zall kötü bir kaza geçirmiş ve maalesef kollarını ve bacaklarını kaybetmiş. (fıkra bu tabi. allah göstermesin)
bu halde plajda güneşlenirken bizim temel yanına gelmiş ve 'sen hiç yannağı yedin mi?' diye sormuş. zall de acayip heyecanlanarak, 'hayır' demiş. temel de, zall'ı tuttuğu gibi denize fırlatmış ve 'aha şimdi yannağı yedin' demiş.
Zall birgün arkadaşıyla konuşuyormuş kavga etmişler arkadaşı parmagının ucuyla zalı itmiş zalda hımbıl cüssesiyle yere düşmüş zall patlamış derem olmuş hahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahaha nu hahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahaha. Gülün lan.
Zall birgün arkadaşıyla konuşuyormuş kavga etmişler arkadaşı parmagının ucuyla zalı itmiş zalda hımbıl cüssesiyle yere düşmüş zall patlamış derem olmuş hahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahaha nu hahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahaha. Gülün lan.
zall bir gün nickaltında oturup eksi yiyip, nickaltını eksilemeye çalışıyomuş. ordan geçen bir trol grubu demiş ki, zall hocam napıyosun nickaltı hiç eksi tutar mı? zall da durur mu yapıştırmış cevabı, ya trollüyosa?
bir gün bir fransız, bir italyan birde bizim zall sohbet ediyorlarmış.. italyan hemen diğerlerine işini sormuş... sorduktan sonrada önce kendi işini söylemiş... ben pizza ustasıyım, sabahtan akşama kadar fırının başında alın terimle paramı kazanıyorum demiş... fransız benimde pariste cafem var ben orayı işletiyorum sabahtan akşama kadar müşterilere hizmet ediyorum, yanımdaki insanlara da ekmek veriyorum bende alın terimi kazanıyorum demiş... sıra zall'a gelince zall: benimde türkiyede sözlüğüm var, orada bedavadan milleti gazlayıp yazı yazdırıyorum sitenin bütün gelirini çatır çatır tek başıma yiyorum demiş... italyan hemen atlamış ee olum bu sözlük yazaları uyanıpta yazmasa sen aç kalırsın demiş... zall'da panpa orasını karıştırma uyandırıcaksın herifleri demiş...
tek kelimeyle iğrenç bir fıkra oldu... ama ben napayım malzeme zall laaa...
zall bir inek çiftliği satın alır ve inekleriyle birlikte bir fotoğraf çektirerek ailesine yollar. Aile heyecanla zarfı açarlar ve fotoğrafı görürler. Fotoğrafın altında ise şu yazmaktadır:
-Okla işaretli olan benim.
Bir Fransız, Bir ingiliz, Bir Alman, Bir Rus, Bir iranlı, Bir Holandalı, bir de bizim zall barda sohbet ederlerken sıra gelmiş memleketlerini övmeğe.. ingiliz, "Arkadaşlar.." demiş "Bizim biramiz çok meşhurdur..Harika biralar üretiriz içmeğe doyamazsınız.."
Fransız hemen girmiş konuya "Bizim kızlarımız meşhurdur.." demiş, "Öpmeye kıyamazsınız"
Alman içini çekip " Hey gidi memleketim.." demiş, "Biz öyle arabalar üretiriz ki binmeğe doyamazsınız.."
Holandalı hemen atılmış, "Evlerimiz.." demiş, "Bizim dünya şirini evlerimiz meşhurdur.."
Bizim en meşhur şeyimiz övüncümüz KGB'dir.." demiş Rus, "Dünyanın bir ucunda sinek havalansa haberdardır!.."
Söz ona gelince iranlı "Halılarımız.." demiş, "Yumuşaçıktır ve çok meşhurdur.."
Sonra hepsi birden suskun oturan zall'a dönmüşler.. bizimki sakin sakin bakmış onlara ve gülerek başlamış söze "Arkadaşlar bizim sözlüğün delikanlıları çok meşhurdur!.." demiş.. "Öyle ki, alır Fransızın kızını, içer ingilizin birasını, atar Almanın arabasına, götürür Holandalının evine, yatırır iran halısının üzerine, evire çevire çatır çatır götürür.. değil kocasının, KGB'nin bile ruhu duymaz.!! ."
Bizim zall 2005 yılında bir sözlük kurar. Sonra da sözlüğün adını uludağ koyar. Sonra arkadaşları sorar "sözlüğün adını neden uludağ koydun?". O da der "Ne koysaydım?".
(bkz: sünnetçi fıkrası)
zall askerlik çağına gelmiş kendini kör olarak tanıtıyormuş. doktor muanesine girmiş.
doktor :"şu tabelayı görüyormusun demiş
zall : hangi tabelayı demiş
doktor : şu duvarda asılı olan
zall : hangi duvar demiş.
daha sonra doktor zile basmış ve bir hatun gelmiş. hatun da hatun yani. çırılçıplakmış.
doktor: geleni gördün mü? demiş.
zall : ben kimseyi görmedim demiş.
doktor: iyi ama ibre nasıl gördü demiş.
+neden hep küçük yımırta veriyorsun bakkal bey amca?
-taşıması kolay olsun demiş bakkal ve zall da eksik para verip ayrılmış. (sen kiminle aşık atıyorsun amk)
Zall ın bir gün canı çok sıkılmış ve bir yarışma düzenlemiş. Zall,
-'Bana yalan soyleyebilene sözlüğü bırakacağım !' diye bir entry girmiş.
Yazarlar, hemen başlamışlar yalana;
''Bir kus, aslani kapip yuvasina goturdu.''
''Bunun neresi yalan?.. Kus kartaldir, arslan da kuzu kadar minik bir
yavru. Kapti mi goturur tabii!..''
''Komsu Sözlükte birini admin yaptilar!..''
''Zall; moderatordur o demiş.!..''
''ben gokyuzune bir ok attim. Alti ay sonra geri dondu!''
''Senin ok bir agacin ustune dusmustur. Agac, sonbaharda yapraklarini
dokunce, takilacak yer bulamayip yere inmistir.''
Boylece zall, her yalana gercek bir bahane bulmus ve kimse zall a bu
yalandir dedirtememis.
Ama bir gun bir yazar gelmis;
''Zall, sen benim dedeme söz vermişsin sözlüğü torununa birakacam demissin.
Simdi sozlugu almaya geldim. Yalandir dersen odulumu ver. Yalan degil dersen
Sözünde dur!..'