demeden...
nurcu yada nur cemaatine bağlı arkadaşlar siz öğretmiyor musunuz israfın haram olduğunu? bence bu da bir çeşit israf. sırf tirajınız artsın diye neden aynı eve birden fazla gelirki bu gazete. tamam iyi gazetedir okunası bir gazetedir ama böyle yapılarak ve her önüne gelene seni zaman abonesi yapayım diyerek kendinizden soğutmanın ne gereği var.
önyargıdan uzak okuyabilenlerin çok şey kazanabilecekleri gazetedir.çok farklı düşünebilen yazarların ortak paydası olabilmeyi başarmış,tek amacı dine,inanan insana kusmuklarını akıtan aşağılıkların gözünde ise tabiki sadece bir kağıt parçasıdır.
adam olan düşüncenin yazıldığı bir gazeteye asla dil uzatmaz.bu ister cumhuriyet olur ister zaman..aslolan önyargılardan arınabilip düşünceye saygı duyabilmektir.
icinde "hocaefendiden gunluk update" gibi kisimlar da olan, ama yorum sayfasi turkiye'nin en iyi yazarlarini barindirabilen gazete. hatta bazen misafir yazar olarak norman stone gibi kalantorlari bunyesinde bulundurarak beni sasirtmis gazetedir.
gecen bir sey. bazen agir bir deve gibi salinarak ve sallanarak, bazen de hizli tren gibi. gecerken ya horgucunde ya da kompartimandaki o esyalari koydugumuz yerdeki kucuk valizde goturuyor bize ait en muhim seyleri. keske zaman denen avucumda bir cep saati olsaydi kostekli, gumusten dedemin saati. canim kaca isterse o saate kurabilecegim cocuklugumdaki gibi.
ve her gün şehre karanlık gibi çöken, binbir gecenin intizarı, köhneleşmiş ruhların ebedi boku, fenerbahçe'nin ezeli rakibi, tas kebabı... tas kebabı... tas...
asil gecenin, yalnız karanlığında parıldayan bir cennet nağmesi eşliğinde bir takım ayak oyunlarının kokusu... peynir kokusu... yıka ayağınııı... yıkaaa...
şu da bir alıntı: "kuzenim bu cemaatin dershanesine gitti ve her sınıfın yarısını kurayla (ya da bazı sınıflarda deneme sınavlarındaki başarılarına göre sınıfın başarılı yarısını) bir kaç ay parasız zaman abonesi yapıyorlar ve her sabah şubeye 120 gazete geliyor... gazeteler her şubenin girişinde yer alıyor... dershane hocaları, abiler falan sabah yukarı çıkarken gazeteleri alıyorlar. haricen hepsinin evine her gün ayrıca dağıtılıyor bu gazeteler... bu iki örnek bedava dağıtılan aboneliklerin sadece 2 yolu.."
***
küçük bir örnek olması açısından, hürriyet,vatan, milliyet ve sabah gibi gazetelerin internet adresleri ile zaman gazetesinin internet adresi ziyaretçi sayısı bakımından karşılaştırıldığında bu sonuç çok daha net biçimde ortaya çıkıyor.
http://www.alexa.com/ adresinde, "movers & shakers traffic graph" yazısının hemen altındaki kutucuklara söz konusu gazetelerin adreslerini yazarak "compare sites" butonuna tıklarsanız, karşılaştırma sonucuna ulaşabilirsiniz.
hatta kolaylık olması bakımından, sonucun ekran görüntüsüne şuradan bakılabilir: http://img522.imageshack.us/img522/4376/zamaniq1.jpg
üsteki kırmızı çizgi milliyet'e, onun altındaki yeşil çizgi hürriyet'e, biraz daha alttaki siyah çizgi sabah'a, en altta uzanan iki çizgi ise zaman ve vatan gazetelerine ait.