KENDiSiNE SÖZLÜĞÜMÜZÜN ANKARA ZiRVESiNDEKi ÇEKiLMiŞ FOTOGRAFLARLA HAZIRLAMIŞ OLDUĞU sunumdan dolayı tesekkürü borç bildiğim yazar. o kadar karşı karşıya oturdukta en sonunda hatırladığım, kendinin ikinci entrysinin sahibiymişimde farketmemişim.
4 kasım 2006 ankara sinema zirvesinin video kısmında beni çıldırtan ama daha sonra hatasını telafi eden, kibar, efendi, düşünceli, adam gibi adam konseptine cuk oturan, memleketinin kültür ateşesi yazar. *
sabaha karşı gothic evil la aralarında geçen mont olayına gül gül öldüğümüz, şefin evinde ne kadar eğlenceli bir insan olduğunu göstermiş, tanıştığma memnun oldum yazarı.
masa masa, şahıs şahıs dolaşıp herkes ile iştigal olan uzun zamanlardır görmeyi isteyip dün akşam nail olduğum kardeşimdir.
doyamadığımı ifade edip kendisini en iyi asist yapan yazar seçiyorum...**
Ankara ben değil duvarlar sarhoş zirvesinin bir diğer yorgun savaşçısı. Özellikle mekandan kovulma faslında bayağı bir koşuşturmuş, bu sebepten yemeğini bile doğru dürüst yiyememiş, kendisini biz misafirler için feda etmiş insan. Sözlükteki güzel, okunası ve emek verilmiş, üzerinde düşünülmüş, özen gösterilmiş yazıların sahibi ile tanışmak gayet güzel idi. Bir de sinemaya çok meraklı imiş, aldık tavsiyelerini. Yeniden görüşmeyi çok isterim hakikaten.
daha ilk tanışmamız olmasına rağmen samimiyetini her şekilde gösteren ankaralı yazar kardeşim. sözlükte böyle sağlam adamlar olduğunu bilmek ve onlarla tanışabilmek kendi adıma çok güzel. en yakın vakitte bir başka ankara zirvesinde muhabbete devam.
gece vakti yorganımı üstümden alan, beni donma tehlikesiyle karşı karşıya getiren ve bunu da "yanlış anlamışım seni" gibi uyduruk bir bahaneyle açıklayan şahıs.
artık o da ankara zirvelerinin vazgeçilmezi olmuş, en az benim kadar güleç yüzlü, iyi niyetli yazar. en yakın zamanda istanbul' da buluşmak dileğiyle uğurlamaktan bile kaçındığım yazar kişisi, iyiki tanımışım. *
bir elin parmaklarının 11-12 katı kadar insan düşünün, aynı mekanda. ki takriben 55-60 kişi oluyor. onların içinden; konuşurken doğru kelimeleri seçen, ağır başlı olmasına rağmen -ki ağır başlı derken ağır abi değil, yavşak olmayanı kastediyorum- doksana gönderen espriler yapabilen, sağlam hatip, sabaha kadar konuşsanız sıkılmayacağınızı düşündüğünüz, eğer fazla vakit geçirilirse dost bile olabileceğinizi tahmin ettiğiniz, (burası önemli) yardım etmeyi seven birini seçin. bu adam o topluluğun içindeyse, muhtemelen bunu seçmişsinizdir. iki de içki alarak başka bir masaya geçip, muhabbetin tadını çıkarın.
yok abi,
nedendir bilmiyorum ama ben bu adamı daha ilk iletiştiğimiz andan itibaren seviyorum, ve bu sevgi artıyor her seferinde. şahane bir şahsiyeti var ne yalan söyliyim.
bir çekimi , bir atmosferi var, bir merkez kaç kuvveti var bu herifin...
olum hollanda da bi izdivaç mı yapsak senlen, yirim ulen...
Sanma şâhım, herkesi sen sadıkâne* yâr olur.
Herkesi sen dostun mu sandın, belki ol ağyâr* olur.
Sadıkâne, belki ol âlemde bir dildâr* olur.
Yâr olur, ağyâr olur, dildâr olur, serdâr olur.
kendisine yapılan haksızlık neticesinde, metanetini, ağır başlılığını,efendiliğini koruması ile daha bi saygımı kazanmış daha bi gönlüme yer etmiş kardeşimdir.
tek amacı güzel şeyler ortaya koymak olan insanların, bencillikten başka gayeleri olmayan insanlarca nasıl saf dışı bırakılmaya çalışıldığına sık sık şahit olduğumuz güzel yurdumda,emsal teşkil edecek sayısız örnekten birinin baş rol oyuncusudur.
nihayetinde kendisinden daha güzel daha eğlenceli daha mutluluk dağıtan çalışmalar beklemekteyiz.
son olarak selam eder, halil cibranın güzel bir sözünü hatırlara getiririm;
" baskıya başkaldırmayan kişi kendine karşı adaletsizdir."