aslında zaman reklamlarının geneli çok müthiş reklamlardır. şimdi tutup da bu adamlar böyle, bu adamlar şöyle demeyi bırakır, önyargılarınızı bi kenara koyar, yaftalamadan düşünürseniz bu reklam gerçeğinin siz de farkına varabilirsiniz. ha okumazsınız, sevmezsiniz o ayrı... ama reklamın hakkını vermek lazım... şu ana kadar bu kadar güzel reklam yapabilen tek bir gazete bile hatırlamıyorum.
"hangisi lan acaba? kaç tane reklamı vardı bunların?" diye düşünülür önce. sonra "ne fark eder?" denilir. sonra da "eğer sadece samanyolu, kanal7'de filan yayınlanmayıp tüm ulusal kanallarda yayınlanmışsa kesin güzeldir (diğerlerini bilmem). adamların tüm reklamları başarılı. helal olsun" denir.
ancak bilinmesi gereken nokta bu reklamlarda ne anlatılıyorsa tersinin doğru olduğudur. işyerime her gün zaman gazetesi geliyor. bir şey biliyoruz da konuşuyoruz yani.
reklam filminin son karesinde neyin reklaminin yapildigi anlasilana kadar vay anasini on numara reklam yapmis lan adamlar tepkisi gosterilirken filmin sonunda sol alt kosede beliren zaman logosu ceplerde bekletilen bir avuc kufurun disari cikartilmasiyla son bulur.
yeni yayınlanan reklamı beni gülme krizine sokmuştur.en çok güldüğüm de kulaklığında müzik dinleyen uzun saçlı tipe yapıştırılan satanist etiketiydi.ilahi zaman
Pahali kağıt gazeteleri dediğimiz gazeteler haricinde uygulandığında bir anlam ifade etmeyecek kampanyadır. Aynı durum cumhuriyet gazetesi için de geçerlidir. Reklam gelirlerini artırmak için ne etliye ne sütlüye karışan bulvar gazeteleri böyle cesur, doğru işler yapmazlar, yapamazlar.
zaman'ın reklamı olduğunu öğrendiğimde dumur olduğum reklamdır. tarafsız olmak gerekirse gayet başarılı bir reklam. zabah, dilliyet ve zürriyet reklamlarına göre tabi.
bir de zaman'ın geçtiğimiz senelerde üniversite öğrencilerince en çok okunan gazete seçilmesinden sonra zaman'da benim bilmediğim bir şeyler mi var diye düşündüren reklamdır.
verdigi mesajiyla icimdeki bi yaraya parmak basan, "hah, ben de tv'lerde soyle bisey dondureydim de en azindan uc-bes kisi bi anlasa sorun aslinda nerde" dedirten sukela reklamdir. iddialiyim, reklamda parmak basilan sorun mucizevi bi sekilde yok edilse barisin dibine vurulur.
ahanda reklam:
"biz ne zaman ayrı düştük...? birbirimizi anlamaktan vazgeçtiğimiz zaman..."
hayatımda hiç okumadığım bir gazate olmasına rağmen, dünya gazeteleri dizayn ödülünü iki yıldır üst üste almıştır, kısaca bu adamlar bu işi biliyorlar demektir, fethullah hoca tabi oralarada muridlerini sokmadıysa, gazetecelik hususundaki profesyonelliğini reklamlarında nacizane göstermişlerdir.
(bkz: gazeteyi yemek yediği tencerenin altından okuyan insan modeli)