yıllar sonra ilk aşkını görmek

entry42 galeri1
    17.
  1. birde görüpte tanımamak var belkide defalarca karşılaştık ama aracadan geçen onca zamandan dolayı birbirimizi tanımadan öylece geçip gittik...
    0 ...
  2. 16.
  3. git getir eski sevgiliyi beşiktaştan
    yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan.. (bkz: cahit sıtkı tarancı)dedirtecek olan durumdur.
    2 ...
  4. 15.
  5. 11 aylık kızınızı kucağına alır, ona şevkatle sarılır ve susar.
    3 ...
  6. 14.
  7. ilk başta boğazında bir şeyler düğümlenir. daha sonra yanına gitmek istersin gidemezsin. konuşmak istersin konuşamazsın. ayrılırken söylenen sözler, daha sonra yaşanılan tartışmalar aklına gelir. kendine ''ben bu kızı nasıl bıraktım.'' sorusunu sorarsın. içinden ''acaba yanına gitsem seni seviyorum desem yeniden olur mu?'' gibi bir sürü zırvalar geçirirsin. başıma geldiği için değil sadece tahmin ediyorum.

    -meraba nur.
    -meraba mehmet.
    -çok değişmişsin saçların falan boyun mu uzamış ne.
    -hala boyumla mı uğraşıyorsun mehmet.
    -yok ya şaka. evlendin mi?
    -evlendim evet bir tane kızım var.
    -iyimiş allah bağışlasın.
    -sen evlendin mi?
    -(dış ses)eee evet evlendim. (iç ses) aslında hiç evlenmedim ada. lan ıssız adam a bağlamayın beni.
    -iyi senin adına sevindim
    -kızının adı ne?
    -mehmet.
    -yok artık.
    -o anlamda değil bir şey söyleyeceğim.
    -söyle.
    -ben seni aslında hiç unutmadım.
    -bende seni hiç unutmadım.
    -ben seni hep ararsın diye bekledim ama aramadın.
    -kontorüm yoktu.
    -hep ilk buluştuğumuz cafeye gelir misin diye önünde bekledim.
    -lan o cafe kapanmadı mı? hani otopark oldu ora.
    -hala duygusuzsun mehmet.
    -sende hala çok soru soruyorsun.
    -ben senin ilkin olacaktım.
    -senle ilkokulu bitirdim. okumayı öğrendim. nasıl sevgimi göstereceğimi öğrendim aşkı öğrendim ben. sonra ortaokul ve liseyi başarılı olarak bitirdim. üniversite de tavan yaptım. çan eğrisini oynattım ama yine mutlu olamadım. hep o ilkokulda ki günlerimi özledim. seni özledim ben.
    -ama artık çok geç.
    -evet nasıl bir aşk bu. ne sen mutlu ne ben mutlu. nasıl bir acı bu hala geçmiyor. *
    4 ...
  8. 13.
  9. . çok heycanladırır lakin bana bir yemek birde 40 kontor borcu var. ısmarlamassa avurdunu sıkarım onun. gideceksen ödeşte git kızım. ütüp ütüp gitmek varmı.
    0 ...
  10. 12.
  11. bosanmaya giden bir surecin baslangici olabilir. dikkat edilmelidir.
    2 ...
  12. 11.
  13. Gizli Sevda

    Hani bir sevgilin vardı
    Yedi sekiz sene önce,
    Dün yolda rasladım
    Sevindi beni görünce.
    Sokakta ayak üstü
    Konustuk ordan burdan.
    Evlenmiş, çocukları olmuş
    Bir kiz, bir oglan.
    Seni sordu
    Hic değişmedi dedim.
    Bildigin gibi..
    Anlıyordu
    Mesutmus, kocasını seviyormuş.
    Kendilerininmiş evleri..
    Bir suçlu gibi ezik.
    Sana selam söyledi!

    Behçet Necatigil.
    4 ...
  14. 10.
  15. bazen yeni bir doğuştur hayata tekrardan...
    1 ...
  16. 9.
  17. tanıyamamaktır. tanındığı andan itibaren ilk aşkın yaptığı şeyler gelir aklına, yanaklarda kızarma, dudaklarında muzur bi gülümseme, kocaman sarılma sebebi olur bu karşılaşma. küçükken şirin olan çocukceyz şimdi yakışıklı ve çekici olmuştur. ahh! dedirtir bu karşılaşma. ayrılmasamıydım ne? * * *
    3 ...
  18. 8.
  19. "belki de gördüm ama tanıyamadım." fikrini aklıma getiren durum.
    2 ...
  20. 7.
  21. 6.
  22. en korktuğunun başına gelmesidir..

    "Oraya gelince sinir basıyor
    bir yandan da heyecan duyuyorum ya yoluma
    çıkarsan!
    inadına oyalanıyorum otobüs durağında
    Kimi zaman cama yapışan bir sinek gibiyim
    Biliyorum buralardasın
    Ve heran seni görebilirim
    Aceleyle hüzünlü bir hal alıyor ifadelerim
    Kendimi buna hazırlarım
    Ne demeli?..
    Seni teselli edecekse tabi
    şunlarıda ekleyeyim;
    Hiç mutlu hissetmedim
    Hiç tamama ermedim..

    Daha yaklaşıyorken dahi
    saçmalamaya başlarım
    Kafamda kurmadığım bir senaryo olursa ya!
    Korkudan öleceğim sanıyordum yüzüme bakarsan
    Utançtan değil,ya da aşktan
    Adını söyleyemeyeceğim bir ilkel duygudan.."*
    3 ...
  23. 5.
  24. bir nefreti uykudan uyandırmak demektir...
    3 ...
  25. 4.
  26. görmezden gel yavaş yavaş uzaklaş. hiçmi olmadı soğuk davran ne bileyim sırnaşma yoksa anılar canlanır ve seni engin denizide bir paçavra gibi sürükler götürür.
    1 ...
  27. 3.
  28. yıllar öncesinden gelen şirin hatıraların, ilkokuldaki sınıfın ve çocukluk günlerinin zihne doluşmasına sebebiyet verendir.
    1 ...
  29. 2.
  30. şaşkınlıktan el ayak birbirine karışır. gülümsetir, kimi zaman ağlatır...
    ...
    deniz kenarında, tahta masaları ve ufak tabureleri olan bir çay bahçesine attı yorgun bedenini. rüzgar ılık, hava sıcak, elleri soğuktu. karşıdan yüzüne bakan esmer çocuktan bir orta kahve istedi. az sonra, kırmızı beyaz kareli masa örtüsü üzerine dizildi acemice, istedikleri; ufak beyaz fincan, içinde orta kahve, yanında iki minik kuş lokumu, aceleyle çalkalandığı her halinden belli, üzerinde damlacıklar olan bir bardak ve alüminyum kapaklı cam şişe içinde serin su.

    yalnızdı, yorgundu, üstelik elleri de soğuk. az önce terketmiş, az önce sevişmiş, az önce ölüp gitmiş gibi. kahvesinden bir yudum aldı, kuş lokumu, zehir zemberek küfürle dolu ağzını tatlandırdı. bir sigara yaktı sol eli, çakmağı bırakıp su şişesine uzandı. çocukluğundaki gibi kapağı açmadan üzerini tırnaklarıyla düzleştirdi önce, sonra yavaşça sıyırdı alüminyumu. bardağı önüne doğru çekti ağır ağır ve yarıya kadar doldurdu serin suyla. derken bir ses duyuldu deniz tarafından. kafasını kaldırıp sesin geldiği yöne doğru baktığında "o"nu gördü. yıllar önce, bu ufak sahil kasabasında, yıkık bir duvar dibinde öptüğü ilk aşkını. dudağının kenarında minik bir gülümseme, olduğu yerde öylece kalakaldı. sigara külü düştü masa örtüsüne, yaktı, deldi geçti olduğu yeri. kahve fincanı içinde telve, fal yazmakla meşgul, kuş lokumu yetim kaldığına ağlamaktaydı.

    kıpırdayamadı. nefessiz kaldı. zaman durdu. ağzında zehir zemberek küfürler, şişeye uzandı elleri. bir yudum içti soğuk sudan ve yuttu küfürlerini... herşeyi unuttu. hemen sonra yarıya kadar doldurduğu bardağın boş tarafına takıldı gözleri...
    ...
    4 ...
  31. 1.
  32. bayramlıkları kirlenmiş çocuk gibi olmaktır. hatta koca bir alışveriş merkezinde kaybolmuş ve bayramlıkları kirlenmiş çocuk gibi olmaktır. aslında, koca bir alışveriş merkezinde kaybolmuş, bayramlıkları kirlenmiş ve cebindeki şekeleri kaybetmiş bir çocuk gibi olmaktır.
    5 ...
© 2025 uludağ sözlük