Her öğrenci, zorla abone bulmak zorundadır. Abone olanlar, okumadan sofra bezi yapar. iyi sofra bezi de olur aslında: malum kaliteli kağıda basılıyor. Cemaat ne kadar özgürse, o gazetede yazanlarda o kadar özgürdür. Sadece yazılması gerekeni yazar ve okuturlar. Bu durumda kaç milyon satılırsa satılsın, papağan'ın aynı sözcükleri tekrarlamasından pek farklı bir durum değildir.
he valla internette kaç satmış değeri nolmuş diye her gece bakıp yatağa girip çatlıyoruz... Yürek bırakmadınız be! "ya bırak ya 1 milyon satmaz bedava vermiyosanız bile bedava satıyonuzdur" diyerek alayımı geçiyor iyi geceler ve hani derler ya çay bizim mazotumuz efendim size de kafanızdaki şeyi çalıştıracak bir yakıt diliyorum... (bkz: bu ne la) (bkz: soğuk espiriler) (bkz: bir havalar) (bkz: alay geçmeler) (bkz: bakınız kendimizle de dalga geçeriz)
zaman ve tiraj yanyana anilmasi cok abes iki sözcüktür. zaman "dagitiliyor" tiraj almiyor abiler ablalar. o kesim okumayi sevmez zaten. kitap ta okumaz gazete de.
Gereksiz bir kıskançtır. Şayet benim gözümde gazete insanın beynini kullanmasını engellemez bakış açısını kapatmaz. Bir gazete düşün bir milyon tirajı var, okuyanlar beynini kullanmıyorlarsa ne anlamı kalır?
bedava dağıtılan gaste milliyet ile vatan, zaman zaman cumhuriyet; öncelikle bunun altını bi çizelim... solcu biraderler istiyorlarsa aynı sistemi kurabilir, ellerinden tutan yok. o zaman görülür hanya, yanya ve de konya.
yerde yemek yemek için bir gazeteye bu kadar ilgi gösterilmesi zoruna gidiyordur.
hee bildiğin sofra bezi diye kullanılır bu gazete cemaatlerde, sağlam kağıda basılır özellikle haberler. haberler bi sikime yaramadığından kendileri bile okumaz şakirtlerin. alan eve götürür sofra bezi yapar, gerçi eve götürmezler, zorla kapıya kadar gelir bu sikimden gazete. neyse böyle işte...
kardeşimin malum derhanesi aracılığıyla abone edilmiştik. normalde bayiden alıp okumam yalan değil. her gün kapıya bırakırlar. detaylı okumasam da geldiği için bir göz atarım sonra çöpe.
yıllar önce ben de aynı dershaneye gittiğimde zorla abone yapmaya çalıştılar ben zaten aboneyim diyerek geçiştirmiştim. yani bedava dağıtılmıyor doğru ama feci şekilde mahalle baskısı mevcut.
ticari olarak da bir yerden aynı toplulukla iletişim halindeyseniz yine abone olmanızı istiyorlar çevremden biliyorum. bir de dergileri var onun üyeliği de aynı yöntemle oluyor. tabi kendi isteğiyle alanları hariç tutuyorum ama onları toplasanız bu kadar tiraj mümkün değil.
olmayan solcudur. olayın solculukla alakası da yoktur.
zaman gazetesi daha çok bedava dağıtılır. sabah sokuşturulacağı adresler bellidir. benim yaşadığım yerde devamlı görmekteyim. aksini iddia etmek çok yersizdir. aksini iddia edenin neyin peşinde olduğu merak konusudur.
allah'ın sadık kulu barla isimli film nasıl o kadar seyirci sayısına ulaştıysa, zaman gazetesinin satış rakamları da aynı şekilde sağlanmıştır. Gerçekten de okusun ya da okumasın bu gazeteyi alan ya da abone olan kişi sayısı bir hayli fazladır. Buna ister örgütlenme deyin isterseniz başka bir şey. Orası size kalmış.
Solcuların kıskanmasını gerektirecek herhangi bir mevzunun olmadığı durumdur.
öyle ki kıskancından bazı solcular intihar etmekte, hayatta kalanlar ise her gece gizlice ağlamaktadır. solcu partilerde ve topluluklarda bu kıskancın sona ermesi için olağan üstü toplantılar yapılmaktadır. desek gerçek bir yanılgı oluşur. ayrıca yazarın kendince bir sıfat taktığı solcu bu başlığı okuduktan sonra gülen insandır.
Solcular için önemli olan nicelik değil, niteliktir. Apartman girişinde kimsenin ellemediği zaman gazeteleri tirajdan sayılıyorsa, yapacak bir şey yok, bırakalım avunsunlar.