bakış açısını değiştirmeden aynı sorunları tekrar tekrar düşünmek.
sürekli aynı davranışları gösterip farklı sonuçlar beklemek.
bir şeyi yapmaya başlamak için uygun zamanı beklemek.
en çok karşılaşılan hali "insana laf anlatmak" şeklindedir. çünkü her insan kendi doğru bildiğine inanır, aksini her durumda reddeder. herkesin kendi doğrusuna yanlış diyerek ikna etmeye çabalamak tam anlamıyla zaman kaybıdır.
Tasmasını terk etmiş bir köpek gibiyim; şimdi ne yapacağını bilemeyen ve oradan oraya koşuşturan dört ayaklı ulumayım. Bağlılığının bağımlılığı olduğunu düşünüp onu geride bırakmış -elbette birkaç denemeden sonra- lakin şimdi, bu, tanımlanamayan an biriminde, kendi yuvasını inşa etmeye çalışan bir esir hürüm. Saatler dahi geri dönüyor; her defasında ilerleyen bir zamanmış gibi görünmesine karşın, hep yeniden başlıyor. Zaten asıl derdim, bir'den iki'ye neden döndüğüm? Üç'ü ne zaman geçtik de bir'e vardık? Arada kaybolan bir zaman, zaman kaybı mıdır?
günümüzün instagram ve facebook'ta gösteriş amacı baz alınarak yapılan ilişkileridir.
sokmayın gözümüze, her sözlük yazarı biliyor ki ayrılacaksınız.
evet evet, kızınız dünya tatlısı olacak ne hoş, adını ne koyacaksınız? *
Bazen sıkıcı bir filmdir. Bazen boş bir kitaptır. Bazen kötü bir müziktir. Bazen de değmeyecek birini tanımış olmaktır. insana bir şey katmayan, "Olmasaydı da olur"ların hepsidir kısacası.