statükocu beyinlere istediklerini veren, onların gazını alan arada sırada da gaz verip ellerinde tutan mahşerin 3 atlısı. yazıh la bunları okuyanlara. evet.
yılmaz özdil: ciddiyetten yoksun yazı yazma konusunda ihtisas yapmış popülist bir gazetecidir. halkçı-emekçi söylemlere girmeden önce, eline aldığı viski kadehini bırakmalı en evvel. hem jakoben, hem de halkçı olunmaz. (bkz: hem dindar hem laik olmak)'ta daha zor olsa gerek. bu beyefendinin yazılarına bakıpta ülkenin gidişatı hakkında içlenen varsa, heralde marstan geldi demektir. ülkemizin ve geleceğin ''aydıncıkları'' olan sol eğilimli arkadaşlar hangi öngörü ile kendisinin yazılarına mantık bina ediyor anlamak zor. yılmaz özdil ciddiye alınası bir yazar değildir. onun yazılarını okuduğunuzda zaten olayların nasılda karikatürize olunduğunu, mübalağanın sınırlarının nasıl aşıldığı görülecektir. ayrıca neşet ertaş gibi, her kesimden insanın sevdiği ve saygı duyduğu birini kaleme alırken bile halen politik mesajlar verebilen, içerisindeki o gereksiz ve tanımsız nefreti dışa vurmuştur. şu yazıya bile ''türban'' ifadesini koymuş ya gerçekten iticilikte son nokta sanırım.
bekir coşkun: ona ne denilsin ki daha. 10. köy adlı köşesi entry-nick uyumu gibi bir şey. yılmaz özdil'in bir beden büyüğü. daha çook köy gezersin bu mantıkla bekir amca. hepsi aynı, birbirinden ne farkları var ki, bekir bey olsun ya da yılmaz bey, bu ülkede tam anlamıyla karşılık bulamazlar, çünkü halkçı söylemleri farkında olmadan elitist bir jargonla sunuyorlar. (bkz: bidon kafalılar) gibi.
bu halk anlamaz! bilmez bu sığır sürüleri! ah be bekir coşkun, birgün olsun türkiye gerçeklerine göre yazdın mı, yoksa seni destekleyen;
diyen o röpteşambırlı sivrilere yazmaktan halkın gazetecisi olabildin mi? bir fatih altaylı neden değilsin ya da serdar turgut. bir sor kendine. ayrıca köpeği vardı bir zamanlar, onun ağzından başbakan'a çok saçma bir yazı kaleme almıştı bir seferinde. pako'da ölmüş galiba, e allah rahmet eylesin ne diyelim. bir de bu ülkede önemli medya araçlarında sesinizi duyuruyor iseniz halkın değerlerine azıcık saygınız olsun. bir kurban yazısı vardı, link verilecek gibi değil. neyse medeni gençliğimizin bekir abisine saygılar efem. *
üçününde şahsına sözüm yok, şahıslara ilişmeyecek kadar ilkeliyiz hamdolsun. ama fikirleri?!. silah dayasalar savunmam. bir gün herkesin gerçeği görmesi ve kendilerini fikir dünyasından, kalemle, fikirle egale etmeleri dileğiyle...
muhalif yazarlar.
statükoya karşı duran yazarlar ayrıca.
10 yıldır devletin ve ülkenin ele geçirilmedik yerini bırakma; hala statüko, mtatüko, bik bik bik.
git çay koy diyecem ama demiyorum, git o çaydanlığı monte et kendine.
bu 3 yazar hükümetin istediği gibi yazmamışlardır, yazmadıkları için statükocu ilan edilmişler.halbuki medyada ve basında yalaka olan, iktidarın her yerini yalayacak olan,iktidarın istediği yere oturtturabileceği yazarlar mevcuttur.bu tip yığınla adam varken bu üç ismin birilerine batmış olması ironiktir.
(bkz: git bi elini yüzünü yıka)
bugün türkiye de statüko denen şeyin akp ve onun zihniyeti olduğunun farkına varamayan veya bazı sebeplerden ötürü görmezden gelen kişiler tarafından statükocu ilan edilen cesur gazetecilerdir. adamlar 10 yıldır iktidarda kendilerinden başka statüko bıraktılar mı memlekette be güzel kardeşim.
özellikle Yılmaz özdil'in bugünkü yazısında kendisini aştığı gözlerden kaçmamıştır..
Zerre kadar dini bilgisi olmadığı halde , dini konularda atıp tutan mal, halkın nazarında beş okka boka bile bedel olmadığının farkında değildir maalesef.
Neşet baba'nın vefatı sebebiyle, babanın türkülerinden alıntılar yaparak buradan bile hükumete değdirmeye çalışmış ancak bunda da başarılı olamamış laikçi moruktur..
Neşet babanın" Sevişmek ibadettir, sevgi imandır" türküsünü "parkta sevgililer rahatça sikişemiyorlar bu ne biçim memleket kardeşim" ucuzluğu ile kalitesini bir kez daha göstermiş ve Neşet babayı zerre kadar anlamadığını gözler önüne sermiştir.
"ne olacak bu memleketin hali gazeteciliği" yapan trio. uğur dündar da var ama o fırınlarda hamam böceği avına çıktığı dönemlerin hürmetine istemeden de olsa gülümsenerek anılır.