çoğu lise son veya ilköğretim son sınıf öğrencisi bir gerçekle yüz yüze kalır: yıllık.
herkes sınıf arkadaşları ile ilgili düşüncelerini bir yazı haline getirmeli, o öğrenci ile ilgili anılarını yazıya dökmeli, yıllar sonra okunduğunda etki yaratabilecek bir yazıyı kısa bir şekilde yazmalıdır.
bu süreç (şu an yaşadığım için söylüyorum) zor bir süreç.
"bana yazdın mı lan?", "sana yazdım", "kısa mı olmuş", "beğendin mi?", "ne yazıyım lan sohbetimiz yok", "kimse yazmyacak lan bana, dolmuyacak sayfa", " 80 kelime iyi mi lan"
"temize geç", "ne yazıyo lan burda?" şeklindeki cümleler sınıfta en sık kullanılan cümleler haline geldi.
bazı öğrenciler özellikle kızlar çok ciddiye alıyor bu süreci, öss'den fazla kasan var. yazıyor, beğemiyor, yazamıyorum diye dertleniyor, ne olacağısa...
bir de hiç yazamayanlar var. onlar da bir türk taktiği olan "yapılmışa bak, sen de yap" taktiğini uygulamak istiyor. zaten yıllardır "yapılmışı var" şeklinde büyüdük. örnek modellere göre yaşadık, yaşıyoruz. o yüzden özgün değiliz belki. (amacından sapan entry)
işte (benim de dahil olduğum) bu kopyacı grup yıllık örneklerini inceler. başka okulların veya o okulun önceki yıllarının yıllıklarına bakar.
ben de öyle yaptım. incelerken bir şey farkediliyordu. okulun popüler adamları ve hakkında fazla şey bilinmeyenleri, sessiz sakin olanları kıscası popüler olmayanları, popülerlerin (fazla tekrar edince kelime anlamsızlaşıyo ya oldu şu an o) tabiriyle okulun ezikleri.
popüler adamlara destanlar döktürülmüş çok yazı yazılmış, sayfalar doldurulmuş iken,
diğer gruptaki bir kaç kişiye çok az yazı yazılmış, bir kaç kankası kasmış yazmış. diğerleri skindirk zaten. öylesine yazılmış.
işte bu öğrenci grubundan olduğum için bu beni üzüyor. ne farkınız var lan popüyle? o da kepli fotoğraf çektirmiş. o da sırıtık. ya da değerlendirme yönü farklı olsun. onun da çok komik, çok süpersonik anıları var, o belki hocalarla tartışamaya gir(e)memiş ama içinden orijinal fikirler bulmuş.
değişik işte bu olay.
insanın kaderini çiziyor, geleceğini şekillendiriyor belki de lisede oluşan bu durum.
bu fark hayatları çiziyor türkiye'de.
herkesin tanıdığı, sevdiği adam yüksek ihtimal iyi bir yere geliyor, diğeri ise hayalleri ile yaşamay devam ediyor.
sırf biraz ezik diye, konuşkan değil diye böyle farklar olşuyor işte lisede ve yansıması olan yıllıklarda.
biraz da umut sarıkaya tipi mutsuzluk olan bu durum beni gerçekten üzüyor ve sene sonunda yıllığımı elime aldığım zaman da üzecek...
illa ki ezik olmasi gerekmeyen, bir ihtimal gizemli bir cool abimiz olma ihtimali bulunan ogrencidir. sinifin kimsenin siklemedigi elemanlarina yazdiklarima sayfa yetmemisti; demek ki ezikler icin de yazilabilecek cok sey varmis. aklinizda birseyler olsun yeter ki yahu, yaziliyor iste..
dopdolu bir sayfaya sahip olup hakkında şahane şeyler yazılan öğrencinin, birkaç sene sonra o sayfadaki isimleri yolda gördüğünde birbirlerini tanımamazlıktan gelen kimselerden çok daha şanslı bir öğrencidir. az ama öz çevre sahibi olan bir öğrencidir. takdir edilesidir.
herkesin birbiri hakkında canım, balım, arım , dünyanın en iyi insanı gibi klişe baştan sağma yazılar döşendiği, iki yüzlüğünün ve yavşaklığın somut örneği yıllık adı verilen yalan-riya kitabında değer verilmesi gereken, doğru- düzgün, hakında az yazı yazılması nedeniyle çok da bir şey kaybetmemiş adamlardır.
harbi, delikanlı öğrencidir. öyle diğerleri gibi maksat muhabbet olsun diye diğer tiplerle makaraya girmemiştir. gerekli insanlarla seviyeli dostluklar edinmiştir.
sayfada boşluk kalacağını düşünür, biraz da komikliği seviyorsa, kafasından isimler uydurur, hakkında saçma sapan şeyler yazar, yıllar sonra yıllığa bakarken sayfasındaki saçma isimleri görür, gülümser...
sayfası büyük punto ile yazılmış öğrencidir. sayfa boş görünmesin diye muhatap olmadığı adamlara bile yıllık yazdırmak için hamlede bulunmuştur ama netice yine hüsrandır.
kesinlikle benimdir. sessiz arkadaşlarıyla çok az konuşan. parasızlıktan onlarla gezilere bile gidemeyen hatta onlar yemek yerken onlarla kantine bile gidemeyen açlık sebebiyle öğleden sonraki derslerde yarı baygın olan ben. spor derslerinde pek başarılı olmayan herkes sohbet muhabbet ederken köşeme geçip kitap okuyan ben.
benimdir. sadece yıllıkların dağıtıldığı o zamanda, birbirlerine sayfaca yazı yazan arkadaşları görünce bi an üzülmüştüm fakat sonrasında, kimseyle böyle bir muhabbetim olmadığı için bana neden böyle yazan olmadı diye üzülmedim.