zaman makinemi getirin bana 90 lara ihtiyacım var

entry1 galeri0
    1.
  1. http://akvaryumdanokyanusa.tumblr.com/ adresinde paylaştığım karalamalarımdan. salçalı ekmek tadında bi yazı...


    --spoiler--
    Küçükken en büyük hayali bir gezginin sırt çantasında dünyayı dolaşmak olan tuhaf bi çocuktum. en büyük isyanı öğretmeni sınıfta çıt çıkmayacak dediğinde ‘çıt’ demek olan, topluca gidilen çöpün başında kalem açma ayinlerinde yeri eksilmeyen, endamı pek şanlı sayılmasa da sohbeti tatlı, biraz da şair bi insandım…

    Farklıydım da biraz. herkesin siyah dediğine beyaz der, etrafımdakileri önce griye çeker sonra beyaza ikna eder, ve yanlış olduğunu bilsem bile bazen siyahı seçerdim. duygularım herkesin beslenme çantasında getirdiği meyve ve haşlanmış yumurtanın kaynaşmış kokusu kadar karışıktı. arkadaşlarım arasında statü farkı yaratan tek şey renkli boya kalemleri veya kokulu silgilerdi. ötesi yoktu ve biz o sınıfta hepimiz şirinler köyü misali mavi mavi okurduk.

    Hayatımda değişiklikler olduğunda ağzımda eriyen patlayan şekerler misali tuhaf bir haz alırdım. bakkaldan para üstü olarak aldığım sakız tadında mutluluklarım vardı. korkularım marketten akşam alışverişe giderken annemin balkondan bakmasıyla gidiverirdi. olumsuz olaylarım leblebi tozunu pipetle çekerken soluk boruma kaçırmakla sınırlıydı. hani demiş ya şair ”biz büyüdük ve kirlendi dünya.”…

    Hani sizde de oldu mu bilmiyorum ama şu an kafamda blok flütle çalınan bir ‘süper baba’ ezgisi var. televizyonda kesik hecelerle konuşan bayan bir siyasetçi, hiç yaşlanmayan bir tolga abi, uzak asyadan değişim programıyla gelen kazaklar misali bir serdar ortaç, hepsini geçtim teletext var. bakkalda patlayıcı gözüyle bakılmayan, tabulaştırılmayan torpil ve mantar tabancalarımız var. ankaradakiler için atakule, istanbulda tatilya var. sokaktaki çocukların elinde telefonlar değil misket, topaç ne bileyim tasolar var…

    Siz büyüyünce hayat da değişiyor sanki, ama aynı çocukluk mahalle maçı repliklerini kullanıyor yine. ”abanmıyor, teknik vuruyor…” ve siz tsubasa da olsanız yer yer, asfaltta röveşata hiç vurulmuyor...

    Küçük düşleri olan büyük bir adam oluveriyorsunuz. hayat usulca törpülüyor sizi ve tekdüzeleşiyorsunuz da bazen. bir avuç hayaliniz kalmışsa cebinizde, kışın mont cebinde bulduğunuz geçen kıştan kalma para misali şanslı hissediyorsunuz. bir kıvılcımdan yangın oluyor, yanıyor ve yakıyor ama en sonunda sönüp kül de oluyorsunuz. Zaman makinemi getirin bana 90 lara ihtiyacım var !
    --spoiler--
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük