ssg'ye bir ropörtajında ekşi sözlük nasıl bir yer diye sormuşlardı, oda hemen ekşi sözlüğe girip sol frame'deki 50 başlığı göstermiş ve ona göre açıklamıştı.
aynı şeyi zall yapsa uludağ sözlüğü tanımayan insanların kafasında nasıl bir imge oluşur?
sol frame bakınca hoşlanılan kıza ... yapmak, türbanlı kızın şuyu, mini etekli kızın busu gibi entryler görülüyor.
zall yapmaz bence aynı şeyi. yapmasında zaten ne gerek var bari burayı iyi bilenler değiştirmesin düşüncesini.
zall sözlükten uzak, farklı projeler peşinde koşan bir arkadaşımız zannedersem,
ssg ise sözlük ve sözlük yazarları ile iç ice, güncele uzak kalmayan bir arkadaşımız.
ssg microsoft gibi bir dünya devi şirkette çalışmış bir insan. zall ise hiçbir yerde çalışmamış kendi projelerini geliştirmiş. zall ssg kadar başarılı olsa idi, bunu kanıtlayacak bir teklif alırdı büyük şirketlerden. ne saçma bir karşılaştırma bu? tek ortak noktaları sözlük adminleri olmaları sanırım, birisi ekşi sözlük birisi klon sözlük admini. okadar.
ssg hem iyi bir yönetici hem de oldukça iyi bir yazardır; her ne kadar türkçe karakter kullanmasa da. Zall ise sadece uyanık bir girişimcidir.
Ssg için ekşi sözlük gelir de getiren bir eserdir. Zall için ise uludağ sözlük ne toplasam kârdır mantığıyla yürütülen bir gelir kapısı. Bunu önce ekşi sözlük'ün 12. Yılındaki durumuna, sonra da uludağ sözlük'ün henüz 5. Yılında geldiği duruma bakarak rahatlıkla görebiliriz.
Ekşi sözlük'te çaylaklık entrylerinin birinde bir noktayı unutmuş olsanız sizi yazar yapmaz, lanetlerler. Burada ise ''gel, türkçe bilmesen de yine gel'' mantığı geçerlidir. Emo diliyle beş entry bile girseniz yazar olmanız en fazla beş saat sürer.
içerik açısından eski ekşi sözlüğü tenzih ederek, uludağ'ın, zall ve ekibinin daha anlamlı ve omurgalı olduğunu düşündüren karşılaştırmadır. iktidar goygoyculuğunun tavan yaptığı bir yerde yazar olmaktansa her düşünceden insanın tartışıp fikirlerini paylaşabileceği bir yerde yazar olmayı tercih edenlerin, açık ara zall ve ekibini seçeceği karşılaştırmadır.
ekşi sözlük'ün kurucusu ve sahibi ssg namı diğer sedat kapanoğlu one dergisi'ne konuştuEkşi Sözlük;ün Amerika;nın Seattle kentinde yaşayan kurucusu Sedat Kaplanoğlu nam-ı diğer SSG ile Ekşi Sözlük üzerine keyifli bir söyleşi yaptık.
Röportaj: Ömer Üner
Sedat Kaplanoğlu (SSG) kimdir?
1976;da doğdum. 1985;te bilgisayarla tanıştım. 1993;te yazılımı iş olarak yapmaya başladım. 1995;te Microsoft/PC World Altin Disket 94 Programlama Yarışması Birincisi, 1997;de ODTÜ Programlama Yarışması üçüncüsü oldum. Ekşi Sözlük;ü 1999;da yaptım. Son dört yıldır Seattle;da Microsoft Windows ekibinde yazılım mühendisi olarak çalışıyorum.
Binlerce farklı karakterde ve üslupta yazara rağmen bir ekşi sözlük dilinden bahsetmek mümkün. Kıvrak, yalın ve derinlikli; Bu nasıl sağlandı? Bu anlamda yönetim olarak bir müdahaleniz oluyor mu?
Ekşi Sözlük;teki yerleşik her unsur onun kültürüdür. Kültür de müdaheleyle değil tam tersine serbestlikle oluşur. Bir şey yaptıysak bu da insanların sözlüğü istedikleri yönlere doğru esnetmelerine müdaheleden kaçınmak olmuştur herhalde. Sözlük tamamen kuralsız bir yer de değil. Kuralları var ve 10 yıllık ömründe gözlemlediğim kurallar ve yasaklar arttıkça tekdüzeliğin artıp çeşitliliğin köreldiğidir. Yasaklar antibiyotik gibi, kurunun yanında yaşı da yakıyorlar.
Ekşi Sözlük, SSG, One Dergisi, Sedat Kapanoğlu, Sedat Kapanoglu eksi sozlukOkuyacağı kitabı, izleyeceği filmi, satın alacağı markayı belirlemeden önce ekşiden yorumları okuyan hiç de azımsanamayacak bir kitle söz konusu? Canlı yayından çıkıp hakkında yapılan yorumları okumak için siteye koşturan sanatçılardan söz etmiyorum bile! Bu normal mi sizce? Başkalarının düşüncelerini bu kadar önemsemek…
Elbette. Eskiden eş dosta danışma süreci günümüzde artık alakasız insanların fikirlerini bulup okumaya dönüştü. Bunların eş dost görüşüyle eş tutulmasının sebebi eşinizin dostunuzun size hayatta söylemeyeceği yönlerinizi size yansıtabiliyor olması. Tek ihtiyaç bilgiyi süzmeyi becerebilmek. Öyle her yazılanla obsesif bağlar kuracak her yazılana ayet muamelesi yapacaksanız baştan hiç okumamak daha makul olur.
Gereğinden fazla liberal ve demokrat olduğunuza dair bir eleştiri var. Bir gecede binlerce ;islamcı; yazar alımı yaptığınıza dair enteresan geyikler dönüyor sitede. Bu işler böyle mi yürüyor sahiden?
Küçükken kazana düşmüşüm ondandır. Evet bize tam olarak bin yediyüz seksen adet islamcı listesi verildi ;bunları alın; dendi. Emir büyük yerden olunca reddedemedik. Malesef bu işler böyle. Sonra yedi bin iki yüz islamcı daha aldık. islamcı kadrolarımızı geliştiriyoruz. Amaç büyük islam sözlüğünü kurmak. islamcılar da;dini alaya alıyorlar; diye eleştiriyorlar kime yamanacağımızı şaşırdık. Önümüzdeki ay dört bin yedi yüz elli altı tane daha islamcı alıyorum inşallah islamcıları memnun edeceğiz bu sefer. Dokuz yüz tane nasyonal sosyalist aldık o bozdu biraz ortamı ondan.
Ekşli Sözlük'ün Kurucusu ssg One dergisi'ndeBir diğer eleştiri de elitist olduğunuz yönünde. Çok sık yazar alımı yapmıyorsunuz…
Yazar alımını kapalı tutmak gerek denetim yükünü gerek kötüye kullanımı regüle etmek adına zorunlu oluyor. Hali hazırda alımlar açık aslında okur kaydı yapıp yazmaya başlayabiliyorsunuz. Tek sorun alım hızı yavaş onu da hızlandıracak günler yakındır. Dört bin islamcıyı yazar alımlarına bakmakla görevlendireceğim.
Bir söyleşinizde ;küfür serbest, hakaret yasak; diyorsunuz. Biraz açar mısınız?
Küfür sadece hakaret amaçlı kullanılmaz. Ben evde tek başıma soğan doğrarken de küfrettiğim oluyor.
Bu sistemin Türkiye;deki klonlarını saymazsak dünyada örneği var mı? Gelişmiş ülkelerde benzer yapılar bu denli rağbet görür mü?
Bire bir aynısı yok ama en benzeri muhtemelen Urban Dictionary. Onun dışında kitlelerin oturup keyfine göre tanımlar yaptığı bilgi kaynağımsı siteler mevcut Everything2 gibi, Uncyclopedia, H2G2 gibi. Sonuçta Douglas Adams;ın Otostopçunun Galaksi Rehberi;ni okumuş herhangi biri böyle bir şey yapmak isteyebilir en doğal hakkıdır. Diğer yandan sanal topluluk olarak sözlük kadar yerleşik bir sosyal ve kültürel altyapısı olan bir benzeri yoktur tahmin ediyorum.
Sedat Kapanoğlu One Dergisi'ne Ekşi Sözlük'ü AnlattıDükkanı kapatıp uzletinize çekilmeyi düşündünüz mü hiç? Ya da satıp yenilerini açmayı?
Az önce söyleyince farkettim ki 10 yıldır hayatım sözlükte geçmiş. Sanırım uğraşmayı sevdiğim bir hobim olarak gördüğümden vazgeçmeyi de düşünmedim. Bu ;resim yapmayı bırakıyorum; gibi bir şey olurdu. Sözlük çözülesi problemler cenneti aslında gerek sosyal gerek yapısal gerek teknik problemler için bereketli topraklar barındırıyor. Bunlar üzerine kafa yormak çözümleri üzerinde çalışmak güzel. Tam gün işim sözlük olsa keyifle yaparım o derece. Diğer yandan sözlük herhangi bir başka bir uğraşı gibi hayatta yapmak istediklerimle aramda engel teşkil ederse vazgeçmek zorunda kalabilirim. Bugüne kadar olmadı diye olmayacak diyemem.
Biraz da özele dönersek; Seattle;da yaşıyorsunuz. Seattle deyince en azından benim aklıma yağmur, kahve kokusu, caz, microsoft ve starbucks geliyor. Sizin için ne ifade ediyor bu kent?
Uzun zamandır hayatımda aradığım dinginlik ve sakinliği bulduğum bir yer oldu bu açıdan çok memnunum. Uzun süreli kullanımlarda yoğun bulutlu havası bunaltı ve depresyona yol açabilir. Onun dışında tek problemi Türkiye;ye çok uzak olması. insan hem güneşi hem de Türkiye;yi özlüyor. Bir de yeterince islamcı yok. O yüzden Türkiye;den dört yüz islamcı getirip şehre eşit oranda dağıtacağım.
Günlük yaşam trafiğiniz içinde ekşisözlük zamanınızı ve zihnininizi ne kadar meşgul ediyor?
Gün içinde çalışırken düşünecek fırsatım olmuyor pek. Microsoft;a geldiğimden beri daha çok kullanıcısı sayılırım. Diğer yandan bahsettiğim problemler arasında hoşlandığım olursa onlara kafa yormak keyifli egzersizler oluyor gazete bulmacası çözmek gibi. Kullanıcısı olarak her gün takip ediyorum elbette.
Yakın ve uzak gelecekte anavatana dönüş var mı gündeminizde?
Bu konuda net bir karar vermedim. Her iki ülkenin sevdiğim ve sevmediğim yanları var o yüzden önümüzdeki maçlara bakacağız. Şimdilik halimden memnunum.
ONE’ın bu sayısının 250-300 bin genç insana ulaşacağını öngörüyoruz? Bir sözlükçü olarak bu genç insanlara ekşisözlüğü takip etmelerini, okumalarını, yazar olmak için çabalamalarını önerir misiniz? Bunca yapılacak iş dururken ekşisözlük’e bu kadar zaman ayırmalı mıyız gerçekten?
Gençlere önerim bir şeyi sırf biri dedi diye kale almaktan kaçınmaları olur. Değerlendirmelerini başkalarının değil kendi terazilerinde yapsınlar. Internet önümüze bilgiyi kamyonla yığdığından artık onu süzmeyi, işimize yarayanı seçebilmeyi öğrensek iyi olur diyorum ben. On yedi bin islamcı yanılıyor olamaz.
--spoiler--
yorum sizin.
--spoiler--
her ikisi de paraya voleyi vuruyordur muhtemelen ama zall'a mikrofon uzatsan "sekkiz" deyip bırakacakmış gibi bir havası var*, lafa girmeden önce heyecanla oyuna girmeyi bekleyen oyuncu gibi kıvranıyor ama konuşunca tırt bir arkadaş oluyor. ssg çıkıyor, konuşuyor, espri mespri yapıyor.. zall espri yapmaya kalksa salca haricinde kimse gülmez gibime geliyor. yoryoryor.
ekşi sözlük kasıntıdır, uludağ sözlük ise cooldur, burada isteyen istediğini yapıyor efendim, senin girdiğin entryi senden önce de biri girmiş diye silinmiyorsun, çaylaklık falan beklemiyorsun.
ekşi sözlük zirvesinde ssgnin yüzünü gören cennetliktir.
ulu sözlük zirvesinde zall samimiyetiyle "işte benim moderatörüm" dedirtir insana, yazarları kendinden aşağı görmez.
sonuç olarak ssg adamsa eğer, zall adamın dibidir.adamın dibi ne lan?düzeltiyorum, zall, adam gibi adamdır.
zall anadolu çocuğudur ssg'de biraz daha avrupai bir tip var. zall azerilere benziyor. valla adamların tiplerine bakıyorum da yani bu iki elemanın bu işleri başarabileceğini hiç kimse tahmin edememiştir zamanında.