insana Allahın emriyle boyun eğen varlıkların içinde zaman da vardır. Dolayısıyla insan zamana hükmedebilir. Zamanı istediği gibi kullanabilir. Yani zamanda gezmek, diğer nimetler gibi insana bir lütuf olarak, Allahu Teala tarafından verilmiştir.
insan meleklerden üstün bir yaradılışa sahipse, insanda bir saniyenin içerisinde, elli bin yıl hatta milyonlarca yıllık mesafeyi kat edebilir. Zamanın içerisinde istediği gibi dolaşabilir.
Bu noktada insanın üç bedeninin iç içe var olduğunu bilmesi lazımdır.
ZAMANDA YOLCULUK ENERJi VE IŞIK BEDENE GEÇMEKLE GERÇEKLEŞiR.
insanın fizik bedeninin ışık bedene geçmesi için uzun bir eğitim gerekir. Eğitimden sonra insan, günün bir kısmında önce temiz yıkanarak fizik bedendeki statik elektiriği nötr hale getirmelidir. Sonra sessiz bir ortamda kalben zikir yapmalıdır. Zamanla bu zikir, kalpten başlayarak fizik bedeni, önce enerjiye sonra ışık haline döndürecektir. insanın ışık bedeninin ışık dalgaları bildiğimiz ışığın dalgalarından farklıdır. Gözle görünemeyecek seviyededir. Ancak normal ışıktan çok daha hızlıdır. Işıkların parlaklık dereceleri farklıdır. Örneğin kainat bir nur dur. Ancak bizler kainatın içinde çok küçük olduğumuz için kainatın ışığının dalgaları arasında kalıyoruz bu sebeple o ışığı algılayamıyoruz. Trilyonlarca defa küçülüp, bir mum ışığının içine girsek, o mum ışığının dalgalarının arası bize karanlık görünür. insanın özü kainat olduğu için insanın ışık bedeni kainatın nuruna benzer, dalga boyları aynıdır.
insan ışık bedene geçince zaman, insanın emrine girer bu bilinçli bir zamandır.
kainat içerisinde anında istediği yere gidebilir. Zamanın gerisi ve ilerisi insanın avucunda gibi olur.
insan ilk zaman yolculuğundan sonra, fizik bedene tekrar dönünce yön duygusunu şaşırır. Uzun süre sağını solunu ayırd edemez bu hal birkaç zaman yolculuğundan sonra düzelir.
Sümerler ve mayalar döneminde yaşayan Zülkarneyn as iki zamanlı olarak bilinir yani zamanlara arasında gezen anlamındadır. Hatta Sümer tabletlerinde Zülkarneyn as zaman kapısından geçerken resmedilmiştir.