bu senaryo, gerek karakter oyuncusu, gerekse yardımcı oyuncu ve figüranları ile daha büyük bir oyuncu kadrosu gerektiriyor.
- sakın yanlış anlaşılmasın! oyuncular rollerinin gereğini yerine getiremediler demiyorum asla! hatta, yönetmen erol keskin başta olmak üzere sahnede görev alan 'ASLI ÖNGÖREN', 'MURAT COŞKUNER' VE 'iBRAHiM GÜNDOĞAN'ı performanslarından dolayı ayrı ayrı kutluyorum.
lakin,
veziri azam'ın, sahne arkasına geçip kostümünü dahi gereğince değiştirme fırsatı bulamadan bir sonraki sahne için 'cellat' rolüyle tekrar oyuna girmesi, bu işten biraz anlayan insanlar için hoş bir görüntü olmuyor doğrusu.
şehir tiyatrolarında zirhli kurt (kösem sultan ile avci mehmed) adıyla sahnelenen , ibrahim gündoğan acaba birazdan hangi karakterle karşımıza çıkacak kaygısı yaşatan tiyatro oyunu. ibrahim gündoğan nadide bir oyuncudur, sevgiye ve saygıya falan layıktır, eyvallah da bir kişiye (eksik saymadıysam) 6 karakter oynatmanın mantığı nedir pek anlayamadım doğrusu.
sonuç olarak; eksilerine rağmen gidilesi görülesi bir oyundur.
Tarık Günersel'in 18 yılda yazdığı tiyatro oyunu. Erol Keskin yönetti; Murat Coşkuner, Aslı Öngören, ibrahim Gündoğan oynadı. 16 Mart'tan itibaren istanbul Şehir Tiyatrosu'nda gösterimde.
--spoiler--
Köprülü Mehmed Paşa:
Barış insan tabiatını bozar,
çünkü..."
Gezgin Pietro:
"Sevgili Venedik Taciri,
Sadrazama göre, idareciler için
zararlı olan şarap değil, kahve.
Çünkü kahve içenin zihni açılır. Eleştirir.
IV. mehmet(deli mehmet),
Murat Coşkuner:
-Ava çıkmak istiyorum! Ava çıkmak istiyorum!
Kaç kapı var? Kaç kilit? Kaç nöbetçi? Kaç silah?
Kaç engel var bir bir aşmam gereken? Ha?
Keşke öldürseler! Ava çıkmak istiyorum!
Dışarıda tabiat hâlâ duruyor mu?
Hâlâ var mı ağaç kuş böcek ceylan?
Itrî beste yapıyor mu hâlâ?
Yoksa yok mu oldu hepsi, ha?
Yoksa sırf taht sırf hazine sırf harp mi var?
Bu yayın kirişi yok –peki sende ip de mi yok?
Ellerin çok mu küçük gelir boğazıma?
Hadi, ava çıkar!
Kaç kapı kaç kilit kaç nöbetçi varsa var!
Kurtar beni bedenimin sınırlarından! Ava çıkar!
Beni de götürsün atmacam kuşları götürdüğü yere!
Boğ beni, yedi yaşımda, iznimle
babamı boğdukları gibi!
Atmacam ol!
Aslı Öngören hem Kösem Sultan
hem de çok farklı başka rolllerde.
8 Mart Kadınlar Günü bağlamında
bir alıntı:
Gülnuş Sultan'ın hayali der ki:
-Holofira bunca sever miydi oğlu Murad’ı?
Marya böyle müşfik mi bakardı Bayezid’e?
Olga böyle mi okşardı saçını Çelebi Mehmed’in?
Veronika böyle mi severdi oğlu Mehmed’i?
Mora Despina bunca düşkün müydü Fatih’e?
Ya Korelya - Bayezid’e?
Helga böyle mi öperdi oğlu Kanunî’yi?
Bilmem.
Roksalan hangi dilde ninni söylerdi?
Raşel hangi dilde? Bafo? Helen? Violetta?
Padişah anası olmak. Mecburen.
Belki sırf anne olmak isterdi çoğu.
Her biri kendi diyarında.
Evlenip çocukluk aşkıyla.
Ama padişah anası oldular.
Can kattılar,
can verdiler,
can aldılar.
iktidar. iktidar. iktidar.
Kösem Sultan:
-Kaçma! Kaçma, ibrahim!
Kaçma gerçeklerden:
Darbe hazırlığı var!..
Tek çaren var: Tasfiye.
--spoiler--