bazen aynı düğünde denk gelmektir. geçenlerde ilkokul arkadaşımın düğününe gittim, benden 15 dakika sonra 20 senedir görmediğim örtmenimiz girdi içeri. davetli olduğundan haberim yoktu görünce şaşırdım. üstüne enteresan desenli bir pezevenk gömleği giymiş, gözüne güneş gözlüklerini takmış. adam yaşlandıkça kendine gelmiş helal olsun.
karşılaşıldığı zaman sorulabilecek en güzel soru; "hocam o zamanlar bize kendimizi nasıl hissettirdiğimizi eğitim hayatımız boyunca bizimle geleceğini, en güzel şeyleri yapsakta kendimizi derinlerde aynı şekilde hissedeceğimizin farkında mıydınız?" farkındaysan neden en cesur delikanlılar, kızlar olarak hissettirmedin, farkında değilsen neden değildin hocam, bak ben bir öğretmen değilim ama nasıl hissettirmeniz gerektiğini biliyorum, ben bilebilceğim bişeyi siz neden bilemediniz.
yapılanlar ve söylenenler çabuk unutulabiliyor ama nasıl hissettirdiğiniz öyle kalıyor be hocam.
-merhaba hocam
--aa aykut sensin değil mi?
-evt benim hocam
--hiç değişmemişsin nasılda yaramazdın şimdi efendi olmuşsun
-evet sizde ne kadar ibneydiniz şimdi moruk olmuşsunuz.
Senin onu unutmaman gibi onun da seni hatırlamasıdır insanı mutlu eden. Yıllar geçmiştir ama hala ilkokul'daymışçasına öğretmenim dersin ona. Okuman iş sahibi biri olman yüzünü güldürür, ben biliyordum zaten der. Taa o senelerde öngörmüştür nasıl biri olacağını. Gurur duyar seninle, mutlu olursun. O giderken arkasından bakarsın tebessümle, ona hayran küçüklüğünü görürsün gidişinde..
gördüm, o korku salan, çirkef, anlayışsız, dayakçı, lanet, dayatmacı kadın gitmiş, kendi halinde, üflesen yıkılacak halde olan, suratına baktığımda bırakın korku duymayı komik bir hal gelmiş olan kadın gelmiş.
uzaktan gördüm o beni görmedi tabi, gözümün önünden neler geçti neler, "sen okumazsın", "hayvanın tekisin", "bir an evvel baban seni okuldan alsın" naralarını, tuvaletin çeşmesinden su içtim diye, tenefüsten 2 dakika geç geldim diye, tüm sınıfı cezaya bıraktığında nöbetçi öğretmen "niye tenefüse çıkmıyonuz" dediğinde, "cezalıyız öğretmenim" dedim diye(neymiş ceza verdiğini kimse bilmeyecekmiş, birisi sorduğunda "çalışıyoruz" diyecekmişiz), okuldan başka bir hocaya belediye otobüsünde yer vermedim diye(o daha vahim bir hikaye) daha ne siktir boktan sebepler yüzünden attığı dayakları...
o zaman boyu benden uzundu, şimdi baktım benim boyum uzun, o zaman o güçlüydü, şimdi ben güçlüyüm, şeytan dedi "git hesaplaş" yapmak istedim çok, ama sonra kendime dedim "boşver, allahından bulsun", ona görünmeden uzaklaştım.
beynime çaktığı çivileri çoktan söktüm ama izlerini silemedim maalesef, bugün zaman zaman yaşadığım psikolojik sorunların kaynağı odur, allah seni nasıl biliyorsa öyle yapsın b.a.
hüzünlüdür eğer bide tam anlamıyla öğretmense çoğu doğruyu yalnışı ondan öğrendiyseniz ve onun yaptığı herşeyin doğru olduğuna inanıp özendiyseniz yıllar sonra görmek iç burkar göz yaşlarınızı bile tutamaya bilirsiniz.