zulüm öyle topla, tüfekle, kaba kuvvetle sınırlanan şeyler değildir.
zulüm kalp kırmaktır, zulüm gönül yaralamaktır.
karşısındakini bir hiç yerine koymaktır.
değersiz olduğunu, onun için hiç bir şey ifade etmediğini hareketlerinle anlatmaktır.
zulüm düşüncesizliktir,
bazen zulüm hiçbir şey dememektir.
zulüm evinin ihtiyaclarını karşılamamak, cocuklarının başını okşamamak, eşine bir tebessüm etmemektir...
zulüm bazen, hiçbir şey yapmadan tv. karşısında saatlerce program izlemektir.
eşine günün nasıl geçti? diye sormayı adet haline getirmemektir...
firavn'u kuran'da aramak, kendin olduğunu bilmemektir. vesselam
aslında korkaklığın getirdiği bir tepkidir. en zalim insan her zaman en korkak olanıdır çünkü kavga edeceği insanın ki bu her alanda geçerli- bir gün geri dönüp kendisine aynısını yapmasından korkar ve o yüzden arkadan saldırır ve acımaz çünkü kendisinde ona acımayacağından korkar. savaş psikolojisinde esir askeri öldürmenin mantığı budur ki belki öyle bir ortamda doğrudur örneğin esir alınan biri olduğunuzu düşünün önce, sizi öldürmeleri büyük bir haksızlık değil mi? lakin kendimizi birde esir alan kişi olarak düşünün ya o öldürmeyeceğiniz kişi sizi bir gün öldürürse? işte bu durumda siz zalim oluyorsunuz ve tek nedeni başında söylediğim gibi kendi korkunuzdur.
Zalim deyince zihnimizde beliren bir tip vardır. bu tip kişiden kişiye değişse de genelde elinde bir kırbaç kahkahalarla mazlum şahsa işkence etmekte olan bir manyaktır. belki de yeşilçamdan kalma bir imgedir bu ama gerçekten de bilinçaltımızdaki zalim aşağı yukarı budur. kısacası beynimizdeki tanımı "işkence eden"dir. fakat bu, aslında zalimin değil zalim ötesinin, zalim kare' nin, zalim küp' ün tanımıdır. bu tanım, kendimizi zalimlikten sıyırmak için psikolojik savunma mekanizmamızın bir eseridir. zalim -kabaca- haksızlık eden demektir. yiğidi öldürüp hakkını vermeyen değil, sadece hakkını vermeyendir. zalimlik sıfır veya bir değildir. herkes bir miktar zalimdir. örnek vermek gerekirse; birisi adam gibi bir şey sorduğunda "git başımdan ya" gibi tepkiler de aslında zulümdür. çünkü karşıdaki insan gibi bir soru sormuş en azından nazik bir cevabı haketmiştir. bu tersleme belki de onun dakikalarca sinirini bozacak, pozitif enerjisini azaltacak, belki de dalgınlığa düştüğü bir anında görünmez bir kaza yapacaktır. dolaylı da olsa, bu haksızlık, eziyet hatta işkence değil de nedir. işte azizim zalim budur. Belki de hepimiz biraz zalimiz.
hayatta en sevmediğim insan tipidir. midde bulandırıcı yaratıklardır. insanın içerisinde her zaman merhamet duygusunun olması gerektiğine inanırım! yalan bile söylesin ama merhametli olsun! kalbi yoksa bir insanın istediği kadar yakışıklı, güzel ya da güçlü olsun hiçbir anlam ifade etmez!
dilimize pelesenk olduğu yıllarda biz 80'lerin aralık kapısından sızınlarda farkındalık yaratmış bir şarkıydı ve levent yükselin tiz sesiyle yorumlayan erkeklere vermek o yıllar da revaçtaydı. bi 90'lar şarkısı.
"yarın gözü yüksekte benim bir kuru aşkım var" ..çok fakirdik zinhar.
zalim;zulmeden..
bana göre annem..
12 yaşlarında beyaz kilotlu çorap giydirip, çorabın kirlilik oranına göre dayak kapasitesini belirleyen bir kadına ya deseda cesareti denirdi ya da zalim.
hadi onu geçtim diyelim!
ne kadar sıcak suyla yıkarsam o kadar temiz olur gibi bir inanışla beyaz atlet muamelesi yapılan bir çocukluğunuz varsa kulliyen zalim.
kendisi şimdilerde boğaz manzaralı bir verandadan yedi tepeli bir kenti seyrü sefa ederken ben opsesifim!
halk dilinde titiz(tdk der ki banyo yaparken işemeyen)
dinledikçe insanın beynine tecavüz eden şarkı. sezeni sevmem ama yapmış bunu helal olsun. levo da iyi söylüyo daha ne olsun. nice zaman sonra tekrar tekrar dinlediğim süpper eser..
"Geldi geçen gün dünürler
Açılıverdi dübürler
Geldi geçen gün dünürler
Açılıverdi dübürler
döt değil lağım mübarek
sendeki gaz değil felaket
yelleniverdi nihayet
kaçamadım kokudan boğuldum
maskemi aldım yanıma
bastım oksijen tuşuna
dünya yıkılsın başına
çıktım balkona oturdum
seyrelt osuruğun şiddetini
çoluk çocuk korkmakta
dostlar seyrelmiş
anla ki artık .ötün kokmakta
kolonyalar sürülmekte
nefesler tutulmakta
zalim .ötünün ayarı yok mu
senin kıçın alafranga
bizim kenef alaturka
insaf eyle be dünür
anüsüne tıpa tıka
yusuflar sardı evi
rabbim .ötüne fitil soka
zalim .ötünün ayarı yok mu!"
uğradığı zulmün derecesini incelttiği için olsa gerek "i" yerine "ı" harfi konularak kullanımının daha sık duyulduğu kelime.
ayrıca biçok parçası gibi kendini dinlettiren minik serçe şarkısı.
kazara bir yerlerden duysam beni alıp çook uzaklara götürecek muhteşem bir şarkı, 90'ların tam ortasında bir patlamadır zalim,
sözleriyle*, müziğiyle*, yorumuyla* ve o üst düzey klibiyle* aşmış gitmiş bir eserdir zalim.
lisede bir kızı sevdim sözlük, çok sevdim ya olmadı. kız başkasının oldu gözlerim önünde. saçları kızıl değil siyahtı. ama dilimde her gün bu şarkıydı. sabah akşam; zalim senin allahın yok mu
sonra ben büyüdüm, o büyüdü, şarkı eskidi...90'lar bir daha açılmamak üzere kapandı.
o zalim'in saçları kızıl şimdi. ten beyaz, saç kızıl güller...işte şimdi oldu güzelim.