zühd

    2.
  1. isteksizlik, rağbetsizlik, aza kanaat. Terim olarak, dünyaya ve maddî menfaate değer vermemek, çıkarcı, menfaatperest ve bencil olmamak, kalpte dünya ve çıkar kaygısı taşımamak, kanaatkâr olmak demektir. "Elde olan dünyalığa sevinmemek ve elden çıkana üzülmemek, elde bulunmayan şeyin gönülde de bulunmamasıdır" şeklinde de tarif edilir.

    Zühd sahibi olanlara; zahid denilir. Zühd, dünyayı tamamen terk edip çalışmayı bırakmak, dünya nimetlerine sırt çevirip, kuru ekmek yiyerek aba giymek değil, lezzet verici şeyleri azaltmak, onlara dalmamaktır. Başka bir ifadeyle: Ahireti unutup, dünyaya esir olmamaktır (Süleyman Uludağ, Kuşeyrî Risâlesi, 252 vd).

    Hz. Peygamber, zühdün; helâllara haram kılmak veya malı telef etmek değil, elde olana güvenmemek olduğunu bildirmiştir (Tirmizî, Zühd 29; ibn Mâce, Zühd, 1).

    Allah (c.c) kullarının yararlanması için çeşit çeşit nimetler yaratmış, dünyayı güzellik ve lezzetlerle donatmıştır. Bunlardan yararlanmak herkes için olduğu gibi müslüman için de tabiî bir haktır. Ancak, müslümanın dikkat etmesi gereken husus, dünya nimetleri ve zevklerinden istifade etmek için, meşru olmayan yollara sapmamak, israf etmemek ve haramlara dalmamaktır. Müslüman meşru sınırlar içerisinde dünya nimetlerinden istifade ederken âhireti hiç bir zaman unutmamalı, asıl zevk ve nimetlerin orada olduğunu bilmelidir. Kısaca, âhireti unutup, dünyaya gönül vermemelidir.

    Zühd üç kısma ayrılır:

    a- Haramları terketmek: Zühdün, bu türünün bütün müslümanlarda bulunması gerekir. Herkes için farzdır.

    b- Helâllardan, gerekli olmayanları terketmek: Bu kullukta ileri derecelere ulaşanlarda bulunur.

    c- Allah'la meşgul olmayı engelleyen her şeyi terketmek: Bu da, "ârif ' denilen Allah'ı tam bilip ona itaat eden kullara ait olan zühddür (Süleyman Uludağ, a.g.e., 256).
    3 ...
  2. 1.
  3. osmanlıcada dünyaya rağbet etmemek anlamına gelmektedir.
    2 ...
  4. 5.
  5. saduların hayatını birebir islam'a ve hareket mantığına sokuşturan mutasavvıf sahtekarların islam toplumunu pasifize etmek için kullandıkları ve çokça pohpohladıkları riyakarlıktır. çünkü islam deviminsel bir hareketin ürünüdür. münzevilik, ruhbanlık yoktur.
    2 ...
  6. 3.
  7. arapça uzaklaşma, bir şeyden yüz çevirme. islam dininde diğer herşeyden yüz çevirip tanrıya(allah'a) yönelme. bunu hakkıyla yerine getiren insan tasavvufta kamil insan, arif insan sıfatını alır. hz. muhammed ve akabinde gelecek olan bazı islami düşünürler hayatlarının belli bir döneminde zühd hayatı yaşamışlardır. zühd hayatının tanrı sevgisi ya da cennet-cehennem beklentisi-korkusu sebebiyle yapılması gerektiği tartışma konusu olagelmiştir..

    yine başka bir rivayete göre zühd, arap coğrafyasına o dönemlerde hristiyan keşişlerden geçmiş bir fenomendir. zühd, islam inancında insanları değersiz maddi varlıklar ve dünya malı olarak tabir edilen para pul, makam gibi şeylerin etkisinden kurtarıp onları daha uhrevi düşünmeleri gerektiği konusunda kontrol etmek amaçlı düşünülmüştür.
    benzer kavramlar diğer büyük ve küçük dinlerde de mevcuttur.
    1 ...
  8. 4.
© 2025 uludağ sözlük