Zaha Hadid (Arapça: زها حديد)
31 Ekim 1950 Bağdat doğumlu bir Iraak asıllı ingiliz vatandaşı, dekonstrüktivist mimar. Pritzker Mimarlık Ödülü'nü kazanan ilk kadın mimar olan Zaha Hadid, kentsel tasarımın sınırlarını zorlayan bir mimar olarak nitelendirilir. Londra'da saygın bir eğitim kurumu olan Architectural Association'da eğitim gördükten sonra, bir süre Office of Metropolitan Architecture adı altında Rem Koolhaas ile ortak çalıştı. Harvard ve Yale'de çeşitli programlara katılan Hadid'in en son projesi 'istanbul Stratejik Planı'nın bir parçası olarak seçilen Kartal Kıyı Kesimi Kentsel Dönüşüm Projesi (Nisan 2006). Önemli projeleri arasında:
Vitra Fire Station (1993), Weil am Rhein, Almanya
Rosenthal Center for Contemporary Art (1998), Cincinnati, Ohio
Hoenheim-North Terminus & Car Park (2001), Strazburg, Fransa
Bergisel Ski Jump (2002), Innsbruck, Avusturya
Ordrupgaard annexe (2005), Kopenhag, Danimarka
Phaeno Science Center (2005), Wolfsburg, Almanya
Nordkettenbahn (aerial tramway), Innsbruck, Avusturya
BMW Centre (2005), Leipzig, Almanya http://tr.wikipedia.org/wiki/Zaha_Hadid
saatleri ayarlama enstitüsü'nün efsanevi binası tarzında tasarımları var, sadece tasarım olsa iyi inşa da ediyor bunları. yıllar önce bir mimari dehasını yazar olarak istihdam etmiş bir ülkeyiz demek ki. vay mna koyim ya.
özgüveni tavan yapmış karakter. kadın ve mimar. henüz mimarlığı tanımaya yeni bir adım atmış öğrenci olarak kendisinden anladığım, yapılarında fonksiyonelliği umursamamasıdır. ya da bilemiyorum, o binalarda bulunan, çalışan insanlarla tanışmak isterdim.
kartal kentsel dönüşüm projesinin mimarı. haddinden fazla ukala. allahın kartal semtine şu belirtilen linkteki gereksizliği yapacaktır. ne ki bu böyle zik gibi çok afedersiniz. http://www.arkitera.com/c...=88&year=&aID=579
Kartal ve Pendik için tasarladığı projelerin Perspektif ve maket hallerine bakınca bir seye benzetemiyorsunuz. ama eminim ki dünyaca ünlü ve cok begenilen Sydney Opera Binası da proje asamasında bu ne ya tepkileri almıştır.
uygulamaya geçildiğinde umarım güzel ve farklı bir calısma olur.
Ayrıca Zaha Hadid bir çok mimarın yapmak isteyip yapamadığı özgün bir projeye imza atıyor. ülkemizde ki cogu mimar ıle karsılastırılıca kendini saslı hissetmeli.
bu kadının bürosunda çalışan mimarlar aylık 750 dolara afedersiniz eşşşekler gibi çalıştırılıyorlar. kocaman bir ekibi var, tasarıma ufak girdiler verdikten sonra hanımağa köşesine çekiliyor ve (yanılmıyorsam 300kişilik) ekip projeyi tamamlıyor. çoğu projeden hanımağanın haberi bile olmuyor. ama işte marka olmuş ya, 750 dolara ingilter gibi yerde, nefesin koksa da çalışırsın "zaha'yla çalıştım" diyebilmek için. tercih meselesi tabi.
kartal kentsel dönüsüm projesini tanıtmak için kullandığı modellemeleri mimari tasarım 3 dersimde jüriye getirsem, kafadan kalırım... böyle bir markadır...
bazı hocalarımızın beğenmediğini belli etme unsurudur zaha hadid.
anlamsız gibi görünen, amorf bir yapı tasarladığınızda alınan eleştiridir:
"zaha hadid gibi. hıh." "zaha hadid'e özenmişsin!"
zaha hadid gibi? keşke onun yakınından geçer bir düşünceyle bir bina tasarlıyor olabilsem öğrencilik hayatımda!
çok şükür ki bu mantalitede az kişi var üniversitelerimizde.
zaha hadid, amorf yapıdaki binalarıyla meşhur. yani dışardan bakıldığında heykel gibi görünen, hele ki biz türk insanının hiç bir şeye benzetemediği türden yuvarlak hatlı binalara imza atmıştır bu bayan. sanıldığı gibi, frank gehry gibi maketle de çalışmaz. her attığı adımın bir manası vardır, her kullandığı açıyı bir sebebe dayandırır. (frank gehry de dayandırır elbet ama dediğim gibi, adam maket yaparken "bu iyi" mantığıyla çalışan, farklı sistemi olan bir mimardır.)
kendisinin bir kaç eseri odamın duvarını süslemekte, heykel sanılsa da mutluyum, değiller. yaşanacak yerler oralar.
bu bayan; kartal kentsel dönüşüm projesini tasarlamakla meşgul şu sıra. arasıra belediyeyle bağlantıya geçerek projenin son halini bildiriyor vs vs. bizim gazetelerimizde de üç beş fotoğraf yayınlanıyor projeyle ilgili.
"amaan bu ne bee? kartal'ı ne yapcaklar böyle?"
gören de sultanahmet'ten bahsediliyor sanacak. kartal sanayi mahallesi orası be adam. tarihi yarımada değil.
kartal'ın nesi var ki koruması gerekiyor? villaların yanındaki fabrikaları mı koruyacaksın? ana yolda patlayan tanker yüzünden 2 sene önce insanlar öldü kartal'ın göbeğinde, sen kartal'ı mı savunuyorsun bana? 1920lerden kalma çokca bulunan köşklerini yıkmışsın kartal'ın, şimdi bostanlıklarını mı koruyacaksın?!
çok sinirliyim sözlük. bendeniz burayla uğraşıyorum son 4 aydır. burada yaşayan insanların fikirlerini de merak ediyorum, çok az insan olumlu bakıyor kentsel gelişim denen olaya. bıraksan yaşayacaklar o çöp yuvalarında; adalar manzaralı çimento fabrikalarıyla!
zaha hadid, kartal projesine farklı bir yönden baktı. soft grid adı verilen bir tanım getirdi buraya. yani yumuşak ızgara. abuk subuk parsellenmiş bölgeyi, düzenli hale getirerek yine amorf binalar tasarlanmasına karar verdi. bizim mimarlar odası gene açtı davayı. durur mu? sırf bunların davasına para gitmesin diye odaya kayıt yaptırmamayı düşünüyorum. neymiş, sanayi bölgesi çalışanları ne olacakmış. gebze'ye gidecekler paşa paşa. yerleşim yerinin ortasında fabrika görülmüş müdür? anlatılmıyor işte. bir de üstüne chp milletvekili dava açtı. değmeyin keyfimize.
e 5 ten geçecek olan anadoluray'ın kartal durağıyla, sahil arası.. iş merkezleri, konut ve aktivite alanları düşünülüyor. 2009da başlanmak üzere 20 küsür sponsoruyla imzası atılmış proje.
avrupa yakasının yoğunluğunun bir kısmının buraya aktarılması amaçlanıyor. istanbul bir metropol evet; ama çok dengesiz bir şehir. metropol anlamını taşıyan toplasanız 3 ilçe.
hele kartal, maltepe, pendik, sultanbeyli? üvey evlat. bildiğin köy. bırakın biz de gelişelim.
ekleme: olayın bir de başka boyutu var eklemeliyim. ibb'nin bu projeyi yabancı mimarlara emanet etmesinin altında yatan neden henüz açıklanmadı. umarım sonuç, bu konudaki tartışmaları unutturacak kadar başarılı olur.
mimar. şöyle bir şey hayal ediyorum. akm yi vereceksin zaha nın eline, turistler ülkemizden giderken hediyelik eşya olarak akm nin maketini götürecekler ülkelerine.
köşelere gıcığı olan, fütürüst ırak asıllı Hadid, var olan tasarımları parçalara bölerek, bu parçaların kendi aralarında ve kendileriyle olan ilişkilerini analiz edip diyalektik bir çağrışımla yeniden yaratıyor da bu kadar yuvarlak,yönsüz,parçalı formları tekrarlaması her zamanda yaratıcı yönünü ortaya koymuyor kanımca.
2020 Tokyo Olimpiyat Stadyumu için yapılan yarışmayı kazanan tasarımının, bulunduğu çevreyle ve ikonik 1964 kenzo tange olimpiyat stadyumuyla uyumsuz olduğu ve çok fazla alan kapladığı gerekçesiyle japon mimarlardan eleştiri alan ve projenin yapılmasına karşı japon mimarlarca imza toplanmasına neden olan mimardır. japon mimarların aşağıda da açıklayacağım nedenlerle haklı bulduğum bu tepkilerine karşıysa; "Eğer o alanda bir stadyum tasarlanması fikrine karşılarsa yarışmaya da katılmasalardı" şeklinde pişkin bir cevap vermiş şahsiyettir.
japon mimarların tepkilerinde ise hem haklı hem de haksız noktalar bulunmakta. haksız oldukları alan tasarımın kenzo tange olimpiyat stadyumuyla uyumlu olması gerektiğini düşünmeleri. bu düşünce hem tasarımı sınırlayan hemde belli kalıplar içine sokan bir düşüncedir. eski bir yapıya uyumlu ve bağlı kalmak günümüzün mimari anlayışına ters düşmektedir. olması gereken modernle geleneği harmanlayabilmektir.
haklı oldukları noktaya gelirsek; tasarım gerçekten büyüktür. daha küçük ölçeklerde belki hantal görünümünün biraz olsun azalma olasılığı olsa bile genel anlamda başarısız ve şehrin dokusu içinde sanki çizilirken ölçeği yanlış ayarlanmış gibi görünmektedir. resimde görülebileceği gibi; https://galeri.uludagsozluk.com/r/873225/+
bunun dışında yukarıda her ne kadar kenzo tange stadyumuyla uyumlu olmasının şart olmadığını söylesem de aynı şey şehirle uyumlu olmaması konusunda geçerli değildir. çünkü geniş bir çevre içinde baktığımızda plastik ve hantal formdaki devasa bir stadyum gerçekten sırıtmaktadır. olması gereken tokyo nun dokusuna uygun ve arka plandaki büyük şehirden ayrı bir parçaymış gibi görünmeyen, sırf fütüristik ve aykırı olmak amacıyla tasarlanmamış bir stadyum tasarlamaktır.
peki iyi hoş eleştiriyorsun da bu proje yarışmayı kazanmış jüriden daha mı iyi bileceksin diyenler olacaktır. öyle bir iddiam yok. ancak böyle yarışmalarda jürinin genellikle adından en çok sükse yapabileceği mimarı seçme eğiliminde olduğunu bilmek gereklidir. ve bu seçim sonucu ortaya konan yapının mimarıyla anılması ile turizme katacağı etkiler daha başarılı bir tasarım ancak daha az popüler mimar kavramından daha albenilidir. zaha hadid in bu projesiyle ilgili de böyle bir durum söz konusu olma ihtimali yüksektir. ki bu ilk de değildir. bu yüksek egolu mimara daha önce de sırf adı zaha hadid diye kartal kentsel dönüşüm projesi verilmiş kendisi ortaya şöyle bir çorba çıkarmıştır; https://galeri.uludagsozluk.com/r/873226/+
architectus: sonuç olarak; egonun fazlası hem yaratıcılığa hemde çevreye zararlıdır.
z h: ama ben...
architectus: evet evet sen zaha hadidsin.
edit: 31 martta aramızdan ayrılmış olan mimardır. rahmetliye yakın zamanda üstteki eleştirel entryi girmiştim ama hayat bizlere bir kez daha egonun, dünyevi ve aşırıya kaçan hırsların, akademik başarıların ve itibarlı ödüllerin de bir yere kadar olduğunu, ölümün hepimizin ibret alması gereken kaçınılmaz bir son olduğunu hatırlatıyor. allah rahmet eylesin...
Şuan öğrendim ve inanamadığım ölüm.
Gerçekten çok büyük bir kayıp. inanılmaz eserleri inanılmaz özgünlüğü derslere konu olmuş mimarlara ilham vermiştir. Ütopik yorumlamalarıyla aklımızda kalacak. Yolu ışık olsun ne diyimki.