zihnin durabilir, belki de bir kitaptan alıntıyla karşılarsın...
-işte o zaman, çoğu kez bir özlem duyuyorum ve şöyle haykırıyorum: ''keşke bu hislerimi anlatabilseydim, içimde çağlayıp taşan bu canlılığa bir kağıtta can verebilseydim, ruhun sonsuz, yüce bir varlığın aynası olduğu gibi, kağıt da ruhumun aynası olabilseydi fakat çırpınmak bir işe yaramıyor, içimdeki bu hislerin ağırlığı beni yıkıyor''...
1 yıl sonra tekrar döndüm buraya..Uludağ'a... Kuracağım cümlem cümlenizin diye başlardı eski ben olsam.olgunlaştım.basitlesemem..
1 years old ki izlenimlerimi aktarayim hala sadece isminde kuru bir ululuk , cisminde ise haddinden fazla sululuk devam ediyor.bur hafta takılıp 1 yıl daha gorunmem muhtemelen..
Bilmem...
olurda denk gelirsek, oturur bir yerde iki kelam ederiz heralde.hatta hiç bir şey olmamış gibi bizden değilde birbirimizden sonraki hayatlarımızdan Bahsederiz bir iki hoş sohbet muhabbet sonra ufaktan tekrar yollar ayrılır.başka ne olacaktı ki?
''sence de biraz geç kalmadın mı? keşke seni ağlaya ağlaya aradığımda bana dönseydin. benim için de artık bi önemin kalmadı, unutanlar unutuldular.'' derdim.