zamana oynayan futbolcu gibidir.dersin kaynamasını sağlayan fırlama tipli öğreniler genellikle tahtayı silmeye giderler. arada hem tahtayı siler hem de arkasını dönerek arkadaşlarından direktif alan ve arkadaşlarına direktif veren kişidir.
- hocayı konuşturun lan ders işlemeyelim bu gün.. fenerden bahset bu ara fener muhabbeti gündemde.
* tamam karışma... sen de biraz daha yavaş sil tahtayı
takımı öndeyken son dakikalarda kendini yere bırakan futbolcu yada aut atışını geç kullanan kaleci gibidir.hoca tarafından azarlanırsa hakem tarafından sarı kart görmüş gibi olur.
matematik dersinde bitmek bilmeyen problemlerden birinin çözümü nihayet son bulur ve buna istinaden tahtayı silmek için ayağa kalkılır. yavaş fakat emin adımlarla tahtaya yürünür, silgi yanlışlıkla(!) yere düşürülür, önlüğe yapışan tebeşir tozu ağır ağır temizlenir. tahta yavaşça silinmeye başlanır. bu sırada sıra arkadaşlarından bir kahkaha kopar. durumu anlayan kadın hoca elinde 30 cm'lik tahta cetvelle kıça sağlam bir darbe indirir. işte o darbeyi yiyen öğrenci zaman geçirmek için tahtayı yavaş silen öğrencidir.
tıpkı futbolda 1-0 önde olan takımın uzatma dakikalarında rakip korner direğinde topu saklayıp vakit geçirmesine benzer bu durum. profesyonel öğrencidir kendileri. yıllarda üst düzey okullarda derse girmiştir kesin bu öğrenciler. fakat burda rakip takım gibi görülen hoca kısmı aynı zamanda o maçın hakemidir. uzatma dakikalarını fazla tutup tenefüslerinizi de yiyebilirler. dikkatli olmak gerekir.
tahtayı silerken tek bir tebeşir izi bile bırakmamaya çalışır üstüne başına gelen tozları yavaşça sirkeleyip işine devam eder dönüp hocanın arkasından sınıfa hareketler yapar.
çoğu zaman öğrenci sonunda o makus talihiyle yüzleşse de kimi durumlarda işe yarayabilen taktiği uygulayan öğrencidir. tabi ki bu işin önemli ayrıntıları, püf noktaları var. not alabilirsiniz arkadaşlar.
1.)öncelikle sakın gerzeklik edip dersin bitmesine yirmi dakika varken falan bunu yapmaya çalışmayın. hoca aşı olmuş misali bu numaraya karşı bağışıklı olacaktır artık, önlemini alır, dersi kaynattırmaz. bu numarayı uyguluyorsanız maksimum dört dakika kalmış olmalıdır. dört dakika da sadece uzmanlaşmış çakallar için önerilir. acemiler bir dakikayla başlamalıdırlar.
2.)hoca isminizi okuduğunda önce duymamış gibi yapın. bir kaç saniye bile önemlidir böyle durumlarda. sonra özürdü mözürdü derken bir on saniye daha kazanırsınız. yılışık olmak esastır. antipati toplamadan yayabildiğiniz kadar yayın "duymadım hocam pardon" muhabbetini.
3.)tahtaya yönelmeden önce üstünüzü başınızı toparlıyormuş gibi davranın. hiçbir hoca bunun için kızmaz. abartmayın tabi, küçük hareketler bile lehinize unutmayın.
4.)adımlar mümkün olduğunca yavaş ama doğal olacak. hoca kaynatma çabası olduğunu anlamasın.
5.)tahtaya kalktığınızda aptala yatın. silgiyi arayın, tebeşiri arayın, yere düşürün, gerekiyorsa siz düşün. sınıf çabanızı takdir edecek dalga geçmeyecektir merak etmeyin.
6.)tahtayı silerken hızınız minimumda olsun. tebeşir tozuna karşı alerjiniz olduğunu söyleyin, hiçbir şey diyemez. hatta kapı, pencere falan açtırın yahut açın. bol bol öksürün. kim bilir uslu bir çakal olursanız hocanız sizi kaldırmaktan vazgeçebilir bile.
7.)bu kadar şeye rağmen hala zil çalmadıysa hocanın sorduğu soruyu çok yavaş yazıp dakikalara oynamaya devam edin. umudunuzu yitirmeyin. aralarda düşünüyormuş gibi yapıp duraklayın.
bu maddelere uyulursa muhtemelen operasyon başarıyla tamamlanır. ancak bayan arkadaşlar için çok daha kesin bireysel kurtuluş çabaları var. bunları özel mesajla da anlatabilirdim ancak düşündüm de yanlış anlaşılır. şimdi hemen burada söyleyeyim bari. çok önemli sözlülerde uygulamak şartıyla o günlük kendinize bir dert yaratın. ailevi bir sorun olur, hocasına göre aşk meşk muhabbeti olur. derste sessiz sakin durup sonra ağlamaklı bir şekilde hocadan tuvalete gitmek için izin isterseniz o günkü sözlülerden muaf tutulursunuz. onlar da insan sonuçta.
boş işler ve okullarda çakallık dairesi başkan vekili somut'tan beleş bir konferans aldınız. haydi hayırlı kaynatmalar.