sadece zaman'ı değil, zamanda kök salmış derin bir tabuyu sorguladığı için şaşırtmamış sansürdür. var mı böyle müthiş bir cümle: "Bu bağlamda, türban, kadınlık bilgisinin bastırılması, diğer bir deyişle, kadının kadına ihanetinin dışavurumu olarak algılanabildiği için korkutur."
"bizim okurumuz buna hazır değil" diyerek kendi ağızlarından, okuyucu kitlesinin "tek tip" olduğunu itiraf eden hatta koyun, yeni fikirlere açık değil muamelesi de yapmış bir gazeteden beklenen otosansür muamelesidir.
biz aynı şeyi imâ etsek "nur" topuna tutarlar ama, heheh...
- lan ne diyon? bak 12452452 tane ödül almışlar, tasarım, grafik, hem çıplak kadın resmi de yok ondan çekemiyonuz de mi? vıdı vıdı...
+ ya bi siktir git
ahmet kaya yaşarken zaman gazetesinde o dönemlerde çalışan eyüp can isimli yazar bu şahıs ile röportaj yapmıştı. ahmet kaya o sıralar yurt dışındaydı. o kötü lafları etmiş ve ülkeden kaçmak zorunda kalmıştı. bu röportaj yapıldı diye birçok kişi aboneliği bırakmış ve de hakkımızı helal etmiyoruz diye mailler atmıştı gazeteye. ardından o dönemin genel yayın yönetmeni haberi hem savunup hem de kırıldıysanız hakkınızı helal edin diye bir açıklama yayınlamıştı. bu olay da ona benzedi biraz.
birkaç gün sonra hiç birşey olmamış gibi hem yazarın hem de gazetenin hayatına devam edeceği olaydır. en iyi ihtimalle yanlış anlaşılma falan denilir herhalde.
bırakın, türban meselesini onun asıl sahipleri olan kadınlar konuşsun minvalindeki yazıya "okuyucumuz buna henüz hazır değil" diyerek uygulanan sansürdür. hoca efendi şürekasının her şeyi olduğu gibi demokrasi ve ifade özgürlüğü kavramlarını da reel haliyle benimseyememesine, kendine müslüman kesimin kavramları kendine demokrat bir biçimde istenilen kalıba sokup meşrulaştırmasına verilebilecek en güncel örnektir.