zaman ilerledikçe, insanların kişiliklerinde, yüzlerinde, gülümsemelerinde, göz bebeklerinde, tahammül sınırlarında, sevdiklerinde ve sevmediklerinde meydana gelen acı değişikliklerdir.
sanırım, veya sanmıyor olsam da ben, tam olarak dünyanın dönmesiyle alakalıdır.
dünya döndükçe biz de, boş durmuyoruz tabii, yaşıyoruz önümüze gelen yaşantıları seçip eleyerek. hayatımıza girenler, zamanlarını doldurduklarında bizden bir şey alıp, yerine başka bir şey koyarak deforme ediyorlar bizi ve hayallerimizi.
konuyu şuraya bağlamak isterim ki; zaman ilerledikçe insanların değişmesi, anne-baba-dost-eş dörtlüsünde yavaşça, içten içe gözlemlenildiğinde insana hüzün ve yaşlılık hissi katıyor.
babanın eskiye nazaran daha yavaş hareket etmesi, annenin yüz çizgilerinin iyice kırışmasıyla başlıyor, e tamam anne baba bunlar, yaşlanıp ölecekler derken, bir de bakıyorsunuz eski dostunuzla buluştuğunuzda ne o ne siz, eskisi gibi eğleniyorsunuz.
evet bu herkeste olan normal bi durumdur. ben de hissediyorum insanlar değişir. zaman değiştirir hepimizi. mesela öyle uzun yıllar bile değil bi 1-2 yıl öncesine dönüp baktıüğımda bile kişiliğin, etrafındaki insanların falan eskisi gibi olmadığını görünce şaşırıyor insan. zaten kimsenin geçmişteki hali, gelecekteki hali ve şimdiki hali aynı değildir. herşey değiişir yaş ilerledikçe, zaman değiştirir insanı, dünya görüşünü falanda. ilerde ben neymişim bi zamanlar dersin.
zamanın tek insanla münasebeti, yaşamak-ölmek, yaşam-ölüm diyalektiğinin sürprizsiz seyahati.
yaşam ne kadar dirense de bu seyahatte ölüm daima muzaffer.
dar anlamda değişme bu, insanın hayata mahkum yaşlanması, azgın dalgaların kıyıları fiyortlaması, dantel misali. ana karaların hissedilmez ama kararlı ilerleyişi. yine hissedilmez ama sinsi iklim değişmesi. uzayın genişlemesi, yıldızların infilakı.
değişim deruni. yepyenidir, farklıdır, yeni değişme dekorları taşır aleme, insanlığa. kimi insanlar, düşünce insanları tasavvur etmişlerdir değişimi, değişimin yeni sürpriz halini. ütopya böyle bir şey.
zamanın boyutsal bağlamı çok çetrefil. sanki ölçülebilir, insanı beraberinde tüketen o dakikaların hikayesinden öte bir şey. kim bilir.