anne ve babasının ilk karşılaştığı güne gider ve bir an önce bebek yapmalarını, evlenmeyi sonra da yapabileceklerini derdim. yoksa böyle çok geç doğacak.
Zaman makinasıyla ya geçmişe gidilir ya geleceğe. Çizgi filmlerde bize anlatılan buydu. Siz yine gitmek istediğiniz yere şimdiki zAmanda da gidebilirsiniz.
zaman makinesi ile bir yere değil, bir zamana gidilir. Bir yere gitmek için yürüyebilir, toplu taşıma araçlarını kullanabilir, aracınızı kullanabilirsiniz.
Valla aranızda her türden tarihi olayı merak edip, onu görmek için o zaman dilimine gitmek isteyenler olabilir.
Ama ben çocukluğuma gitmek istiyorum. Şöyle 1995 yılına falan. Tam böyle 4-5 yaşlarındayken. Doya doya bir daha yaşardım çocukluğumu.
o gece dolunayda, dalgalar çıplak ayaklarımıza çarparken, güneş kırmızı, gök mavi gözlerini seyrederken, sarılıp, seninle hayat geçer dediği ana geri dönmek isterdim. Yürüyebildiğim, koşabildiğim günlere geri dönmek isterdim.
geleceğe. geçmişte ne yapayım. ha gidersemde muhtemelen nazi almanyasi döneminde hitler ile, osmanlı döneminde 2. abdülhamid han ile birde 571 de peygamber efendimiz (sav) ile tanışmak isterdim. he ayrıca birde henry ford ile tanışmak isterdim.
Baba olduğum ana gitmek isterdim yada dede olduğum anda olabilir. Çünkü gerçekten mutlu olacağım zamanlar bunlardır benim için ,gerçek mutluluğumu görmek isterim sadece birkaç dakikalığına.
Once kizildenizin tarilmasini kenardan izler ordan ayin ikiye ayrilmasina gecer sonra istanbulun fethini fatihle kutlardim. Oradan samsuna sonra kocatepeye ordan kordona...
Sonra gelecek pazartesiye iddaaa toplu sonuclarini almaya. (bkz: sonu muhakkak boyle olmaliydi)
ilkokul birinci ve ikinci sınıfta okuduğum zamanlara... O zamanlar babaannem dedem ve iki kuzenimle yaşıyordum (bana göre abla ve abi) ve dedem beni hergün okula bisiklet ile götürüp bisiklet ile alırdı. O zamanları ve dedemi çok özlüyorum. Hep o yaşta ve dedemle kalabilseydim.