komik olmayan videodur. ancak videoda ismi suzi olarak anılan esas kızımız, aaaaaaişe'yi resmen dayaktan şımartana kadar dövmüş, bunu bilir bunu söylerim. suzi'nin, uğruna ayşe'yi tokat manyağı yaptığı yılmaz'ı da merak etmiyor değiliz tabi bu arada..
edit: el sıkışarak ayrılıyorlar bi de videonun sonunda. ilginç. dayak attıktan sonra el sıkışmak..? (iyi de başlık olurmuş bundan. neyse.)
bu sözlerin geçtiği videoyu izleyenlerin dikkatini, mağdur olan kızımızın hiçbir tepki vermemesi çekmiştir. ancak 3-4 kez izledim ki, ayşe karakteri refleks denen, kendini savunma dürtüsünü kesinlikle kullanamamaktadır. burdan bakılınca çok üzücü görünen, yer yer komik gelebilen bu görüntüler maalesef birşeyi ortaya koymaktadır. ayşe inanılmaz savunmasız bir kızdır, naiftir ve en kötüsü reflekslerini kullanamamaktadır.
siniktir, o kadar siniktir ki, tekrar benzeri şeyleri yaşamamak için o andaki duruma razı gelmiştir. muhtemelen bilmektedir ki, orda kendini korumaya çalışsa, bağırsa mevzu uzayacaktır.
insanlar hayvanlara benzer, korkunun kokusunu alırlar. bu yaşlardaki ergenlerde kendini güçlü gösterme, bir güruha ait olma isteği vardır. özellikle kadınlarda, daha güzel, daha tercih edilir olan sindirilmeye çalışılır zira onun hareket alanını daraltmak, kendinde değişiklik yapmaktan daha kolaydır. o ayşe erkekler tarafından tercih edilen naif kız duruşundayken, diğerlerinin çingenelikleri yılmaza değil ayşeye olabilir. sonuç ne olacaktır bu durumda; taraflar duruşlarını korurlarsa en iyi erkeği ayşe alacaktır ilerde.
hepsinden öte, bu görüntüler için sibele ve yanındaki görüntüleyen kekilliye kamu davası açılmalı, kişiler yargılanmalıdır, bu videoda sibel ve ekürisi ve azmettiricileri diğer kişi, nerden bakılsa tc yasalarınca açık olan üç suç işlemektedir.
şöyle bir empati kurdum; aynısını biri bana yapmaya kalksa, sanırım orası 1 dakika geçmeden savaş alanına dönerdi. ben birşey yapmasam reflekslerim yapardı.
allahtan bu ayşe denize filan düşmemiş, "imdat" demeye utanıp ölürdü. patates gibi bir kızdan, pırasa gibi bir kızın dayak yemesi akıl alır şey değil, şekerpare filminde serkomiser ziveri döven cüce karısı geldi aklıma. yazık. ayrıca kullandıkları ağız inanılmaz bilindiktir. trakyadan muhacır çingenesi bunlar. çok düşünmeye gerek yok. hacıhüsrevde, kulaksız, feriköy tarafında çok oluyorlar.
istanbuldan tespit uzmanınız merenptah sevgiler sunar. bay bay.
suzi adlı kişiden iyi çete lideri olacağını göstermiştir bu video. kendisinde acıma adına hiç bir şey yok tokatları sıralıyor. şerefsizim kendisine bir kaç fedai bulursa sokakların tozunu attırır o derece.
sopa yiyen kız herkesin gördüğü gibi tokatlayandan daha uzun, daha yapılı. azcık kendine güvense tepesine indireceği bir yumrukla rakibini yere çakabilir. sonra büyümesini isterse sular, istemezse sulamaz.
ama belli ki birşeylerden korkuyor, çekiniyor. bu da kuzu kendisini boğarken karşı koymasına engel oluyor.
komik videodur kardeşim. sen duyarlı insan triplerine girmek için araç olarak kullanmaya çalışsan da komik videodur. orada gülünen şey şiddet veya dayakta ziyade şahısların şivesi ve kullandıkları kelimeler. sen de biliyorsun bunu da işte, olaylara farklı açılardan bakan eleştirel yazar tribine girme arzusu daha ağır basıyor. o zaman akıllı tv'de izlediğimiz videolar da birer ibret videosu, gülenin amına koyim. bu mudur?
ne yani şimdi yüzümüz kızarıp önümüze bakmamız mı gerekiyor? hadi len.
şu sıralar facebook da paylaşıla paylaşıla folloş olmuş videodur. izlerken ayşe nin haline üzülürsünüz çünkü korkudan bırakın atağa geçmeyi kendini bile savunamamaktadır, bir yandan da o şirret kızın şivesi gülümsetir insanı, ne diyo lan bu hesabı, sonra yine vicdanınız "hösst ne sırıtıyosun olm kız dayak yiyo lan" der, kendinize gelirsiniz.
ha birde şuraya parmak basmak isterim ki o suzi denilen atmaca entrylerde yazıldığı gibi ayşeden kısa yada yerden bitme değildir. kanımca ayşe basamak gibi bişeyin üstünde yüksekde durmakdadır çünki suzinin kolları nah bi metre vardır o kollara sahip bi insan o boyda olamaz muhtemelen ayşeden daha aşağıda durmaktadır.
facebookda grup bile kurmuşlar zeka fakiri insanlar, tamam kızın şivesi bakımından az buçuk komik gibi görünsede ordaki dayak yiyen ayşe nin halini düşünülmemiş, resmen düşene bir tekmede sen vur hesabı.. birde bu gruba katılıp ayşe ile dalga geçen, suzi atmacasını övenler de var ki allah onların başına böyle bişey vermesin tüm türkiye de görmesin.. aksi takdirde ne yaptıklarını acı bir şekilde anlayacaklar.
gülünecek yalnızca tek bir tarafı olan video. onu da videoyu izlemez, sadece dinlerseniz yakalarsınız. zira izleyince görüntülerin etkisinde kaldığınızdan şiveye ve konuşulanlara pek de dikkat edememeniz olası.
şimdi günlerdir hakkında yorum yazılan, hatta araştırmacı gazetecilik örneklerinin sergilendiği bu video belki çok sıradan gelebilir. sadece gülünüp geçilecek bir hal almış olabilir. ama ben izlediğimde adını bilmediğim -bilmek de istemediğim- dayakçı kızın dişlerini sıkarak attığı her tokatta mideme yumruk yemiş gibi oldum ve içimde inanılmaz bir öfke büyüdü. içimde duyduğum öfke videodaki herkese karşıydı aslında. kendinde dayak atma hakkını bulabilen kıza, dayak yediği halde hiçbir şekilde kendini savunmayan kıza, medyadaki büyüklerinden gördüğü üzere ve belki de şantaj malzemesi amacıyla video çekimi yapan kıza.
videoyu izleyip de sadece gülebilen insanlara şaşırdım birkaç vakit, yazılanları okudum. aynı dönemde -ki hala devam ediyor- dünyada süregelen bir savaş vardı. ve bu videoya gülen, bu videoyla dalga geçen insanlar üç-beş entry sonra savaşa lanet edip, oradaki haksızlıklardan, felaketlerden, ölen çocuklardan bahsediyordu. şiirler yazılıyordu, ölenlere ağıtlar yakılıyordu.
bu nasıl bir denge? bu nasıl çıldırtan bir denge?
demogoji yaptığımı düşünebilirsiniz, savaş ve bu videoyu nasıl bağdaştırdın diyebilirsiniz. deyin, hakkınızdır. ama bunları derken unutmayın ki; önemli olan ortadaki şiddettir ve bu şiddet ister topla tüfekle, bombalarla meydana gelsin, ister bir elin ayasıyla gözümde hiçbir farkı yoktur.
sıradan bir video olmaktan çıkmış, bir fenomen, toplumsal bir tartışma boyutuna ulaşmış zıkkımdır.
evvela şunu söylemek isterim; keşke yüz yüze tartışabilme imkanımız olsaydı da, yazarken anlatamadıklarımızı da birbirimize izah edebilseydik. bu videoya gülenler ve bu videoya gülenlere kızanlar olarak ikiye ayrılmış durumda sözlük.
birincisi, ben sanmıyorum ki, bu videoya gülmeyen olmasın, herkes gülmüştür
ikincisi, ben sanmıyorum ki, bu videoya sinirlenmeyen olmasın, herkes sinirlenmiştir
trajikomik denen bir şey vardır, hem üzülürsün hem gülersin, tıpkı iğrenç esprilere sinirden güldüğün ve gülerken de, o espriyi yapan kişiyi öldürmek istediğin gibi.
dayak yiyen ayşe'ye üzülmemek elde değil, dayak atan sibel'e sinirlenmemek elde değil
ve aynı şekilde arada adı geçen, şükufe, şükriye ve yılmaz'a da gülmemek elde değil, ganayi ganamayi, sümükakyoo dediğinde de elde olmayan tepki olarak gülmemek mümkün değil.
ben şiirler yazdım gazze'de ölen çocuklara evet, ve bu videoyu izlediğimde de güldüm bu bahsettiğim şeylere, o halde ben bir hayvanım, allah benim belamı versin, o halde ben bir iki yüzlüyüm !
ilkokul 4. sınıftan beri sahnedeyim, ( ukalalık olarak anlaşılmasın kesinlikle ) tiyatroda, durum komedisi denen bir şey vardır, bahsi geçen mevzuya gülmezsin, o sırada karşındaki manzaraya gülersin, az önce bir sahnede ağlamışsındır, hüngür hüngür, 2 dk sonra da, kahkahalarla gülebilirsin...
hayat değişkendir, hayat dönüşkendir ve insanoğlu her zaman ilk kez karşılaştığı şeylere 'düşünmeden' 'tepki' verir, bu videoyu izleyen her insan, ilk izleyişinde hem gülmüş hem de sinirlenmiştir. oturur sabaha kadar tartışırız bunu, gerekirse araştırmalar yaparız üstüne ve ben size bunu kanıtlarım!
türkiye'de yıllardır yapılan şey kara mizahtır, türk insanının güldüğü şey kara mizahtır, bütün mizahçılar 'ağlanacak hallerimizi kullanarak güldürürler bizi' tek tek anlatmama gerek yok sanırım, misal; olacak o kadar şöyle bir hatırlayın, nelere güldüğümüzü, gülerken canımız acırdı bütün skeçlerde...
her neyse, lafı uzatmaya gerek yok, gülenleri eleştiren arkadaşlara saygı duyuyorum, haklıdırlar, sırf bir eğlence olarak oturup izlemek etik olarak pek hoş değildir ama diğer insanları da kafalarında şöyle bir değerlendirsinler derim ben, ben bir oyuncu olarak, oturdum ve bütün repliklerini analiz ettim, bütün jestlerini, bütün mimiklerini, bugün bana deseniz ki, çık ahmet sahnede canlandır bunu, canlandırırım, birebir oynarım size bunu.
ama bunu oynamak için değil, olayı anlamak, dibine inmek için yaptım ve ben şimdi o yılmaz'ı, sibel'i, kameraya çeken fiştekçi kızı, şükufe'yi ve şükriye'yi çok iyi tanıyorum şu anda, hatta o kavga sırasında gelen martı sesini de ayrıca değerlendirip, üzerine sayfalarca yazacak durumdayım, orda neler oldu biliyorum.
son olarak şöyle tanımlayayım;
yer yer dişlerimi sıkıp, ekrandan uzanıp sibel'in kafasını duvara sürtme isteğiyle ve yer yer de elde olmayan kahkahalarla gülerek izlediğim videodur.
ayrıca söylemeden geçemeyeceğim, gazze'deki yıkımla bu videoya verilen tepkileri kıyaslarsanız ben de çıkar derim ki; o zaman sözlükte ne işiniz var? her an sizi tebessüm ettirecek bir olayla karşılaşabilirsiniz, gülmeyin o halde, sözlüğün radyolarına girip chat yapmayın insanlarla, gidin yas tutun!
işte bu çok büyük bir saçmalıktır, bence bu kadar uçurmayın olayı.
bu videonun aynısını kıbrıslılar değil de şivesiz türkçeyle konuşan insanlar çekse hiç de komik olmazdı. aksine yılmazı silecesin diyen kıza çok uyuz olup videoyu da yarısında kapatırdı çoğu insan. komik olan tokatlar değil tamamen şivedir.
defalarca izlenebilen, her izlenişte de inanılmaz kopulan video. ne pısırık bir kız o da öyle ya. hiç mi savunmaz insan kendini. iki tane de ben patlatasım geldi.
sevgili kızım yılmaz zaten alkoliğin biri, o kızın yüzünden değil o halleri... ben yılmaz'ı bilirim her gece bir kasa bira içer beyaaa... sen bilmez misin yılmaz'a sünger bap derler.
yüreğimi burkan sille tokat mahalle kavgasına tüm çıplaklığıyla sahne olduğum video.
kadın kız dediğinin ağırlığı olacak bu nedir ya erkek yüzünden kavga etmeler saç baş yolmalar.. 25 yaşındayken koca karılar gibi "bizim zamanımızda böyle değildi" vaazı vermek istemem ama sosyal tespit geliyor *; yeni nesil kızlar mı azdılar siber dünya onların hayal gücüne ağır mı geldi bunlar günlük yazıp türk yazarların genç kızlar için hazırladığı kitapları okuyup odalarına çekilmeyip; msn'di facebook'tu arkadaşlık siteleriydi, pornografiydi gözleri mi açıldı, açıldı da sosyal ezilmişlik altında gerçekle sanalın birbirine karıştığı şiddet dolu bir dünya mı yarattılar yoksa ben mi çok yalıtılmış büyüdüm.. beni allak bullak eden, sakin iç dünyamda fırtınalar koparan video. harbi lan çok üzüldüm ben şimdi bu kızlara.