Mümkün olmayan milliyet cumhuriyet vb gazetelerin yalan haber dışındaki haberlerinin ilgi görmemei sonucu klasik 'çamur at izi kalsın' mantığıyla pöykürmek suretiyle kusulmuş epey de kuyruklu ve duyanların da midelerini altüst edip birkaç gün yemek yiyememelerine neden olan yalandır.
cumhuriyet'in yalan haberlerini "lalalala duymuyorum ki" çocukluğunda geçiştiren zevatın bir hayli yakından ilgilendiği haberlerdir.
kardeşim washington post'un da yalan haberi vardır, ny times'ın da asparagas haberi vardır.
tarihinde yalan haber yapmamış tek bir gazete gösteremezsiniz. burada ayırıcı unsur; yalan haber tamamen kasti mi yapılıyor yoksa kaynak hatası mı var? kaynak hatasından kastım; misinformation ve disinformation olarak gazetecilik literatürüne yerleşmiş durumlar. bu durumlarda haber kaynağı ya kasıtlı olarak eksik bilgi verir yahut kasıtlı olarak hiç bilgi vermez. kaynağın hatasından ileri gelen "yalan haberler" de elbette kınanmalıdır ama kasti olarak, antidemokratik emeller uğruna yapılan yalan haberlerden ayrı tutulmalıdır. (tabii burada şunu da belirtmek lazım birçok gazeteci yaptığı yalan haberin ardından bu "mis-dis information" maskesinin ardına saklanır. mesela "oktay ekşi". bunun ayrımını iyi yapmak gerekir.)
velhasıl zaman gazetesi'nin yalan denen haberlerine bakılınca genelde kaynağın yanlış yönlendirilmesiyle oluşmuş haberler olduğunu görürüz. elbette muhabirin/editörün de burada suçu vardır. gazeteciliğin ana kemiği olan "double-check" yapılmazsa, kaynağın kirli emeline uymuş olursunuz.
sadede gelirsek; zaman gazetesi'nin yalan haberleri vardır ama kartel medya ve cumhuriyet'in yalan haberlerinin yanında zaman gazetesi melek kalmaktadır. cumhuriyet gazetesi'nin hiçbir açıklama getirilemez "yalan haberleri" varken, zaman gazetesi'nin yalan haberlerini tartışmak da gayet gülünç bir mevzudur...
unutmayalım ki cumhuriyet gazetesi'nin yaptığı yalan haber 27 nisan e-muhtırasına dahi girmiş, o muhtıraya zemin hazırlamıştır. keza 27 mayıs ve 28 şubat öncesi "şartları olgunlaştırma" gibi "ulvi" bir misyonu olan medyamızın ne haltlar yediğini herkes biliyor.
bunları tartıştık bitti de şimdi sıra zaman gazetesine mi geldi?
söyleyin allahaşkına zaman gazetesi'nin hangi yalan haberi bir muhtıranın/darbenin olmasına zemin hazırladı?
zaman gazetesi yalanlar üzerine kurulmuş olduğunu gösterir haberlerdir. iftiracılığı bunlar kadar profesyonelce yapabilen bir gazete daha yoktur. *
yağdanlıkları da değme avukatlara taş çıkartacak çabuklukta haberin yalan olmadığını savunuyorlar. oda tv belge gösteriyor, bir gerizekalı da çıkıp kendi entrysine link vererek güya olayı çürütmeye çalışıyor. evet yanlış okumadınız kendi entrysine.
heyetin öyle bir rapor oluşturduğu yoktur, zira zaman gazetesi de askeri savcılığın olayı yalanlaması üzerine yaptığı haberin içeriğini değiştirme gereği duymuştur.
bu haberler başta taraf gazetesi olmak üzere yandaş medya tarafından yapılıp yandaş medya grubunun amiral gemisi zaman gazetesi tarafından tüm yurt hatt cihan sathına yayılmaktadır.
habertürk gibi objektif gazeteler de bu tür haberlere temkinli yaklaşmakta olup bahsi geçen son haberde olduğu gibi eğer doğruysa... diye başlayan cümlelerle haberi okurlarına sunmaktadırlar.
Fakat bu sefer haberimize yalanlama başka bir yerden gelmiyor direkt olarak haberi okuyoruz sadece:
"Danıştay 8. Dairesinin kararının, Baydar ile ilgili yasal süreci etkilemeyeceğini belirten Tosun, ''Danıştayın aldığı kararla ilgili süreç ayrı, Anayasa Mahkemesi süreci ayrı, bize yapılan şikayetleri içeren süreç ayrıdır. Hepsini bir değerlendirmek yanlış olur. Ancak, bizim yasal kararımızda Danıştay tarafından verilen karar etkili olabilir'' diye konuştu"
eee, şimdi haber nerede, başlık nerede sayın seyirciler. Yarın yeni yalanlarla buluşmak üzere, yayınımıza şimdilik ara veriyoruz.
bildiğiniz gibi ergenekon soruşturması çerçevesinde demokrasi sancağını elinden düşürmeyen zaman gazetesi ve değerli demokrasi aşkıyla yanan muhabirleri, aynı soruşturmada göz altına alınan nusret senem'in bilgisayar harddisklerini yakmaya çalışırken yakalandığı bas bas yazmışlar.
Biz haberin bağlantısını vermemize rağmen gene de alıntılar yapalım:
"Ergenekon soruşturması kapsamında önceki gün gözaltına alınan işçi Partisi (iP) Genel Sekreteri Nusret Senem'in avukatlık bürosunda yapılan aramada, bilgisayar hard diskinin yakıldığı ortaya çıktı.Hard diskin yakılarak delillerin karartılmaya çalışıldığı belirlenirken, polis, hard diski kurtarmaya çalışıyor...Yapılacak incelemede, söz konusu CD'nin yakılmaya çalışılan hard disk ya da aramalarda ele geçirilen 6 bilgisayarla herhangi bir bağlantısının bulunup bulunmadığı aranacak."
ve tarihler 28 Mart 2008'i gösterdiğinde yani ertesi gün, ankara barosu başkanı aracılığıyla bir açıklama yapıyor:
Açıklamada Nusret Senem'in ev ve ofisinin aranmasındaki aşamalar anlatılıyor. isterseniz burada sözü başkan'a bırakalım:
"Avukat Nusret Senem'in bürosunda yapılan arama, Avukatlık Yasası'nın 58.maddesi hükmü gereğince Cumhuriyet Savcısı denetiminde ve Baromuz tarafından görevlendirilen iki Baro temsilcisi avukatın katılımı ile yapılmış, aramada Nusret Senem’in avukatı Mehmet Cengiz'de hazır bulunmuştur."
Ama işte vurucu darbe:
"Arama öncesinde veya sırasında avukat Nusret Senem'in bürosundaki bilgisayarların hard disklerini yaktığı/yakarken yakalandığı yönündeki bilgiler gerçek dışıdır. Kaldı ki, arama sırasında avukat Nusret Senem bürosunda olmamakla, hard diskleri yakması veya yakarken yakalanması fiilen ve maddeten mümkün değildir. Düzenlenen işyeri arama ve geçici olarak el koyma tutanağında da böyle bir bilgi yer almamaktadır"
devam ediyoruz:
"Düzenlenen işyeri arama ve geçici olarak el koyma tutanağında yer alan bilgilere göre, avukat Nusret Senem'in bürosunda el konulan hard disklerdeki bilgiler kopyalanmış ve kopyalanan bu bilgiler avukat Nusret Senem’in vekili Mehmet Cengiz'e verilmiştir."
ve açıklama şu şekilde bitiyor:
"Halen gözaltında olmakla, kimi basın organlarında yer alan, gerçeğe, haber ve basın etiği ile sorumluluğuna aykırı bulunan bütün bu hususları kamuoyuna açıklamak ve kendi kişiliğiyle mesleki kariyerini korumak imkanına sahip olmayan Baromuz üyesi Nusret Senem'in en temel insan haklarından olan lekelenmeme hakkını meslek örgütü olarak korumak görevi Baromuza ait olmakla, bu basın açıklamasının yapılması ve kamuoyunun doğru biçimde bilgilendirilmesi zorunlu olmuştur."
Ee ne oldu şimdi. Süper demokrasi ve hukuk inancına sahip F tipi tabilotta basılan Zaman gazetesi ne yapcak dersiniz. Yarın yeni yalanlarla buluşmak üzere, yayınımıza şimdilik ara veriyoruz.
en buyuk yalanlari fethullah gulen'in abd'de saglik nedenleriyle bulundugudur. simdi hasta olabilir ama 10 yildir orada. pennsylvania'daki ciftligi hosuna gitti sanirim.
(bkz: ey delikanli!)
cumhuriyet gazetesi okumam, ama hadi kabul ettim ben cumhuriyet gazetesi gencligiyim. sen de cikip soylesene; ben cumhuriyet gencligiyim diye! ama bizim basimizdakiler gibi soyleme haa...