akıllara polisiye bir senaryo getirendir. cinayet büro amirliğinde görevli komiser, uzun yıllar boyunca, tüm uğraşlarına karşın, peşine düştüğü seri katili yakalayamaz. kalbinde kurbanlara duyduğu üzüntü, onu yakalayamamanın, hala dışarıda bir yerlerde olduğunu bilmenin verdiği acıyla, emekli olur ve içine kapanır. günlerden bir gün, eski bir meslektaşının verdiği kitabı karıştırırken, bir kağıda rastlar. sararmıştır kağıt. merakla okuyunca, yıllar önce faili meçhule kurban giden meslektaşının seri katilin kimliğini tespit ettiğini, bu ismin büyük ağabeylerden biri olduğunu öğrenir. tabancasını çekmeceden çıkartıp kapıyı kilitler ve yola düşer.
kağıt değil genellikle kurumuş bir çiçek olması muhtemeldir. ama kağıtsa muhtemelen üzerinde sınıf arkadaşınızdan bir not vardır. sonraki dersi asıyoruz bilardo oynayalım mı gibi.
daha dün başıma gelen olay geçen yıl ayrıldığım 3 yılımı verdiğim ve hala unutamadığımın yazdığı bir kağıt lise zamanından kalma.
liseli kızların en çok yaptığı şeyi yapmış koca kağıtta her karenin içinde yazılmış çince gibi görünen yaklaşınca onun ve benim isimlerim koca a4 kağıdın her karesine onları yazmak!
bunu gören insan ağlamadan durabilir mi lan hala seviyorsa bende ağladım en tabi şekilde. bir kağıtta yazılan küçük küçük isimler çok basit gibi görünse de bazen adamı böyle kanırtır.
valla şu çılgın türkler kitabının arasından 5 tl çıktı. 2 lira da cepten koydum aldım cigarayı, bir gitti ki.ohhh. Tadından yenmedi. Ulan ne iyi etmişim de koymuşum onu oraya.
duygulandırır. bazen harıl harıl yaş akmasını sağlar göz pınarlarından, bazen de gamzeler oluşturur yanaklarımızın üzerinde. ama en güzelide o günü, o kağıt parçasını o kitabın arasına koyduğumuz günü yaşatır...
olasılıksız. geçenlerde bazı küçük notları hatırlamak için kitabı açtıgımda, içinden 2 yıl öncesine ait sayısal loto kuponu çıkmıştı. işaretlemişim bir de 3 tutmuş. parasını almadıgım için o günden beri kendime küfür ediyorum.
Bazen insanı dağıtır be hocam. Anılar, yaralar bazen. Ve bana hep yaralayacak kağıtlar, notlar vesaire çıkmıştır şuana kadar kitaplarımın arasından, yıllardır giymediğim montumun cebinden falan.