vizyoner bir sinemacı, dandik yeşilçam filmlerini saymazsak, türk sinemasına yeni bir boyut getiren bir adam.
lakin, eşinin başına şişe koyup ateş edecek kadar psikopat, kavgada karşısındakini silahla vuran ve öldüren, kürt milliyetçisi bir adam aynı zamanda. işlediği cinayetten dolayı aldığı 19 yıl hapis cezasını yatmamak için yurtdışına kaçtı, oralarda da türk düşmanlığı yaptı, kürt milliyetçiliği yaptı. öldü gitti. iyi işleri ile kötü işlerini bir terazide tartarsak, kötü işleri daha ağır basar bu nedenle kötü bir adamdır diyebiliriz.
savcının katili olduğu ve kürdistan diye diye ömrünü tükettiği biliniyor.
1983 yılında türk vatandaşlığından çıkartılmıştır. 1984 yılında ölmüştür.
1994 yılında ilginç bir şekilde tekrar vatandaşlık verilmiştir.
kültür ve turizm bakanlığı bu şahsı ölüm yıldönümlerinde anmadan duramaz!
belirli çevrelerin bu ismi hususi olarak parlatma çabaları, onun siyasi bir kişi olmasının önüne geçemez. politik bakış açısı örtülürek sanatçı denemez!
hakim katili ve kadın döven bir barzodur. yediği pisliklerin haddi hesabı olmamasına rağmen sol çomarları tarafından sürekli abartılır. yeşilçam'daki solcu yönetmenler olmasa çirkin kral diye şişirilmeyecekti. filmleri de bildiğiniz vandallığa övgüdür. filmlerinde leş kişiliğini yansıtmıştır. ermeni soykırımını tanıyarak ödülü cebine atmıştır. sanatçılığı da övülmesi de tamamen palavradan ibarettir. bu barzoyu seven aynen bunun gibi barzodur.
korkak ve katil, kadından aciz ve iki yüzlü. Kürtlüğün ekmeğini yerdi, azınlık olmanın verdiği herşeyi yapabilme kudretini kullanan şişirilmiş rahmetsiz.
Silahsız bir hakimi vuracak kadar alçak, birlikte olduğu kadınları dövecek kadar aciz, 16 yaşındaki bir kıza göz koyacak kadar pedofili, çakma solcu, bölücü bir kekodur kendisi.
ırkçı cahiller yılmaz güney'in ne pkk ile nede kürtçülük ile bir bağı olmamıştır, kendisi sosyalist görüşü benimsemiştir.
sürü filmi bu ülkede yapılan en iyi filmdir.
oyunculuğu vasatın üstündedir.
kıbrıs olaylarında yaptığı filmler bu ulusun sesi olmuştur. (yılmaz köksal ustayı da bu arada analım)
ulan hayatınız cav cav ,palavra.
şu var ,maalesef içki ve kumara düşkünlüğü vardı kumarı da para için değil zevk için oynardı . bohem hayatı severdi. sanatçı olmasına bağlayalım.
savcıyı öldürmesi yanlıştı ama savcının ettiği laflar bir erkeğin yiyip yutacağı laflarda değildi.
ben sanatçıların ideolojik olarak önlerde olması taraftarı değilim, muhalif ve halkın yanında olmaları yeter.
sanat zaten muhaliftir. (bu lafı epey önce tamer karadağlı söylemişti, maalesef iktidarın beslemesi oldu.)