manisa'nın soma ilçesine bağlı yırca köyünde gerçekleştirilen son yılların en büyük çevre katliamıdır.
termik santral yapma uğruna bu katliama imza atan şirket ise Kolin Grubu'dur.
zeytin ağaçlarının kesilmemesi için nöbet tutan köylülerin şirkete bağlı güvenlik görevlileri tarafından dayak yemesi de bu rezilliğin bir diğer mide bulandırıcı noktasıdır.
Somada tarım olarak yetiştirilen nadir ürünlerden birisi olan zeytinin istihdam alanını kısıtlayıp açılan yerlere santraller kömür işletmeleri açılarak kapitalist düzene geçiş sürecidir.
haziran isyanındaki meselenin 3-5 ağaç olmadığını bir kez daha gösteren durum. peki neydi mesele? mesele akp'nin iktidarı boyunca uyguladığı neoliberal politikalarla katlettiği doğaydı, madenlerde, inşaatlarda ölen işçilerdi, yandaş olmayanların maruz kaldığı hak gasplarıydı... şimdi geziye ön yargıyla bakanlar o günden bugüne yaşananları bir düşünün bakalım mesele 3-5 ağaç mıymış.
Karayollarının yol yapmak için, fındık ağaçlarının kesildiğini ve kamulaştırma bedeli olarak yüklü miktar ödediğini bilen bir asliye hukuk mahkemesinde görevli olan zabıt katibi olarak, normal karşıladığım ve arazi sahiplerinin yüklü miktarda kamulaştırma ücreti alacakları durumdur. işin özü alan razı veren razıdır, boşuna yeni polemik çıkarılmamalıdır. hatta keşke arsa sahibi olsam köşe olurdum dediğim olaydır.
2 yıl önce, ekip biçtiğimiz yerleri köyümüzün muhtarı ve topraklarımızın içinde yer aldığı belediyenin başkanı türlü oyunlarla termik santral için birilerine peşkeş çekmişti. arazilerimizin bir gecede yerleri değiştirilmişti. neyse sonra termik santral için bilgilendirme toplantısına geldiler o pis havayı sanki sadece biz soluyacağız. kimse gelmedi bizim köyden başka. yalnız bırakıldık. mantığa bak arkadaş, verimli arazileri birilerine peşkeş çek, sonra oraya en ilkel fabrikayı kur zehir solusun insanlar, sonra iş sahası açtık bakın ey halkım... hadi ya!!! ya ormanlarımız, ya çocuklarımız, geleceğimiz...
neyse son yerel seçimlerde ne o belediye kaldı ne köy muhtarımız. halk gereken cevabı verdi. sözü şuraya getiriyorum. birgün devran dönecek. halk gereken cevabı gereken yerlere verecek. az da olsa umudum var. umarım çok geç olmaz.
bu arada yırca halkına, mücadelesini bırakmayan avukat arkadaşa selamlarımı iletiyorum. köy muhtarının da ellerinden öpüyorum.
Pek fazla umursanmayacak olay. Tepki yorgunluğu oluştu toplumda, artık alışıldı. Ne yapılsa yapılsın artık bir ayaklanma oluşmayacaktır. Pes edilmiştir. Kanıksanmıştır böyle olaylar.
Elbette umursanmayacaktir. Halbuki 6000 agac orada yasayan insanin zeytin elde etmesine, bu zeytinleri satip para kazanmalarina, temiz havaya, dogal guzellige... Hepsine yarayacakti. Komur ne peki, yeterince komur cikmiyor mu, yeterince can vermiyor muyuz madenlerde...
Bile bile insanlarin, ulkenin, doganin kanini akitmaktir.
sen kesilene değilde dikilene bak zihniyetinin anlaması beklenmeyen hadise. öncelikle dikildi deniliyor ama görünürde bir şey yok bu bir. ikincisi ise zeytin ağacı öyle 5 günde yetişen bir ağaç değildir bu da iki. yapımda emeği geçen herkesinde anasını s......
yazıklar olsun. köy muhtarının konuşmasını dinleyip ağlamayan insanım demesin. insanların hem emeklerini, hem geçimlerini bir hamlede katledenler utansın artık, bir kere utandıklarını ve yüzlerinin kızardığını görelim.
mesele santral bile değildir yer mi kalmadı lan termik santral yapacak zeytinden başka ağaçlık alan mı yok illa ağaç kesecem diyorsan git başka ağaç kes sen niye zeytin niye fındık onlar olacak tabi ihraç ettiğimiz neler var ki doğru dürüst onlarıda alın elimizden dahada dışa bağımlı hale gelelim.
Herkes farkinda. Herkesin gozune girdi daha milyonlarca guzelim agac. Ne yapabildik? Hicbir sey. O agaclar kesildi, yerine yapilmak istenenler yapildi ve yapilmaya devam edecek. Daha guclu insanlar uyanana dek.