insanın tahammül sınırlarını zorluyor. Belirsizliğe ve beklemeye tahammül edemeyen bir insanım. O nedenle elimde fırsat olsa yedi uyurlar gibi uykuya dalıp iki ay sonra uyanmak isterdim.
Eğer bir şeyi bekliyorsanız saniyeler bile asır gibi geçer.
zaman artık o kadar hızlı geçiyor ki 1 sene bile gözümüzde çok değil. ve bu zamanın bu kadar hızlı geçmesi çok da güzel olmuyor. biranda kendimi 30 yaşında bulacakmışım diye korkuyorum ve öyle olacak gibi duruyor.
'Son bir haftadır' dediğim her şeyin üzerinden 1 ay geçmiş. Evet, ay. Dört evresi geçmiş ayın ve ben hâlâ 'geçen hafta'. Ağustosun sonunda olan şey için 'geçen hafta' diyormuşum. Alın size %100 görecelik.
zamanın duruma ya da mekana bağlı olarak farklı hissedilmesidir. örneğin; sabah çalan saati 15 dk ertelemişsinizdir, fakat saat 2 dk sonra çalmıştır. panik yapmayın saatiniz canlı değil, bu tamamen psikolojik bir durumdur. aynı örneğin başka bir versiyonu ise şöyledir ki; diferansiyel denklemler dersinde* ders bitimine 1 saat vardır. kafanızı sıraya koyarsınız, bir süre uyuduktan sonra '' iyi uyuduk be, bu derste böyle geçti '' düşüncesiyle uyanırsınız. fakat saate bakmanızla yıkılmanız bir olur, sadece 5 dk geçmiştir.