mustafa kutlunun son hikâye kitabının ismi.
kitap çıkana kadar kimseye kitabın ismini söylemeyen üstad kutlu, dergah dergisi nin temmuz sayısına ilan vermiş.
kitap, ismini abdülhak hamit tarhan'ın eşber adlı manzum piyesinde geçen şu diyalogdan almıştır:
Makedonya kralı iskender, Darayı yendikten sonra doğuda ilerlemektedir. Daranın kızı Rukzan hüviyetini gizleyerek Pencap hükümdarı Eşberin sarayına sığınır. Eşberin kızkardeşi Sumru, iskenderi görmeden ona aşık olmuştur. Gizlice buluşan ve sevişen Sumru ile iskender arasında gidip gelirken Rukzan da iskenderi sever. iskender Sumrunun bütün ricalarına rağmen Pencap ülkesine yürür.
Sumru sevgilisine söz geçiremeyince ağabeyini bu savaştan vazgeçirmek ister. Ancak Eşber halkına karşı sorumlu olduğunu bilir. Savaşır ve bir hain saydığı Sumruyu öldürür. Bu haber iskendere ulaşınca kral kendisine engel olmak isteyen Rukzanı atıyla çiğneyerek geçer. Pencap düşer, Eşber zincire vurulur. Eşberin kahramanlığına hayran kalan iskender onu serbest bırakır ve kılıcını geri verir. Kılıcını alan Eşber intihar eder. Etrafı Eşberin, Sumrunun ve Rukzanın cesetleriyle çevrili olan iskender, bunun manasını hocası Aristoya sorar. Eser Aristonun cevabı ile biter:
- Zafer yahut hiç!
efendim, affınıza sığınarak azami ölçüde spoiler ihtiva ettiğini ifade eder ve yüksek müsadenizle iki çift kelam ederim bu güzide hikâye üzerine.
ferit isimli bir adamın mutsuz olacağına hiç ihtimal vermezdim. öyle ya hepsi tarık akan yüzünden. bizi öyle alıştırdı ki adı ferit olan adamın sevdiğine kavuşamaması mümkünmüydü ulan diyorsun kitabın sonunda. hülasa "adı ferit olanların yakışıklı ve mutlu olduğu gerçeği"nin bir yanılsama olduğunu ispat ediyor.