yıllar geçse de her dinlenildiğinde ilk kez dinlenmiş hissi veren, sizde hiç eskimemiş belki de eskimeyecek olan şarkılardır..
kimisi eski günlerinize, kimisi anılara götürür sizi..
güzeldir..
Yıllar geçse de üstünden, bu kalp seni unutur mu
Kader gibi istemeden, bu kalp seni unutur mu
Bir hasretlik yüzün vardı, içinde bir hüzün vardı
Söyleyecek sözün vardı, bu kalp seni unutur mu
Bu kalp seni unutur mu, kalbim seni unutur mu
Anlamı yok tüm sözlerin, sensiz geçen gecelerin
Yaşanacak senelerin, bu kalp seni unutur mu
Bambaşka bir halin vardı, farketmeden beni sardı
Benliğimi benden aldı, bu kalp seni unutur mu
Bu kalp seni unutur mu, kalbim seni unutur mu
Bana aşkı veren sendin, sonra alıp giden sendin
Yollarımız ayrı derdin, bu kalp seni unutur mu
Oysa düşlerim başkaydı, birdenbire yarım kaldı
Yaşanacak çok şey vardı, bu kalp seni unutur mu
Bu kalp seni unutur mu, bu kalp seni unutur mu
Her gün akşam yastığımda, üşüyorum yokluğunda
Yaşıyorum boşluğunda, bu kalp seni unutur mu
Bambaşka bir halin vardı, farketmeden beni sardı
Benliğimi benden aldı, bu kalp seni unutur mu
Bu kalp seni unutur mu, bu kalp seni unutur mu
sürgün - muazzez abacı.
gurbet treni - ibrahim tatlıses.
zamanda yolculuğa inanır mısınız? her bir notada ilk dinlediğim yerde, ilk dinlediğim halde bulurum kendimi.
Hatırlarım bugün gibi sessiz geçen son geceyi,
Başın öne eğik bir suçlu gibi bana verdiğin hediyeyi.
iki küçük kol düğmesi küçük bir aşk hikayesi,
iki düğme iki ayrı kolda bizim gibi ayrı yolda.
Akşam olunca sustururum herkesi, her her şeyi,
Gelir kol düğmelerimin birleşme saati.
Usul usul çıkarır koyarım kutuya yan yana,
Bitsin bu işkence kalsınlar bir arada.
Heyhat sabah gün ışıldar yalnız gece buluşanlar
Yaşlı gözlerle ayrılırlar düğmeler gibi,
Bizim gibi...
bir iskambil falında çıkmıştık birbirimize
o güzel kupa kızıydı sinek valesiydim bense
gece yarısı o perşembe rastladım köprü üstünde
ağlama dedim o ağladı tırabzanlardan indiğinde
saçların mı ıslak yoksa ıslak mı yaşamak dedim
senin için rüzgarda hep yağmur mu var
gözlerin mi daldı yoksa sıkıldın mı sorulardan
hiç geçmez mi gözlerinden bu sonbahar
bir kar tanesi ol kon dilimin ucuna
bir kar tanesi eri ağzımda
sırılsıklamdı soyundu vücuduma dokundu
biraz pürüzlü tenimde yaşam hücrelerimi buldu
mutluydum o uyudu sarıldım sayıklarken
tanımadığım o adları yanımda çırılçıplak
saçların mı ıslak yoksa ıslak mı yaşamak dedim
senin için rüzgarda hep yağmur mu var
gözlerin mi daldı yoksa sıkıldın mı sorulardan
hiç geçmez mi gözlerinden bu sonbahar
bir kar tanesi ol kon dilimin ucuna
bir kar tanesi eri ağzımda
rüyamda gururluydum biliyordum diyordum
inanmak lazımmış meğer iskambil fallarına
uyandım bakakaldım hayali bir parmağın
bıraktığı yazıya pencere camının buğusuna
hoşçakal..
bir kar tanesi ol kon dilimin ucuna
bir kar tanesi eri ağzımda.