6 sayfa okuyamayacağım ama biri yazmadıysa ben yazıyim zaten yazıldıysa silinir. Zall'ın sesi arda turan'ın sesini anımsattı bana. böyle arada çatlıyor falan. ya da fanatikliğimden.
Sorulabilecek en kötü soruların sorulduğu röpörtajdır. Soruları soran cengaverin hazırlıksız olduğu daha ilk soruya "Sen başla işte.." gibilerinden yaklaşımıyla bellidir.
Sözlükle ilgili detayları bildiğinden bu soruları soran şahsın da sözlük yazarı olduğu bellidir. *
Sohbet havasında geçmiş ve Zall'ın neye benzediğini bize göstermiştir.
tarikat kurma calismalari cercevesinde bulundugum tokyo merkez camii'nde henuz seyredip mutalaa etme serefine nail olamadim lakin, hic suphem yok ki zall kardesimiz su mubarek web sahifesini en guzel sekilde tasavvur etmis idir seyreyleyenler icin.
laz pacino nikli yazarın yerinden takip ettiği röportaj.
röportajı yapan kişi * "laz pacino, 2006-2007 yıllarında sözlüğü karıştı. birçok kişi o karşı cephe aldı" derken sağ tarafına bakıyor ve laz pacino ile göz göze geliyor.
nihayet dinleyebildiğim, güncelliğini koruyan röportaj. hoparlör sorunu olup da röportajı sadece seyrettikten sonra * ses gelince, daha bir hevesleniyor insan. ama ses gelmese daha iyiymiş. fon müziğinden, kafam kazan oldu. zor dinleniyor lan. bunu, ağız tadıyla seyretmek harammış.
zall'ın bir dudagı yerde bir dudagı gökte devasa bişi olmadıgını,
hatta sen ben gibi alelade bir adam oldugunu göstermesi açısından şaşırtıcı bir sohbettir.
şahsım adına daha acayip bir tip beklerdim valla, hani sokakta görünce "aha bu herif kesin zall" falan diyeceğimi sanırdım.. enterasan tabi.. boşuna korkmuşum sevimli keratanın biriymiş.. **
sözlük alemlerine yeni yeni akan ve "bu ukala sunucu kim lan!?" tepkisi veren arkadaşlara bildirmeyi bir borç bilirim ki; "röportajı yapan zat-ı muhterem peder zickler'in ta kendisidir."
zall'ın heyecandan konuşamadığı gözlemlenen roportajdır.
lakin roportajın asıl can alıcı kısmı başında, askere gitmemek için bitirme tezini vermediği beyenatıdır. burada bir çok genç arkadaşa örnek teşkil edecek, model olacak bir sözlük adminine bu tip beyanat yakışmamıştır, ayrıca bu bir suç unsurudur.
kusura bakma zall, beğenmedim, hemde hiç beğenmedim...
çok açık ve net söylüyorum: ben olsaydım; o programın sunucusunu s... şey severdim. yani çok kötü severdim. o nasıl bir konuşma ve hitap stilidir. tiple senkronize ol birader. kendin ol. aşma kendini. **
bildiğin insanmış yahu, hani marjinal falan da görüntüsü yok, efendi gibi işinde gücünde çalışan yurdum insanı. samimi geldi bana. aması var yalnız, şu ki:
kameralar kapandıktan sonra üzerindekileri çıkarıp binanın altıncı katından uçarak uzaklaşmış olabilir mi diye düşünmüyor değilim. röportajdaki görüntüsünün üstüne üşenmedim gözlük giydirdim aynı clark kent oldu o bakımdan. hem de kapitalist falanmış ya. ulen diyorum acaba, sonra da yok artık manyak mısın olm diyorum kendim kendime. zall itiraf et o'sun değilmi? kurtar şu memleketi be kardeşim. bırak sözlüğü, biz takılırız buralarda.
ha unutmadan, bir de henry rollins'i de andırıyor sanki biraz. ama onun ensesi çok kalın, yok yok o değildir:https://galeri.uludagsozluk.com/r/24555/+
Röportaj anında ordaydım. Zall cidden sürekli yani dedi. Kızdım bir yandan da güldüm. Orda aslında iki kamera vardı. Bende köşeden diğer açıyla ikisini çekiyordum ama sohbete gülerken kamerayı biraz fazla titrettiğim için benim çektiğim görüntüleri almamışlar. Sağlık olsun dedim. O kadar üzmedi beni bu yaptıkları. Zall' la tanıştım. Beni çok sevdiğini yazılarımı okuduğunu söyledi. Dedim en sevdiğin yazım hangisi? Dedi hatırlayamıyorum bile. Siktiri çektim tabii. Bana orda kameralar önünde yalakalık yapacak güya. Gerçi ben neyim ki sözlükte bana yaranmaya çalışsa ne bilmiyorum ama galiba Zall' ın huyu böyleymiş işte.
ilerleyen dakikalarda beni de moderatör olarak alıp almayacaklarını sordum kendisine. Senin kalemin çok kuvvetli sen yazarlıkla uğraş dedi. Bende olay anında bir anlık gaza geldim. Tamam ismail Abi sen nasıl istersen öyle olsun dedim. Beni bayağı bir heyecanladıran bu adama karşı büyük bir sempati duymaya başladım. Sonra ayrılırken bana adımı sordu. Kızdım ve duygulandım. Gözlerim dolmuştu. Ahh be ismail dedim. Sen beni yanlış anlamışsın, ben sana karşılıksız sevgiyle yaklaşmamıştım halbuki! Seni görünce senden hoşlanmıştım ve o anda benim adımı bile hatırlamadığını öğrenince mahvoldum. Yıkmıştın beni. Çok üzüldüm ve birazda kızgınlıktan olsa gerek elini bile sıkmadım. Daha da gelmem dedim senle buluşmaya. Uludağ artık benim için bitmiştir diyip çekip gitmeye karar vermişken bana yarın seninle buluşalım dedi. Bir anda ona karşı olan hislerim tekrar değişti. Hemen kabul ettim ve oynaya oynaya evin yolunu tuttum. Şuan çok heyecanlıyım, tekrar onunla buluşacağım için... Yaşamadan bilinmez bu duygu...
şimdiye kadar birçok kişi izlemiş ve yorumlamış bu röportajı. ben de kendimce olumlu yönlerinden bakmaya çalışacağım:
1- öncelikle; çok merak edildiğini kendi de biliyordu, sırf bu bile heyecanlanması için yeterli.
2- ekşi sözlük daha iyi zart zurt gibi yorumlar yapılmış, biri 1999'da diğeri 2006'da açılmış. arada 7 sene var. gayet doğal.
3- bu ulusal bir yayın değildi belki, fakat yalan dolan hiç yoktu, yüzde 100 doğaldı. zall'ın söylediklerine inanmayan yoktur sanıyorum.
4- adam tekstil mühendisliği okurken, böyle bir işe imza atabilmiş. üstelik bunun hobi olduğunu kendisi de söylüyor. yazılar, yazarlara ait diyor. bir şeyi sahiplenme peşinde değil. ayrıca, karşılaştırma yapılan, sedat kapanoğlu'nun * birkaç fotoğrafından başka bir şey bulamadım.
5- yazarları veya herhangi birini küçük düşürme veya aşağı görme gibi bir durum, ne sözlükte ne de röportajda olmadı.
6- "kapitalistim" demesi de niye bu kadar ciddiye alındı anlamış değilim. hayat felsefesi falan kesinlikle değil. ufak bir espri yapmış sadece.
7- günde 9 saat çalışmasına rağmen, sözlüğe de vakit ayırıp, bize böyle güzel bir ortam yaratmış. bunun için de teşekkür etmek lazım.
8- çok dikkat çekici bir tipi yok diye, saçını uzatması, küpe takması vb. gerekmiyordu bence. komplekssiz, halktan herhangi biri olduğunu kabul etmiş. böyle bir iddiası da yok zaten.
9- herkes görmüştür ki, sözlüğün kurucusu olmasına rağmen, yazarlar kadar ciddiye almıyor burayı. sanal bir ortam olduğunun bilincinde.
* olumsuz bir şeyler yazmak istesem, yine bu kadar yazardım ama olumlu bakmak istedim. haklı bulan olabilir, "yalakalık yapmış şerefsiz" diyen olabilir. buna da saygı duyarım. yalnız 2.sini düşünenler için, şunu da belirtmek isterim; sözlükle ilgili hiçbir iddiam yok. mantıklı düşünen biri de, bu yazının bana hiçbir faydası olmayacağını idrak eder. sadece sözlük olayını, hayatının bir parçası gibi gören insanlara faydası olur diye yazdım. *